İşçi, her hizmet yılına karşılık hak ettiği yıllık ücretli iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır (İş Kanunu m. 54/4). Bu hüküm, yıllık izin hakkından vazgeçilmeyeceği hükmü (m. 53/2) ile birlikte ele alındığında, ücretinin ödenmesi suretiyle işçinin yıllık izin süresini çalışarak geçirmesinin söz konusu olamayacağı sonucunu doğuracaktır. Bunun gibi, bu hükümler göz önüne alındığında, izin sürelerinin zorunlu bir neden olmaksızın birleştirilerek sonraki yıllarda kullandırılması kanuna aykırı olacak, fakat bu durumlarda işçi izin hakkını kaybetmiş sayılmayacaktır. Yargıtaya göre de, iş yerinde çalışmakta olan işçi geçmiş yıllara ait yıllık ücretli izin alacağının hüküm altına alınmasını istemiş ve mahkemece istek doğrultusunda karar verilmişse de, iş sözleşmesinin devamı sırasında kullandırılmayan izin karşılığının istenmesi olanağı yoktur. Aksi halde işçi sırf para alabilmek düşüncesiyle izin hakkından vazgeçme olanağına sahip olur ki bu durum Anayasa’da güvence altına alınmış olan dinlenme hakkına aykırı düşer. Yargıtay’a göre, anayasal ve yasal güvence karşısında, işçinin iş sözleşmesi devam ederken verdiği dilekçe ile izin hakkını kullanmayacağı ve ileride hak talep etmeyeceği yolunda bir vazgeçme beyanı hukuken geçerli olmaz ve emekli olan işçiye izin ücretinin ödenmesi gerekir.
Belirtelim ki, işveren işçiye eylemli olarak yıllık izni kullandırmak zorunda olduğu gibi işçi de bu süre içinde başka bir iş yerinde çalışamaz (m. 58). Öğretide de ifade edildiği gibi, bu hüküm izin hakkından vazgeçilememesi biçimindeki Anayasal düzenlemenin devamı niteliğindedir.