Ön sözleşmelerde ön sözleşmenin taraflarıyla sözleşmenin tarafları genellikle aynı şahıslardır. Ancak bunun her zaman böyle olması şart değildir. Yani, asıl sözleşmenin taraflarından biri veya tamamı ön sözleşmeden farklı olabilir.
A taşınmazını üzerinde bir villa yaptırması amacıyla B’ye satıyor. Yapılan satım sözleşmesinin hükümlerinden biri: “Villanın projelendirme işini C yapacaktır.” Satım sözleşmesinin kendisi bir asıl sözleşme olmasına rağmen bahsi geçen sözleşme hükmü ön sözleşme niteliğindedir. B, burada inşaat işleriyle ilgili C’yle sözleşme yapma vaadi borcu altına girmektedir. Dolayısıyla ileride B ile C arasında bir sözleşme yapılacaktır.
Verilen örnekte ön sözleşmenin tarafları A ile B; asıl sözleşmenin tarafları ise C ile B’dir. İşte bu durumda üçüncü şahıs lehine yapılmış bir ön sözleşmeden bahsedilir.
Ön sözleşmede ileride yapılacak sözleşmenin esaslı noktalarının belirlenmiş veya belirlenebilir şekilde tespit edilmiş olması gerekir.