Ölünün Beden Muayenesi – Otopsi

Ölünün Kimliğini Belirleme Bir çeşit keşif, “ölünün hakim tarafından muayenesi”dir. Burada da keşif standartları uygulanır. Bu test iki kategoriye ayrılır. Birincisi, adli muayene olarak bilinen dış muayenedir ve bir hekim tarafından Cumhuriyet savcısı huzurunda gerçekleştirilir. Bu muayene, ölünün kimliğini, ölüm tarihini ve ölüm sebebini belirlemek için harici bulgular ve tıbbi belirtiler bulmak için yapılır. Bununla birlikte, tıbbi belirtiler ölüm nedenini tam olarak belirlemediğinden, otopsi de yapılmalıdır. Otopsi yapılmadan önce, mani sebepler olmadıkça, ölünün durumu her şekilde ve özellikle onu tanıyanlara göstererek belirlenir. Ortada bir sanık, hatta şüpheli varsa ölü, gösterilmelidir (CMK m. 86/1). Otopsi Ölünün muayenesinin ikinci çeşidi olan otopsi

Devamını okumak için tıklayın…Ölünün Beden Muayenesi – Otopsi

Susma Hakkı Nedir? Susma Hakkından Faydalanmak Aleyhe Midir?

Latince’de susma hakkı, “nemo tenetur se ipsum prodere (accusare)” olarak ifade edilir: hiç kimse kendi suçlama ve kovuşturmasına katılmak zorunda değildir. Susma hakkı, Anayasanın 38/5 maddesinde belirtildiği gibi, hiç kimsenin kendisini veya kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamayacağı anlamına gelir. Sanığa veya şüpheliye, iddia edilen suçla ilgili olarak herhangi bir açıklamada bulunmama hakkı vardır (m. 147/1-e). Devletin soruşturma organlarıyla muhtemelen ilk kez bu şekilde karşı karşıya gelmiş olan şüphelinin kolluktaki ifadesinde bu hakkın bildirilmesi daha da önemlidir. Susma hakkı, ifade alan veya sorgulayan tarafından bizzat bildirilmelidir. Bu görevi başka bir kişi yürütemez. Kanuni

Devamını okumak için tıklayın…Susma Hakkı Nedir? Susma Hakkından Faydalanmak Aleyhe Midir?

Hırsızlığa Teşebbüs

Hırsızlık suçu, failin malın kontrolünü ele geçirmesiyle tamamlanır. Failin gerçekten mal üzerinde kontrolü sağladıktan sonra, malın güvence altına alınıp alınmaması, götürülmek istenen yere götürülüp götürülmemesi suçun tamamlanması için önemli değildir. Bu durumda hırsızlık yapmak ancak malın ele geçirilmesine kadar mümkündür. Failin elinde olmayan nedenlerle mal üzerinde gerçek kontrolü sağlayamaması halinde suç teşebbüs aşamasında kalır. Örneğin, bir evden yapılan hırsızlık suçuna teşebbüs, failin evi terk etmeden mağdurun uyanması nedeniyle eşyayı bırakıp kaçması durumunda gerçekleşir. Failin mağdurun cebindeki parayı almak için elini cebine sokması ve parayı alamadan yakalanması durumunda suç teşebbüs halinde kalmıştır. Bununla birlikte, failin mal üzerinde gerçek kontrolü elde ettikten

Devamını okumak için tıklayın…Hırsızlığa Teşebbüs

Zorunluluk Halinde Hırsızlık Suçu

Zorunluluk halinde kalınarak da hırsızlık suçu işlenebilir. TCK’nın 25. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği gibi, zorunluluk hali her suç için genel bir kusurluluğu kaldırır. Bununla birlikte, TCK’nın 147. maddesi zorunluluk haline ilişkin özel bir hüküm içerir. Bu durumda, hırsızlık suçunun zorunluluk halinde kalınarak işlenmesi durumunda, olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve buna bağlanan sonuçlar bakımından yalnızca 147. maddeye bakılacak. Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.Bu maddede belirtilen zorunluluk halinde hakime, genel zorunluluk halinden (m. 25/2) farklı olarak faile ceza vermemek veya cezasında indirim yapmak konusunda karar

Devamını okumak için tıklayın…Zorunluluk Halinde Hırsızlık Suçu

Kleptomani Hastalığı Kapsamında Hırsızlık Suçu

Hırsızlık suçunun haksızlık unsurlarının gerçekleştiği belirlendikten sonra, failin kusurlu olup olmadığı sorgulanmalıdır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, fail işlediği haksızlık nedeniyle kınama yargısında bulunulabilirse cezalandırılacaktır; aksi takdirde ceza verilmeyecektir. Örneğin, fail yaşının küçüklüğü (m. 31) veya maruz kaldığı akıl hastalığı (m. 32) nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip değilse, ceza sorumluluğu söz konusu değildir. Örneğin, kleptomani hastalığına yakalanan bir kişi, işlediği fiilin hukuki anlamını ve sonuçlarını algılama yeteneğine sahip olsa da, bu hastalık nedeniyle davranışlarını yönlendiremez. Bu hastalığa yakalanan kişi küçük şeyleri çantasına atmaktan çekinmez. Bu kişinin işlediği hırsızlık fiilinden dolayı kusuru bulunmadığı için

Devamını okumak için tıklayın…Kleptomani Hastalığı Kapsamında Hırsızlık Suçu

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hırsızlık

6545 sayılı Kanunun 62. maddesi, 142. maddeye (f. 5) ek bir fıkra eklemiştir. Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji, demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.” Maddeye eklenen yeni fıkra, hırsızlık nedeniyle haberleşme, enerji, demiryolu ve havayolu ulaşım hizmetlerinin aksamasına neden olması durumunda cezanın yarısından iki katına kadar artırılmasını gerektirir. Fıkrada, hırsızlık nedeniyle ortaya çıkan bazı sonuçların bir sonucu olarak cezanın yükseltilmesi önerilmektedir. Sonuç olarak, fıkrada hırsızlık nedeniyle ağırlaşmış durum düzenlenmiştir. Bu nedenle, fıkradaki ceza artırımının uygulanabilmesi için failin bu sonuçlar bakımından en azından

Devamını okumak için tıklayın…Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hırsızlık

İşçi Sendikasına Üye Olup Olmamanın Cezai Güvencesi

Türk Ceza Kanununa göre, bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (m. 118/1). Bir sendikanın faaliyetinin engellenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (m. 118/2).

Avukatların Yakalanması

Adalet Bakanlığından izin alıncaya kadar, bir avukatın görevinden doğan veya görevi sırasında suç işlediği konusunda ihbar alan Cumhuriyet savcısı, sadece lehe ve aleyhe delilleri tespit etmekle ve suç eşyasını korumakla yetinecektir. Bu aşamada suçla ilgili dosyalar, belgeler ve ilgili kişilerin ifadeleri ve örnekleri incelenebilir. Bununla birlikte, soruşturma izni verilmeden önce şüpheli avukatın savunması alınamaz, hakim tarafından sorgulanamaz, üzeri, evi veya işyerinde arama yapılamaz. Ağır cezalı suçlar dışında yakalanamaz, gözaltına alınamaz veya tutuklanamaz. Örneğin bir avukat müdafilik görevini yerine getirirken kolluk görevlileri ile tartışmış ve hakkında “kolluk görevlilerini taşkınlık ve taciz ettiği, saldırgan sarhoşlukta bulunduğundan” bahis ile Cumhuriyet savcısının sözlü emri

Devamını okumak için tıklayın…Avukatların Yakalanması