1) Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları
1.1) DASK (Zorunlu Deprem Sigortası) Kapsamı
1.1.1) Zorunlu Deprem Sigortasının Kapsamı
6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu gereğince, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan Zorunlu Deprem Sigortasına tabidir.
Bu sigorta ile, depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarlar (temeller, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, bahçe duvarları, istinat duvarları, taban ve tabanlar, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar, çatılar, bacalar ve yapının benzer nitelikteki tamamlayıcı kısımlarında meydana gelenler dahil olmak üzere), sigorta bedeline kadar Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından teminat altına alınmıştır.
1.1.2) DASK Sigorta Kapsamı Dışında Kalan Binalar
Aşağıdaki sayılan binalar bu sigortanın kapsamı dışındadır;
- 09.11.1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa tabi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler
- Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar
- Tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar
- Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar
- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar
- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar
- Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar
1.1.3) DASK Teminat Dışında Kalan Haller
Aşağıdaki haller sigorta teminatının dışındadır;
- Enkaz kaldırma masrafları, kar kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti, alternatif ikametgah ve işyeri masrafları, mali sorumluluklar ve benzeri dolaylı zararlar
- Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri
- Ölüm dahil olmak üzere tüm bedeni zararlar
- Manevi tazminat talepleri
- Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar
- Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar
1.1.4) DASK Deprem Sigorta Tazminatı Bedelinin Tespiti
Sigorta bedelinin tespitinde, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı”nda belirlenen metrekare bedeli ile aynı meskenin brüt yüzölçümünün (veya yaklaşık yüzölçümünün) çarpılması sonucu bulunan tutar esas alınır. Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, her halde “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı”nda belirlenen azami teminat tutarından çok olamaz.
1.1.5) DASK Aşkın Sigorta
Sigorta bedeli, sigortalanan meskenin yeniden yapım maliyetini aşarsa, sigortanın bu bedeli aşan kısmı geçersizdir. Sigorta süresi içinde durumda haberdar olan Kurum, sigorta bedelini indirir ve cari yıla ait fazla alınan primi sigorta ettirene gün esası üzerinden iade eder.
1.1.6) DASK Muafiyet
Her bir hasarda, sigorta bedelinin %2’si oranında tenzili muafiyet uygulanır. DASK hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmından sorumludur. Muafiyet uygulaması açısından, her bir 72 saatlik dönemde meydana gelen bütün hasarlar bir hasar sayılır.
1.1.7) DASK Sigortanın Başlangıcı ve Sonu
Bu sigorta sözleşmesinin süresi bir yıldır. Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğlen saat 12:00’de başlar ve öğleyin saat 12:00’de sona erer.
2) DASK Hasar ve Tazminat
2.1) Depremden Sonra Sigortalının Yapması Gerekenler
Sigortalı, rizikonun, yani depremin gerçekleşmesi halinde, aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür;
- Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç on beş iş günü içinde DASK’a veya Kurum nam ve hesabına sözleşmeyi yapan sigorta şirketine bildirimde bulunmak
- DASK görevlilerinin veya yetkili kıldığı kimselerin, hasara uğrayan binalara makul amaçlarla ve uygun şekillerde girmesine ve zararı azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmasına izin vermek
- DASK’ın isteği üzerine zarar miktarıyla delilleri saptamaya, rücu hakkının kullanılmasına yararlı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri, gecikmeksizin DASK’a vermek
- Zararın tahmini miktarını belirtir yazılı bir bildirimi, makul ve uygun bir süre içinde DASK’a veya yetkili kıldığı kimselere vermek
- Sigortalı bina üzerinde Zorunlu Deprem Sigortası dışında, deprem teminatı bulunan başkaca sigorta sözleşmeleri varsa bunları DASK’a bildirmek
2.2) Hasarın Tespiti
Bu sözleşme ile sigorta edilmiş binalarda meydana gelen zararın nedeni, niteliği ve miktarı DASK’ın veya yetkili kıldığı kimselerin belirlemelerine göre taraflar arasında yapılacak anlaşmayla tespit edilir.
Büyük ölçekli bir hasar meydana gelmesi durumunda DASK, hasar tespitlerinin süratle yapılabilmesini teminen teknolojik olanaklardan da yararlanarak basitleştirilmiş hasar tespit uygulamaları geliştirebilir.
