Haksız Fiillerden Doğan Taleplerde Zamanaşımı ve Geçici Ödemeler

Haksız fiillerden doğan talepler, BK.m.60’a göre zarar görenin tazminat yükümlülüğünü ve bir zarara uğradığını öğrendiği andan itibaren 1 yıl, her halükarda haksız fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıl içerisinde istenmelidir. Bir doğal afet örneği olarak deprem örnek verilecek olursa, zarar ilk olarak depremin gerçekleştiği anda meydana geleceği için zaman aşımı da o anda başlar. BK’da 1 yıl olarak düzenlenen bu durum, TBK.m.72’de 2 yıl olarak düzenlenmiştir. Bu süre sadece haksız fiillere ilişkin tazminat isteme süresine yöneliktir. TBK – MADDE 72- Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on

Devamını okumak için tıklayın…Haksız Fiillerden Doğan Taleplerde Zamanaşımı ve Geçici Ödemeler

Ceza Mahkemesi Kararının Hukuk Davasına Etkisi Nedir?

Ceza hukuku ile özel hukukun hukuka aykırılık anlayışları arasında fark vardır. Bundan dolayı, her suç teşkil eden hukuka aykırı fiil, aynı zamanda özel hukukta haksız bir fiil teşkil etmez. Yani sorumluluk hukukunda suç eşittir haksız fiil denilemez. Hukuka aykırılık anlayışlarındaki bu farklılıktan meydana gelecek problemleri çözmek amacıyla BK’da bazı düzenlemelere gidilmiştir. Bu mesele, BK.m.53’te (TBK.m.74) düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre, hukuk hakimi ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz. Bu düzenlemeyle işaret edilmek

Devamını okumak için tıklayın…Ceza Mahkemesi Kararının Hukuk Davasına Etkisi Nedir?

Manevi Zarar Nedir? Manevi Zarar Ne Demek?

Manevi zarar nedir? Manevi zarar, bir kimsenin haksız bir fiil sonucu duyduğu acı, üzüntü ve kederdir. Maddi zararda fark teorisi esas alınıyordu; ancak manevi zararda bu teori esas alınamaz. Modern hukuk sistemleri, maddi zarar yanında manevi zararın da söz konusu olabileceğini kabul etmiştir. Manevi zararın, fark teorisiyle ilgisi yoktur. Manevi bir zararın kabul edilebilmesi için, zarar gören kişinin kişilik haklarına aykırılığı hissetmesinin şart olup olmadığı, doktrinde tartışmalara neden olmuştur. Bu konuda sübjektif ve objektif olmak üzere iki teori ortaya atılmıştır. — Sübjektif teoriye göre, manevi zararın söz konusu olabilmesi için zarar gören kişinin bu kişilik haklarına yapılan saldırıyı ve sonuçlarını

Devamını okumak için tıklayın…Manevi Zarar Nedir? Manevi Zarar Ne Demek?

Vücut Bütünlüğünün İhlalinden Doğan Zararların Tazmini

Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararlar nelerdir ve nasıl tazmin edilir? Haksız fiil zarar görenin vücut bütünlüğün ihlaline (onun yaralanmasına, bedensel zarara uğramasına) yol açmış ise hangi zarar kalemlerinin tazminat olarak talep edilebileceği BK.m.46/I (TBK.m.54) hükmünde sayılmıştır. Bu sayımın da sınırlayıcı bir sayım olup olmadığı tartışmalıdır. BK.m.46/II (TBK.m.75) hükmüne göre, zararın niteliği, hakimin karar verirken zararın kapsamını yeterli ölçüde tayin etmesine imkan vermiyorsa, hakim 2 yıl içerisinde tekrar karar alma yetkisini saklı tutabilir. BK.m.46 (TBK.m.54) hükmüne göre şu zarar kalemlerinin tazmini talep edilebilir: 1. Tedavi masrafları: Vücut bütünlüğünün ihlali durumunda yaralana kişinin tazmini talep edebileceği zararların başında tedavi masrafları gelir. Zarar

Devamını okumak için tıklayın…Vücut Bütünlüğünün İhlalinden Doğan Zararların Tazmini

Ölüm Nedeniyle Doğan Zararların Tazmini

Ölüm nedeniyle doğan zararlar nelerdir ve nasıl tazmin edilir? Ölüm tek başına zarar oluşturmaz; zarar mirasçılar ve yakınların ölüm nedeniyle uğradıkları kayıplardır. BK.m.45’ de (TBK.m.53) ölüm halinde hangi zarar kalemlerinin talep edilebileceği sayılmıştır. İsviçre Federal Mahkemesi, doktrindeki hakim görüşün aksine, bu sayımın tüketici bir sayım olduğunu ve bunlar dışında bir zararın talep edilemeyeceğini kabul etmektedir. BK.m. 45 hükmüne göre ölüm halinde, ölenin mirasçılarının veya yakınların tazminini talep edebilecekleri zarar kalemleri şunlardır: 1. Defin masrafları: Ölen kişinin sosyal konumuna uygun bir şekilde defnedilmesi için yapılan harcamalar (Ölüm ilanı, taziye masrafları, toprağa verme masrafları vb.) tazminat olarak talep edilebilir. Zarar görenin farazi

