Yönetim kurulu üyelerini görevden alma (azil) yetkisi, TTK m. 334/2 hükmü hariç, genel kurulun münhasır yetkisindedir. Genel kurul, yönetim kurulu üyesini görevden alırsa, üyelik sıfatı sona erer. Çünkü, yönetim kurulu üyeliği güvene dayandığından, bu güvenin ortadan kalktığı, azaldığı veya gerektiği her zaman hukuki ilişki sona erdirilebilir. Bu nedenle üyeler, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya genel kurulun gündeminde bulunmasa bile haklı sebeplerin varlığı halinde her zaman genel kurul tarafından azledilebilirler (TTK m. 364/1). Genel kurulun azil yetkisi, sebebinin gösterilmesini gerektirmeyen (ad nutum) karakterlidir.
Anonim ortaklık ile yönetim kurulu arasında kural olarak bir vekalet ilişkisi bulunması (TTK m. 126, 6098 sayılı TBK m. 630) ve bu ilişkinin karşılıklı güvene dayanması nedeniyle, genel kurulun bu ilişkiyi istediği zaman sona erdirme yetkisi vardır (6098 sayılı TBK m. 512). Genel kurulun yönetim kurulu üyelerini azil yetkisi “emredici” ve “devredilmesi mümkün olmayan” niteliktedir. Yasada, azil için herhangi bir sebep gösterme zorunluluğu öngörülmemiştir. Bu nedenle, genel kurul YK üyelerini hiçbir sebep göstermeden de azledebilir. Genel kurulun YK üyelerini azil konusundaki takdir hakkı mutlaktır. Görevden almaya karar verilmişse, takdir hakkının kötüye kullanıldığı iddiası ve görevin devamı, yani sürdürülmesi talebi ile dava açılamaz. Ancak genel kurul kararı şekil itibariyle geçerli değilse, örneğin gerekli yeter sayılara uyulmadan karar alınmışsa, karar geçerli olmadığından geçersizliğin tespiti dava edilebilir. Fakat genel kurul kararının içerik itibariyle haksız olması, yönetim kuruluna iptal davası hakkı vermez.
Genel kurul tarafından görevden alınan yönetim kurulu üyesinin tazminat talep hakkı saklıdır (TTK m. 364/3). Tazminat daha çok, görevden alınmanın haksız olduğu zaman söz konusu olur.