2.3) DASK Zorunlu Deprem Sigortası Tazminatının Hesabı
Sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınır. Ancak sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamaz.
DASK hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren mümkün olan en kısa süre içerisinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit ederek sigortalıya bildirmek zorundadır.
2.4) DASK Tazminatı Ne Zaman Ödenir?
Tazminat miktarının yasa ve bu poliçe hükümlerine göre tespit edilmesinden sonra DASK, sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır.
2.5) DASK Hasar ve Tazminatın Sonuçları
DASK, yaptığı tazminat ödemesi tutarınca hukuken sigortalının yerine geçer ve sigortalının zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde DASK’a intikal eder.
Deprem sonucu tam hasar meydana geldiği takdirde, tazminatın ödenmesi ile birlikte sigorta teminatı sona erer. Kısmi hasar halinde, sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren, ödenen tazminat tutarı kadar eksilir.
Binanın taşıyıcı sistemine etki eden hasarlarla ilgili olarak, teminatın tekrar işlerlik kazanabilmesi için konutun eksper raporunda belirtilen makul süre içinde onarılması gerekmektedir. Aksi takdirde poliçe vadesi süresince oluşabilecek müteakip hasarlar ödenmez.
Sigorta bedelinin eksildiği hallerde, hasarlı binanın, hasardan bir gün önceki haline getirildiği tarihten itibaren başlamak üzere, gün esası ile prim alınmak suretiyle sigorta bedeli yükseltilir.
3) Diğer Hususlar
3.1) Sigorta Priminin Ödenmesi, DASK’ın Sorumluluğunun Başlaması ve Sona Ermesi
Sigorta primi, sözleşme yapılır yapılmaz poliçenin teslimi karşılığında peşinen ödenir. Bununla birlikte, prim tutarının, taksitler Kuruma yansıtılmamak koşuluyla kredi kartı ile başka şekilde finansal kuruluşlarca taksitlendirilmesi mümkündür. Her durumda, sigorta priminin tamamı veya ilk taksiti poliçenin teslimine rağmen ödenmemiş ise DASK’ın sorumluluğu başlamaz. Bu şart poliçenin ön yüzüne yazılır. Sigorta primi alacakları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Malikler veya varsa intifa hakkı sahipleri, sigorta sözleşmelerini her yıl yenilemek zorundadır. Sigorta sözleşmesinin poliçe bitiş tarihine kadar yenilenmemesi durumunda DASK’ın teminata ilişkin sorumluluğu poliçede belirtilen bitiş tarihi itibariyle sona erer.
3.2) DASK Sigorta Ettirenin ya da Sigortalının Beyan Yükümlülüğü, Fesih ve İptaller
DASK bu sigorta sözleşmesini, sigorta ettirenin, riziko gerçek durumunu bildiren beyanına dayanarak yapmıştır. Sözleşmenin düzenlenmesi aşamasında, sigortalının veya sigorta ettirenin, meskenin brüt yüzölçümü, yapı tarzı, adresi, geçmiş depremlerde hasar durumu gibi bilgilerde gerçeğe uygun olmayan beyanı halinde aşağıdaki hükümler uygulanır.
Sigortalının veya sigorta ettirenin beyanının gerçeğe aykırı veya eksik olması halinde DASK’ın sözleşmeyi daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek durumlarda, DASK veya aracı kılınan ilgili sigorta şirketi durumu öğrendiği andan itibaren 15 gün içerisinde prim farkının ödenmesini sigorta ettirenden talep eder.
Gerçeğe aykırı beyan hali, depremden sonra öğrenilmişse, tazminat, alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki orana göre ödenir.
Sigortalının veya sigorta ettirenin geçmiş depremlerdeki orta veya daha ağır hasar durumunu kasıtlı olarak beyan etmediği anlaşıldığı takdirde DASK, riziko gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir ve prime hak kazanır.
Sigorta ettirenin, sigorta süresi içinde sigortalı meskende mevzuata aykırı değişiklik yapması halinde DASK sözleşmeyi feshedebilir.
Aynı yer için birden fazla zorunlu deprem sigortası yaptırılmış olduğunun ya da sigorta kapsamı dışında kalan bir yere yanlışlıkla Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi düzenlendiğinin sigorta ettiren tarafından belgelendirilmesi durumunda, zorunlu deprem sigortası sözleşmesi, başlangıcından itibaren iptal edilir ve primin tamamı sigorta ettirene iade edilir.
Diğer taraftan, sigorta sözleşmesinin yürürlükte olduğu süre içerisinde, sigorta konusu yerin yukarıda belirttiğimiz sigorta kapsamındaki durumlar dışında kalan bir nedenle ortadan kalkması ya da sigortalı yerin sigorta kapsamı dışına çıkması hallerinde, bu durumun sigorta ettiren tarafından belgelendirilmesi kaydıyla, sigorta sözleşmesi, bildirimde bulunulan tarihten itibaren geçerli olmak üzere iptal edilir. Bu durumda, sözleşmenin iptal tarihi ile başlangıcındaki bitiş tarihi arasındaki süreye isabet eden prim tutarı sigorta ettirene gün esası üzerinden iade edilir.
3.3) Birden Çok Sigorta Bulunması Durumu
Aynı bina/bağımsız bölüm için birden çok Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) yaptırılamaz. Ancak, Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bağımsız bölüm ve binanın değeri Zorunlu Deprem Sigortası ile belirlenen sigorta bedelinin üzerinde ise, bu tutarın üzerindeki kısım için, Zorunlu Deprem Sigortasının yapılmış olması kaydıyla, sigorta şirketleri tarafından ihtiyari deprem sigortası yapılabilir.
3.4) Menfaat Sahibinin Değişmesi
Sözleşme süresi içinde, menfaat sahibinin değişmesi halinde, sigortanın hükmü yeni menfaat sahibi ile devam eder. Bu durumda yeni menfaat sahibi, sigortaya ait devir zeyilnamesini yaptırmak ve satış işleminin tamamlanabilmesi için zeyilnameyi ilgili tapu müdürlüğüne ibraz etmekle yükümlüdür. Bunun dışındaki hallerde ise, sigorta ettiren ve sigortanın varlığını öğrenen yeni menfaat sahibi, durumu 15 gün içerisinde sözleşmeye aracılık yapan sigorta şirketine bildirmekle yükümlüdür.
3.5) Tebliğ ve İhbarlar
Sigorta ettirenin bildirimleri, DASK adına sözleşmeye aracılık yapan sigorta şirketine yazılı olarak yapılır.
DASK veya adına yetkili kıldığı sigorta şirketinin bildirimleri de taraflara imza karşılığı elden verilen mektupla ya da sigorta ettirenin poliçede gösterilen adresine veya bu adres değişmişse, son bildirilen adresine yazılı olarak yapılır.
DASK tarafından yapılan ihbarlar, postaya veya notere verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder.
3.6) Tahkim ve Yetkili Mahkeme
Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak, uyuşmazlık konusu olayın üyelik tarihinden sonra meydana gelmiş olması halinde, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30. maddesinin 12. fıkrasında belirtilen tutara kadar olan kararlar her iki taraf için de kesindir.
Bu sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle DASK aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, DASK’ın bulunduğu veya rizikonun gerçekleştiği yerde, DASK tarafından açılacak davalarda ise, davalının ikametgahının bulunduğu yerde, ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemedir.
3.7) DASK Zorunlu Deprem Sigortasında Zamanaşımı
Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler, sözleşmenin sona ermesinden itibaren iki yılda zaman aşımına uğrar.
2) DASK Zorunlu Deprem Sigortası Usul ve Yargılama Esasları
2.1) Görevli Mahkeme
HMK’nın 114 ve 115. maddelerinde dava şartıları düzenlenmiş olup, açılan bir davada öncelikle dava şartlarının incelenmesi ve kanundaki düzenleme sırasına göre dava şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
2.1.1) Tüketici Mahkemesi
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı ikinci maddesinde; “Bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinde, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması ve işlemin tüketici işlemi sayılması gereklidir.
Örneğin somut uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki mesken nitelikli taşınmaz nedeniyle düzenlenen zorunlu deprem sigortası poliçesinden kaynaklı hukuki ilişki bulunduğu, bu hukuki ilişki uyarınca davacının tüketici, taraflar arasındaki sigorta ilişkisinin de tüketici işlemi sayılacağı ve davacı vekilince, deprem sigortası teminatının tahsiline yönelik tazminat talebinde bulunulduğu gözetildiğinde, dava tarihi olan 09.11.2016 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu durum karşısında davanın görüldüğü … İli’nde müstakil Türketici Mahkemesi bulunmamakla birlikte, ilk derece mahkemesince davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmayıp, genel mahkeme (Asliye Hukuk Mahkemesi) sıfatıyla bakılması isabetsiz olmuştur.
- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Örneğin, davacıya ait, depremde ağır hasar görmesi sonucu yıkılan konutun zorunlu deprem sigortası bulunması halinde, sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapılması durumunda ya da adli yargıda söz konusu deprem nedeniyle konutun yıkılmasında sorumluluğu bulunan özel kişilere karşı açılan tazminat davasında, özel hukuk hükümlerine göre, davacının gerçek zararının tazminat edilerek karşılanması durumunda sigorta şirketince ödenen miktarın veya adli yargıda hükmedilen tazminat miktarının, tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesi için yapılacak tazminat ödemeleri incelenir.
2.1.2) Ticaret Mahkemesi
Türk Ticaret Kanununun 1483 ve devamı maddelerinde “sigorta sözleşmeleri” düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Ticari davalar TTK’nın dördüncü maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1 maddesinde nispi ticari davalar 4/1/a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK 4/1 maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar ise TTK 4/1/a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1/f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
Sigorta poliçesinin tarafı ticari nitelikte ise, örneğin sigortalı işyeri ise görevli mahkeme ticaret mahkemesidir.
6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3 maddesi artık asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olduğundan hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
2.2) DASK Zorunlu Deprem Sigortasında İspat Külfeti
HMK’nın 324. maddesinde “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır…” düzenlemesi bulunmaktadır.
TTK’nın 1409. maddesi uyarınca, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacı davacıya aittir.
TTK’nın 1459. maddesine göre sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder. Yani, bir başka deyişle sigortalının uğradığı gerçek zarar tazminat olarak ödenir. Gerçek zararı ispat yükü sigortalının üzerindedir. TBK’nın 50. maddesi uyarınca, uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayın özelliklerine göre hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
TTK’nın 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartlar içerir.
Örneğin somut olayda, bilirkişi raporunda konuttaki hasarın hangi nedenden kaynaklandığının tespiti için değişik aletlerle ayrıntılı inceleme yapılması gerektiği belirtilmiş, mahkemece 28.04.2016 tarihli duruşmada bina üzerinde ayrıntılı inceleme yapılması için bilirkişilere 2.000 TL ek ücret takdirine, davacıya anılan miktarı yatırması için iki hafta kesin süre verilmesine, aksi takdirde bilirkişi incelemesine dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının, dosyanın mevcut haliyle karara bağlanacağının ihtarına karar verilmiş, davacı tarafın süresinde bilirkişi ücretini yatırmaması üzerine, dosyadaki mevcut delil durumunun davanın ispatı için yeterli olmadığından ispat edilemeyen davanın reddine yönelik hüküm kurulmuştur.
Oysa, TTK’nın 1409. maddesine göre, hasarın depremden kaynaklanmadığını ispat yükünün davalı sigortacıda olması, TTK’nın 1459. maddesi uyarınca uğranılan gerçek zararın ispat yükünün davacıda bulunması karşısında, mahkemece öngörülen ek bilirkişi ücretinin HMK’nın 324/1. maddesine göre yarısının davalıdan talep edilip edilmeyeceği tartışılmadığı gibi, HMK’nın 324/2. maddesindeki taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir hükmü nazara alınmaksızın karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1/a/6 maddesine göre kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
BİLGİ NOTU: 17.01.2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmiliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasında, zorunlu sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanan, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlemesi yer almaktadır.
Her ne kadar, DASK sigortasını yapan başka bir sigorta şirketi olsa da, davalı bankanın zorunlu olan bu sigortanın da yenilenmesi için davacıya bilgilendirme yapması gerekmektedir.
Örneğini vereceğimiz dava, DASK sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. … İl Afet Müdürlüğü’nün hasar tespit raporunda sigortalı konutun ağır hasarlı olduğu belirtilmiştir. Sigorta eksperlerince düzenlenen raporda ise yapının zemin katındaki tüm kolonların incelendiği sadece birinde 0,3 mm. genişliğinde eğilme olduğu, yapılacak toplam onarım bedelinin 11.050,00 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun sigortalı konuta keşif yapılarak hazırlanmadığı, sadece … İl Afet Müdürlüğü’nün hasar tespit raporu nazara alınarak yapının ağır hasarlı olduğu kabul edilerek düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde hazırlanan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Kaldı ki raporda, muafiyet indiriminin DASK genel şartların A.6 maddesine göre sigorta bedelinin %2’si oranının uygulanarak hesaplanması gerekirken hasarın %2’si oranı uygulanarak hesaplanmış olması da doğru olmamıştır.
Bu itibarla mahkemece yapılacak iş üniversitelerin jeoloji mühendisliği bölümlerinden seçilecek deprem-tektonik krip hareketleri konusunda uzman akademik kariyere haiz bilirkişiler ve inşaat bilirkişisi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak rizikonun depremden ileri gelip gelmediğini, zararın Zorunlu Deprem Sigortası Kapsamında bulunup bulunmadığı konusunda afet il müdürlüğü ile eksper raporu arasındaki çelişkiyi giderici ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması ve zararın belirlenmesinden sonra toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 353/1/a/6 maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerde sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/a/6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2.3) 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 2/2 Maddesi (Zorunlu Deprem Sigortasına Tabi Olmadığı Düzenlemesi)
587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 2/2 maddesinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalar ile köy yerleşik alanlarında yapılan binaların bu KHK kapsamında zorunlu deprem sigortasına tabi olmadığı düzenlemesi mevcut olup yine Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarının A2 – 2.2. maddesinde köy yerleşim alanlarında yapılan binalar sigorta kapsamı dışında kalan binalar içerisinde sayılmıştır.
Örneğin, öncelikle değerlendirilmesi gereken husus gerek KHK ve gerekse genel şartlarda köy yerleşim alanlarında bulunan binalar sigorta kapsamı dışında sayılmasına rağmen davacının maliki olduğu köy hudutları içerisinde kalan binanın zorunlu deprem sigortasının yapılması ve depremden zarar görmesi sebebiyle davalıların zarardan poliçe nedeniyle sorumlu olup olmayacağı noktasıdır.
Sigorta sözleşmesi de diğer birçok sözleşme gibi tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile kurulur. İki taraflı bir akdi ilişki kuran sigorta sözleşmesinde, sözleşmenin her iki tarafı da borç altına girer. Her akdi ilişkide tarafların iyiniyetli hareket etmesi esastır. Akdi görüşmelerden doğan sorumluluk (culpa in contrahendo) bu esasa dayanır.
Örneğin, somut olayda davacı sigorta şirketine doğru beyanda bulunmuş taşınmazın bulunduğu adresi doğru olarak bildirmiş poliçede de binanın bulunduğu adres açıkça yazılmıştır.
Davalı şirket 12.02.2006 başlangıç tarihli poliçeyi 23.04.2007 tanzim tarihli poliçe ile zorunlu deprem sigortasını yinelemiş davacı da primleri süresinde ve düzenli olarak ödemiştir.
Riskin meydana gelmesini müteakip taşınmazın köy sınırları içerisinde ve teminat kapsamı dışında olduğundan bahisle zararın karşılanmaması ve ödeme yapılmaması gerek TMK 2. maddesi çerçevesinde iyiniyet ilkesine aykırı olduğu gibi akdi görüşmelerden doğan sorumluluk gereği yerinde görülmeyerek hasarın poliçe kapsamında kaldığı mahkememizce kabul edilmiş, zarar miktarının tespiti yönünden bilirkişi raporu hükme esas alınabilir nitelikte görülerek davalı Doğal Afet Sigortaları ve adına sözleşmeye aracılık eden sigorta şirketi aleyhine davanın kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuştur.
2.4) Zorunlu Deprem Sigortası Kapsam ve Sigorta Yapma Zorunluluğu
23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya sağlanan kredi ile yapılan meskenler zorunlu deprem sigortasına tabidir.
09.11.1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa tabi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler, köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerlik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar ile 634 sayılı Kanun kapsamında olsalar dahi tamamı ikamet dışı amaçlarla kullanılan binalar zorunlu deprem sigortasına tabi değildir.
Birinci fıkrada belirtilen binalar ve bağımsız bölümler için malikler veya intifa hakkı sahipleri tarafından zorunlu deprem sigortası yaptırılır ve bu sigorta her yıl yenilenir.