Devamını okumak için tıklayın…Ölüm Nedeniyle Doğan Zararların Tazmini

Mülkiyet Hakkının İhlali Nedeniyle Doğan Zararlar

Bir kimsenin mülkiyet hakkının ihlali durumunda ortaya çıkan zararın tazmin edilmesi gerekir. Bu noktada karşımıza “şeye ilişkin zarar” kavramı çıkmaktadır. Şeye ilişkin zarar, bir malın tahrip edilmesi, yok edilmesi veya ona zarar verilmesi nedeniyle meydana gelen zarardır. 1. Bedelin tazmini Haksız fiil neticesinde malın yok edilmesi durumunda onun bedelinin tazmin edilmesi gerekir. Tazmin edilecek bedel belirlenirken öncelikle aynı türden malın temin edilmesi için gerekli piyasa fiyatı esas alınır. Değerinde kullanıma bağlı olarak eksilme meydana gelmeyen mallar bakımından aynı türden yeni bir malın temin edilmesi için gerekli bedel göz önünde bulundurulur. Örneğin zarar gören kişiye ait arazide bulunan ağaçların zarar görmesi

Devamını okumak için tıklayın…Mülkiyet Hakkının İhlali Nedeniyle Doğan Zararlar

Tazminatın Belirlenmesi ve Tazminattan İndirim Sebepleri

Tazminat miktarı nasıl belirlenir? Alacaklının uğradığı zarar miktarı, esaslara göre tespit edildikten sonra, mahkeme bu zararların ne kadarının tazmin edileceğine karar verecektir. BK.m.43/I (TBK.m.51/I): Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Görüldüğü üzere Borçlar Kanunu bu hususta hakime bir takdir yetkisi vermektedir. Hakim tazminat miktarını belirlerken hem durumun özelliklerini hem de kusurun ağırlığını göz önünde bulunduracaktır. Bunun dışında BK.m. 44’de (TBK.m.52) bazı hususlar tazminattan indirim sebebi olarak düzenlenmiştir. Ayrıca doktrin ve içtihatlarda da tazminatın belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken bazı noktalara işaret edilmektedir. Tazminatın belirlenmesinde indirim sebebi olarak göz önünde bulundurulacak

Devamını okumak için tıklayın…Tazminatın Belirlenmesi ve Tazminattan İndirim Sebepleri

Denkleştirme Nedir?

Bazen haksız fiil zarar görenin sadece zarar uğramasına değil, aynı zamanda bazı ekonomik yararlar elde etmesine de yol açmış olabilir. Örneğin, zarar gören, yaralanmadan sonra hastanede yattığı süre boyunca ev, yemek gibi giderlerden kurtulmuş olabilir; haksız fiil sonucunda tahrip olan evin enkazı zarar gören tarafından satılmış olabilir. Bu tür durumlarda zarar hesaplanırken bu ve benzeri yararların zarardan düşülmesi gerekir. Bu işleme “denkleştirme” adı verilir. Denkleştirme (Yararların zarardan düşülmesi) ne demektir? Denkleştirme tazminatın değil, zararın tespitine ilişkin bir sorundur. Denkleştirme yapılabilmesi için, meydana gelen yarar zarar verici olayla uygun illiyet bağı içinde bulunmalıdır. Bu nedenle zarar verici olayla tesadüfen bir bağlantı

Devamını okumak için tıklayın…Denkleştirme Nedir?

Borcun Yenilenmesi Nedir?

Yenileme, borcu sona erdiren nedenlerden biri olup, bir borcun yerine yenisinin geçmesi suretiyle eski borcun sona erdirilmesidir. Dava ve sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı BK) 114. maddesinde borcun yenilenmesi “tecdit” başlığı altında düzenlenmiştir. Anılan madde; “Borcun tecdidi akitten vâzıh suretle anlaşılmak lazımdır. Hususiyle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunmak veya yeni alacak senedi veya yeni bir kefaletname imza etmek, tecdidi tazammun etmez. Bununla beraber bu hükmün aksine dair akdolunan mukaveleler muteberdir.” şeklindedir. Borcun yenilenmesi, alacaklı ve borçlu arasında yapılan bir yenileme sözleşmesi ile gerçekleşir. Bu sözleşme, tarafların eski

Devamını okumak için tıklayın…Borcun Yenilenmesi Nedir?

Tam Tazmin

Zarar veren, kural olarak zarar görenin haksız fiil nedeniyle uğradığı bütün zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Tazminat zarar miktarını aşamaz. Tazminatın üst sınırını uğranılan zarar oluşturur. Ancak BK.m.43 ve 44 (TBK.m.51 ve 52) hükümlerinde bazı tazminattan indirim sebepleri öngörülmüştür. Bu sebeplerin varlığı halinde, hakim uğranılan zarardan daha düşük bir tazminata hükmedebilecektir. Uğranılan zarar miktarına faiz de eklenecektir. Bu faize tazminat faizi denir. Faiz, zararın meydana geldiği andan itibaren yürütülür. Tazminat faiz oranına ilişkin bir oran Borçlar Kanununda belirtilmemiştir. Genellikle kabul edildiği üzere, yasal temerrüt faizi oranları, tazminat faizi bakımından da esas alınacaktır.