Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E. 2018/752 K. 2018/12612 T. 24.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı … Ş. vekili, davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

 

K A R A R

 

 

Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu traktörün, davacı … ‘in idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada, davacı … ve aracında yolcu olan Ali’nin yaralandığını, kazada yaralanan davacıların işgöremez hale geldiğini, pekçok tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını, davacı … ‘e ait aracın hasar gördüğünü, cismani zarar nedeniyle tüm davacıların manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı … şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 16.040,00 TL. maddi ve toplam 15.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 07.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 29.671,00 TL’ye yükseltmiştir.

 

Davalı … şirketi vekili, kaza tarihini kapsar trafik poliçesi olmadığından şirketlerinin zarardan sorumlu olmadığını, şirketleri tarafından düzenlenen poliçenin kazadan sonra düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Davalı … ve … , davaya konu kazada davacı sürücü Mehmet’in de kusurlu olduğunu, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 29.176,00 TL. ve Mehmet için 495,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacı … için 1.000,00 TL, Ali için 3.000,00 TL. ve Mehmet için 1.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … ‘dan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı … Ş. vekili, davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-Davalılar … ve … vekilinin, davacı … lehine hükm edilen maddi tazminata ilişkin temyiz talebi ile davacılar vekilinin davacı … lehine hükm edilen manevi tazminata ilişkin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.

 

İhtiyari dava arkadaşı olan davacılardan Mehmet lehine hükm edilen maddi tazminat (495,00 TL.) ile redd edilen manevi tazminata (1.500,00 TL.) ilişkin karar, anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay’ca da karar verilebileceğinden, davalılar … ve … vekili ile davacılar vekilinin, temyiz isteminin bu yönlerden reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacı tarafın ihtiyat tedbir talebi hakkında tensiben karar verilmiş olmasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacı … için maddi tazminatın hesaplanması konusunda, Dairemiz’in yerleşik uygulamaları ile kabul edilen esaslara göre hesap yapan uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasına; davacılar Ali ve Şenol için manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. maddesindeki (eski BK md. 47) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalılar … ve … vekili ile davacılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

 

Davacı taraf, davaya konu kazaya karışan davalı taraf aracının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu ve zarardan bu sıfatla sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle, davalı … Ş’ye husumet yöneltmiş; davalı sigortacı, poliçenin kaza tarihini kapsamadığını savunmuş; mahkeme ise, davalı sigortacının bu savunması hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadan, davacı tarafın maddi zararından diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumluluğuna dair karar vermiştir.

 

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sigorta kapsamında sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesi için, rizikonun poliçe vadesi içinde gerçekleşmesi gerekir.

 

Davaya konu edilen kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. kitabında sigorta hukuku düzenlenmiş olup TTK’nun 1263- 1268. maddeleri arasında, tüm sigorta türleri bakımından uygulama alanı bulacak olan, sigorta sözleşmelerine ilişkin genel esaslar belirlenmiştir.

 

6762 sayılı TTK’nun 1279. maddesinde “mukavelenin yapıldığı sırada sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimse, rizikonun gerçekleşmiş olduğunu yahut sigortacı rizikonun gerçekleşmesi imkanı kalmadığını bilmekte iseler sigorta mukavelesi hükümsüzdür; şu kadar ki; birinci halde sigortacı sigorta primini istiyebilir” düzenlemesi yapılmış; TTK’nun 1282/1. maddesinde ise “aksi kararlaştırılmış olmadıkça sigortacı, primin ödendiği tarihten itibaren gerçekleşen rizikolardan mesuldür. Sigortanın devam müddeti mukavelede yazılı değilse tarafların müşterek maksadiyle mahalli teamül ve sair haller göz önünde tutularak mahkemece tayin olunur” denilmek suretiyle sigortacının sorumluluğunun başlangıcı düzenlenmiştir.

 

Davaya konu somut olay incelendiğinde; davaya konu kazanın tarih ve saatinin, ceza soruşturması kapsamındaki tüm olay tutanaklarında ve taraf ifadelerinde 05.04.2006 saat 18:40 olarak belirtildiği; davalı … Ş’ye husumet yöneltilmesine yol açan trafik sigorta poliçesinin tanzim tarihinin ise 06.04.2006 saat 08:50 olduğu görülmektedir. Davalı … Ş. adına, acentesi olan Denge Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından 06.04.2006 tarihinde poliçe tanzim edilmiş olup sigorta prim tutarının peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Anılan bu belgelere göre, poliçenin tanzim tarihi, davacıların cismani zarara uğradığı kazadan bir gün sonraya ilişkin görünmekte; sigortacının üstlendiği rizikonun gerçekleşmesinden sonra poliçenin tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla; davaya konu edilen kazanın (rizikonun) poliçe vadesi içinde gerçekleşmediği; yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, sigortacının sorumluluğunun başlaması için, poliçede kararlaştırılan primin ödenmiş olması gerekliliği ile poliçenin tanzim tarihi dikkate alınarak, davalı sigortacının sorumluluğunun tayini gerektiği açıktır.

 

Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalı sigortacının trafik sigorta poliçesi kapsamında davacıların zararından sorumluluğunun doğması için, davalının düzenlediği poliçenin vadesi içinde gerçekleşmiş bir kazanın olması gerektiği; davalı trafik sigortacısının sorumluluğunun, ancak poliçe priminin ödendiği andan itibaren başlayacağı hususları ile yukarıda anılan yasal düzenlemeler de dikkate alınıp davalı sigortacının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekili ile davacılar vekilinin temyiz isteminin, mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekili ile davacılar vekilinin diğer yönlere ilişkin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 1.775,38 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar … ve … ‘dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … Ş’ye geri verilmesine 24/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.”