Kurum, ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binaları sigortalamama hakkına sahiptir. Kurum, taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binaları sigortalamaz. Bu tespitin yapıldığı binaların listesi Kurum tarafından ilgili idareye gönderilir (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu Madde 10).
2.5) Yükümlülerin Saptanması ve Sigortanın Kontrolü
Zorunlu deprem sigortasını yapmakla yükümlü olanlar, 10. madde hükümleri çerçevesinde kurum tarafından tespit edilir. Mahalli idareler dahil kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, sigorta yükümlülerinin saptanmasına ve izlenmesine yönelik olarak Kurum tarafından kendilerinden istenecek bilgileri belirli aralıklarla ve düzenli olarak vermek zorundadır. Bu konudaki bilgi paylaşımı, gerektiği halde, elektronik ortamda yapılabilir.
Tapu müdürlükleri, maliklerin veya intifa hakkı sahiplerinin taleplerine bağlı olarak tapu kütüğünde bu sigortaya tabi bağımsız bölümler ve binalarla ilgili tescil işlemlerini veya tapuya kayıtlı taşınmazın kayda tabi olmayan bir taşınmaza dönüşmesi hali hariç olmak üzere terkin işlemlerini zorunlu deprem sigortasının yaptırıldığı ve işlem tarihi itibariyle geçerli olduğu belgelenmedikçe yapamaz.
Zorunlu deprem sigortasının kapsamına giren binalar ve bağımsız bölümlerle ilgili olarak yaptırılan su ve elektrik abonelik işlemlerinde, zorunlu deprem sigortasının varlığı ilgili kuruluşça kontrol edilir. Bu kontrol, gerektiği halde, Kurum tarafından elektronik ortamda sağlanan bilgi ve olanaklarla yapılabilir.
İkinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, ilgili kurumların görüşü alınarak Müsteşarlık tarafından belirlenir.
Kurum, sigortanın yapılması ve düzenli olarak yenilenmesi için zorunlu deprem sigortasının kapsamına giren bina ve sitelerin yönetimleri ile kontrol uygulamaları geliştirebilir (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu Madde 11)
2.6) Sigortalının Sorumluluğu
Malik veya intifa hakkı sahibi, binanın ve her bir bağımsız bölümün projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edilmesine veya zayıflatılmasına karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Malik veya intifa hakkı sahibi, hasarın projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek tadilat nedeniyle ortaya çıktığının tespit edilmesi durumunda, sigortadan tazminat alma hakkını kaybeder (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu madde 12).
2.7) Zorunlu Deprem Sigortasına İlişkin Tarife ve Talimatlar ile Uygulama Esasları ve Genel Şartlar
Zorunlu deprem sigortasına ilişkin tarife ve talimatlar ile azami teminat tutarı her yıl Bakan tarafından belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Sigorta primlerinin tespitinde; binanın yüzölçümü, inşaat türü ve kalitesi, binanın üzerinde bulunduğu arazinin zemin özellikleri, deprem riski ve benzeri unsurlar değerlendirilir.
Zorunlu deprem sigortası bulunan ve deprem nedeniyle hasar gören binalara ilişkin tazminat, gerekli bilgi ve belgeler ile hasar tespitinin tamamlanmasını müteakip en geç otuz gün içinde ödenir.
Zorunlu deprem sigortasına ilişkin uygulama usul ve esasları ile sigorta genel şartları Müsteşarlık tarafından belirlenir (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu madde 13)
2.8) İhtiyari Deprem Sigortası
Zorunlu deprem sigortası kapsamı dışındaki yerlerde ihtiyari deprem sigortası yaptırılır. Zorunlu deprem sigortası, belediye sınırları içinde kalan yapılar için olan sigorta çeşididir. Deprem ve depremle birlikte oluşan afetlerin zararları, poliçeye uygun olarak karşılanır.
Köy yerleşimleri, ticari ve sınai amaçlar için kullanılan binalar, projesi bulunmayan ya da uygun olmayan şekilde inşa edilen binalar, bakımsız, harap ve yıkılmasına karar verilen binalar zorunlu deprem sigortası dışında kalan yerlere örnektir. İsteğe bağlı olarak ihtiyari deprem sigortası yaptırılabilir.