Borcun Yenilenmesi Nedir?

Yenileme, borcu sona erdiren nedenlerden biri olup, bir borcun yerine yenisinin geçmesi suretiyle eski borcun sona erdirilmesidir. Dava ve sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı BK) 114. maddesinde borcun yenilenmesi “tecdit” başlığı altında düzenlenmiştir. Anılan madde; “Borcun tecdidi akitten vâzıh suretle anlaşılmak lazımdır. Hususiyle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunmak veya yeni alacak senedi veya yeni bir kefaletname imza etmek, tecdidi tazammun etmez. Bununla beraber bu hükmün aksine dair akdolunan mukaveleler muteberdir.” şeklindedir. Borcun yenilenmesi, alacaklı ve borçlu arasında yapılan bir yenileme sözleşmesi ile gerçekleşir. Bu sözleşme, tarafların eski bir borç yerine yeni bir borcu geçirme iradelerinden oluşmakta olup, yenileme sözleşmesi ile mevcut borcun yerine geçen borç, bağımsız bir borç niteliğindedir. Borcu sona erdiren yenileme sözleşmesi, bazen bir borcun konusunun ya da tabi olduğu hükümlerin değiştirilmesinde söz konusu olurken bazen de borcun sebebinin ya da tarafların değiştirilmesi şeklinde olabilir. Örneğin; bir borcun konusunun tarafların iradesi ile bir şey yapma borcu yerine yapmama borcu şeklinde değiştirilmesi hâlinde, borcun konusundan dolayı yenileme söz konusudur. Borcun yenilenmesinden söz edilebilmesi için, eski borç ile yeni borcun hukuki sebepleri birbirinden farklı olması gerekmektedir. Buna karşılık her iki borcun hukuki sebebi aynı ise burada ancak bir borç ikrarından söz edile- bilir. Tarafların sadece borç miktarını veya ifa şartlarını değiştirmeleri yeni- leme için yeterli olmamakta, ayrıca mevcut borç ilişkisinin hukuki sebebinde de bir değişiklik yapılması gerekmektedir. Borcun yenilenmesi bir hukuki ilişkinin doğması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması (fesih) sonuçlarının bir veya birkaçını içerebilir. Bu nedenle, yenileme sözleşmesi sadece bu sonuçlardan birini içerecek şekilde değerlendirilmemelidir.

Bu itibarla yenileme sözleşmesi, taraflar arasında süregelen hukuki ilişkileri yok ederek yerine bağımsız ilişkiler kuran geniş kap- samlı bir sözleşmedir. Yenileme işleminin geçerliliği için taraflar yeni bir borç meydana getirirken eskisini ortadan kaldırmak iradesine sahip olmalılardır. Yenileme sözleşmesi için gerekli olan irade beyanının açık bir irade beyanı olabileceği gibi örtülü bir irade beyanı da olabilir. Bu itibarla tarafların yeni bir borç kurulurken eskisini ortadan kaldırmak amacıyla hareket edip etmediklerinin yapılan işlemin muhtevasından ya da işin özelliklerinden çıkarılması gerekmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, yenilemenin önemli sonuçlarından biri, eski borcun sona ermesi ve yeni bir borcun doğması ile birlikte eski borca bağlı olan feri hakların da aksi kararlaştırılmadığı takdirde sona ermesidir. Başka bir deyişle feri hakların sona ermeyeceği hususu yenileme sözleşmesi ile kararlaştırılmadığı sürece feri haklar eski borç ile birlikte sona erecektir. Feri haklar kavramından, alacağın dar anlamda unsurları dışında kalan, alacağın amacına hizmet eden haklar anlaşılmalıdır. Bu haklar, faiz ve cezai şart gibi alacağın genişlemesine, rehin hakkı, hapis hakkı, teminat ve kefalet gibi ala- cağın garanti altına alınmasına hizmet eden haklardır. Ayrıca, yenilik doğu- ran haklar, temsil hakları ve eski borca bağlı olan zamanaşımı defi, ödemezlik defi gibi defi hakları da feri haklar içinde değerlendirilir ve bu haklar da eski borcun sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Bu sonucun tek istisnasını 818 sayılı BK’nın 115. maddesinde hüküm altına alınan cari hesaptaki yenileme karinesi oluşturur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir