İş sözleşmesinin sürelendirilmesine ilişkin özel bir düzenlemenin yer aldığı 5580 sayılı Özel Öğretim Okulları Kanununun zincirleme iş sözleşmesi yapılabilmesi açısından özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira 5580 sayılı Kanuna göre, yönetici, öğretmen ve Kanunda sayılan diğer kişilerle yapılacak iş sözleşmesinin en az bir yıl süreli yapılması gerekir (m. 9/1). Kanunda bir yıl “takvim yılı” olarak kabul edilmiştir (m. 9/1). Ayrıca, aynı maddede, bu kişilerin sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden sosyal sigortalar mevzuatına ve İş Kanunu hükümlerine bağlı oldukları açıklığa kavuşturulmuştur (m. 9/5).
Belirtelim ki, 5580 sayılı Kanundan önce yürürlükte olan 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunundaki iş sözleşmesinin süresine ilişkin hükmün esas itibariyle 5580 sayılı Kanunla da kabul edilmiş olması karşısında, öğretide ve yargı kararlarında buna dayanılarak varılan sonuçların bugün için de geçerliliğini korumakta olduğu söylenebilecektir. Öğretideki baskın görüşe göre, Kanunda belirtilen süre sonucu, anılan kişilerle yapılan sözleşmenin belirli süreli olması yasal bir zorunluluk olup bu sözleşmelerde objektif nedenlerin varlığı aranmaz ve birden fazla yapılmış olan sözleşmeler belirsiz süreliye dönüşmezler. Buna karşılık öğretide öne sürülen bizce de isabetli başka bir görüşe göre ise, Kanunda sözleşmenin sona erme tarihi yerine en az bir yıl yürürlükte kalması esası öngörülmesi, bir yıldan sonra ne kadar daha yürürlükte kalacağının tarafların serbest iradesine bırakılması karşısında, taraflar ancak 4857 sayılı Kanunda belirtilen objektif koşulların varlığı varlığı halinde belirli süreli sözleşme yapabilirler; aksi halde sözleşme baştan itibaren belirsiz süreli sayılmalıdır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bu konuda daha önce, öğretmenlerle yapılan birer yıllık sözleşmelerin işin niteliği itibariyle ayrı ayrı belirli süreli sözleşmeler olduğunu, ardı ardına her sene yapılmış olmasının bunları belirsiz süreli sözleşmeye dönüştürmeyeceğini, bunun sonucunda da, sözleşme süresinin bitiminde kendiliğinden sonra erdiği için de işçinin ihbar tazminatına ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağını kabul etmişti. Buna karşılık Yargıtay daha sonra verdiği kararlarında, belirli süreli iş sözleşmesinde yer alan bir hükme dayanılarak işveren tarafından yenilenmeyeceğinin işçiye bildirilmesi ve bu suretle sözleşmenin haklı sebep olmaksızın sona erdirilmesi halinde işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği sonucuna varmıştı.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015 yılında vermiş olduğu kararında, özel okul öğretmenleri ile yapılan sözleşmelerin belirli süreli sözleşme olduğu görüşünden dönmüş ve özel okul öğretmenleri ile yapılan sözleşmelerin yasadan kaynaklanan asgari süreli iş sözleşmesi olduğu, asgari sürenin bitimi ile sözleşmenin kendiliğinden sona ermeyeceği ve belirsiz süreli olarak devam edeceği, bu nedenle asgari süreli sözleşmenin işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçinin şartları varsa iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceğini kabul etmişti. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi de aynı yönde karar vermişti. Buna karşılık Yargıtay 22. Hukuk Dairesi özel okul öğretmenleri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu yönündeki içtihadını devam ettirmişti. Özel Daireler arasındaki görüş ayrılığı Yargıtay içtihadı birleştirme kararına konu olmuş ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 2018 yılında oy çokluğu ile verdiği kararında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9. maddesinde belirtilen sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu sonucuna ulaşmıştır.