Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E. 2015/17874 K. 2018/7735 T. 13.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü

 

 

K A R A R

 

 

Davacı vekili; müvekkilinin konutunu davalı bankadan konut kredisi kullanarak satın aldığını, konutu ile ilgili 15.09.2009-15.09.2010 tarihlerini kapsar … yapıldığını, … ‘ın davalı Banka tarafından yenilenmediğini, 23.10.2011 tarihinde deprem olduğunu, binanın hasarlanmadığını, 26.11.2011 tarihinde yeniden … yaptırıldığını, 03.02.2011 de … güvencesini aşan kısım ile ilgili davalı … firması tarafından konut paket sigortası yapıldığını, 09.11.2011 de meydana gelen depremde konutunun hasarlandığını, hasar bedelinin davalı … ‘tan talep edilmesine rağmen, … ‘ın ödeme yapmaktan kaçındığını, yine konutun … bedelinin gerçek değerinin altında yapıldığını ve davalı … şirketinin … poliçesi teminat limitinin üzerindeki ve … tarafından karşılanmayan diğer teminatlardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı 7.000,00 TL’nin 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiş, 02/03/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı banka yönünden talepte bulunmamış, davalı … yönünden talebini 58.138,50 TL, davalı … şirketi yönünden talebini 1.127,18 TL olarak belirlemiştir.

 

Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; … poliçesine esas teşkil eden teminat limitinin aşılması durumunda müvekkilinin sorumlu olacağını bu nedenle müvekkili olduğu şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı Banka vekili cevap dilekçesi ve duruşmalardaki beyanlarında; müvekkili olduğu bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, bankanın … poliçesini yenileme yükümlülüğünün bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalardaki beyanlarında; ilk depremden sonra dava konusu konutta meydan gelen hasar durumunun davacı tarafından kasıtlı olarak bildirilmediğini, ayrıca aynı sitede bulunan bir kısım vatandaşlara ilk deprem sonrası tazminat ödendiğini, davacının konutunun da ilk deprem sonrası hasar aldığını ilgili mevzuat uyarınca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın davalı … yönünden kısmen kabulü ile; 46.510,80 TL nin 23/02/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine, Davalı Banka yönünden tazminat talebi olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

 

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

 

2- Dava zorunlu deprem sigortasının yenilenmemesi nedenine dayalı dava konusu konutta oluşan maddi zararın tazmini ile 23/11/2011 tarihli ilk depremden sonra tanzim edilen … poliçesi ve ihtiyari deprem sigortası kapsamında dava konusu konutta meydana gelen zararların tazmini istemine ilişkindir.

 

Mahkemece hükme esas alınan inşaat mühendisi bilirkişi tarafından belirlenen 58.138,50 TL miktardan Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre %20 oranında takdiri indirim yapılarak davacının 46.510,80 TL tazminata hak kazandığı davanın … yönünden kısmen kabulüne ve ödenmesi gereken zarar zorunlu deprem sigortası teminat bedellerini aşmadığından davalı … … A.Ş. yönünden, davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin yazılı gerekçelerle tazminattan takdiri %20 indirim yapılması ve sonucunda zararın … limitlerinde kaldığı yönündeki gerekçesi yerinde değildir.

 

TTK 1401. maddesinde “ … sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” düzenlemesi mevcuttur.

 

1409. Maddesi hükmüne göre de oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi aynı TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.

 

Davacı ile davalı … arasında TTK 1401. maddesine göre düzenlenen 26.11.2011- 26.10.2012 geçerlilik süresi olan … poliçesinde dava konusu konutun hasarsız olduğu … tarafından kabul edilmiştir. Aksinide geçerli somut delillerle ispat edememiştir.

 

Bu durumda, 26.11.2011 tarihinde yapılan zorunlu deprem sigortası sözleşmesinden önce dava konusu gayrımenkulün hasarlanmış olduğunu ispat yükü davalı … ‘a aittir. Davalı tarafça da dava konusu gayrımenkulün 26.10.2011 tarihli sözleşmeden önce hasarlı olduğu somut delillerle ispat edilmemesine rağmen mahkemece hesaplanan hasar bedelinden, aynı sitenin farklı bloklarına ilişkin hasar dosyalarının bulunması, 23.10.2011 tarihli tarihli ilk deprem sonucu konutta hasar meydana gelmiş olacağının zorunlu olarak kabul edilmesi gereği tazminat bedelinden taktiri %20 indirim yapılması doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince davalı … Sigortaları Kurumu ( … ) harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir