MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama, çocuğa karşı … , aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü: I- Şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sanıklar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde: Şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin yokluğunda verilen hükmün 18.12.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak; hükmün CMUK.nın 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 02.01.2019 tarihinde temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince temyiz isteminin oybirliğiyle REDDİNE, II- Sanık hakkında mağdurlar … ve … ‘e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde: Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafinin, ceza miktarına ve lehe hükümlerin uygulanmamasına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, III- Sanık hakkında mağdur … ‘e yönelik eylemi nedeniyle kurulan hükmün temyiz incelemesinde: 5237 sayılı TCK.nın 96/1. maddesinde ” bir kimsenin … çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” ibaresi yer almakta, yasada … kabul edilen eylemler tanımlanmamaktadır. Madde gerekçesinde ise ” … olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Aslında bu fiiller de kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arzeder bir tarzda işlenen eziyetin özelliği, işkence gibi, kişinin psikolojisi ve ruh sağlığı üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, eziyetin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.” denilmektedir.
Yaralama fiilinin başka bir suçun unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olması halinde bu suçla birlikte kasten yaralama suçundan da hüküm kurulabilmesi için yasada açık bir hüküm bulunması zorunludur. (Örnek: TCK.nın , 102/4., 103/5., 109/6. ve 149/2. maddeleri gibi) İşkence suçu işlenirken mağdurun TCK.nın 87. maddesinde belirtilen şekilde yaralanması halinde TCK.nın 95. maddesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçu düzenlenmiş olup söz konusu nitelikli halin uygulanması gerekmektedir.
… suçunda ise, işkence suçunda olduğu gibi neticesi sebebiyle ağırlaşmış … suçunun kabul edilmemesi nedeniyle, bu suçun yanında nitelikli yaralama hali oluştuğunda yaralama suçundan da ayrıca ceza tayini gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve cezanın arttırılacağı hallerin TCK.nın 96/2. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı gözetildiğinde yaralama suçundan da mahkumiyet hükmü kurulamayacaktır. Bu durumda, … suçunun unsurlarından olan basit yaralamanın ötesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun oluşması halinde TCK.nın 44. maddesi gözetilip fiilin süreklilik arz etmesi, yaralamanın dışında diğer kötü muamelelerinde bulunması gözetilerek TCK.nın 3. ve 61/1. maddeleri gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini ile adil bir sonuca ulaşılması gerektiği değerlendirilmekle, Dosyadaki mevcut 12-7-2011 tarihli … … Hastanesi raporunda tarif edilen yaralanmanın niteliği, … … si Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezince düzenlenen 13.07.2011 tarihli raporda; mağdur … ‘in vücudunda saptanan değişik bölgelerdeki ve değişik tarihlerde oluştuğu düşünülen ekimotik lezyonların darp ve ısırık sonucu oluşabilecek nitelikte olduğu aynı zamanda ağır bir tramvaya maruz kalan çocukta kan şekerinin yükseldiğine, mağdurun yaşamsal tehlikesinin bulunup basit tıbbi müdahale ile düzelemeyeceğinin belirtilmiş olması, mağdurların yengesi olan tanık … ‘in sanığın üç mağduru da sürekli dövüp aç bıraktığına, evlerinin yakın olması nedeniyle özellikle akşam saatlerinde çocukların ağlama seslerini duyduğuna, çocukların sırt ağrısından uyuyamadıklarına dair beyanları ve sanığın çocukları zaman zaman dövdüğüne, mağdur … ‘in vücudundaki ısırık izlerinin kendisi tarafından oluşturulduğuna dair beyanları da dikkate alındığında; Sanığın mağdur … ‘e yönelik sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde süreklilik arz eden eyleminin … suçuna uyduğu TCK.nın 3. ve 61/1. maddeleri gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321.ve 326/son. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 04.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.”