MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜMLER : 1) İlk derece mahkemesi yönünden; Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı TCK’nin 81/1, 35/1-2, 29, 62, 53. ve 58. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyete dair; … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2017 tarih ve 2015/368 Esas – 2017/108 Karar sayılı kararı, 2) Bölge adliye mahkemesi yönünden; Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun 5271 sayılı CMK’nin 280/1-a maddesi gereği esastan reddine dair; … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesinin 23/06/2017 tarih ve 2017/594 Esas – 2017/577 Karar sayılı kararı,
TÜRK MİLLETİ ADINA
… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesinin 23/06/2017 tarih ve 2017/594 Esas – 2017/577 Karar sayılı kararının, sanık müdafii tarafından 5271 sayılı CMK’nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkında ilk derece mahkemesince hükmedilen hapis cezasının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Güncel adli sicil kaydına göre tekerrüre esas başkaca mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında tekerrüre esas alınan … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2014 tarih, 2012/151 Esas, 2014/146 Karar sayılı ilamıyla sanığın 5237 sayılı TCK’nin 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, sonucuna göre sanık hakkında TCK’nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirdiğinden, sanık müdafiinin yerinde görülen temyiz sebeplerinin kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesinin 23/06/2017 tarih ve 2017/594 Esas – 2017/577 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün CMK’nin 302/2. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 304/2-a maddesi gereğince “ … 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.10.2021 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ :
Failin iç dünyasını ilgilendiren kastının belirlenmesinde dışa yansıyan, olay öncesi, olay sırası ve sonrasındaki davranışları ölçü olarak alınmalıdır. Yerleşik yargısal kararlarda kasıt, hareket ve netice ile fail arasındaki ruhsal bağ olarak tanımlanmakta kasten öldürmeye kalkışma ve yaralama suçlarını birbirinden ayıran başlıca ölçüler ise mağdur ile fail arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği atış ve darbe sayısı ile mesafesi, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, niteliği ve sayıları, hedef seçme olanağı olup olmadığı, olayın akışı ve nedeni failin işlemeyi kastettiği cürmün meydana gelmesine
iradesi dışında bir engel bulunup bulunmadığı şeklinde sıralanmaktadır. Tüm bu olgular olayda değerlendirilip sanığın kastı belirlenmelidir.
Olay günü saat 16.30 sıralarında … Özel … Hastanesi önünde sanık … ‘nın hastasını almak için geldiği hastanenin önünde diğer araçların geçişini engelleyecek şekilde aracını park ettiği, yolun çift yönlü yol olup müştekinin gittiği istikamette önünde aracın park edilmiş olması nedeniyle müştekinin geçemeyince bir kaç kez korna çalarak araç sahibi sanığı ikaz ettiği, sanığın aracı çekmediğini gören müştekinin araçtan inerek sanıktan aracını çekmesini istediği, sanığında hastasını alacağını söyleyerek bir müddet daha beklemesini istediği, müştekinin beklemeyeceğini söylemesi üzerine aralarında tartışma çıktığı ve tartışma sırasında müştekinin sanığa yumruk ve tekmeyle vurduğu, sanığında kendini korumak amacıyla aracından aldığı bıçakla müştekiye vurmak suretiyle yaraladığı ve olay yerinden ayrıldığı olayın mahkemece de bu şekilde kabul edildiği tespit edilmiştir.
Tanık … beyanında yolda yürümekte iken kalabalık gördüğünü o tarafa doğru gittiğinde park nedeniyle tartışma çıktığını anladığını, sanığın tartıştığı kişiye “Hastaneden annemi alacağım iki dakika beklermisin” şeklinde söylediğini müştekinin ise, yol benim hakkım bekleyemem şeklinde söyleyerek tartışmaya devam ettiğini ancak araya girenlerin ayırdıklarını ve sanık ile şikayetçinin araçlarına bindiğini ancak müşteki … ‘ın arabadan inerek gömleğini de çıkarıp saldırdığını sanığa yumruk ve tekmeyle vurduğunu ilk olayın bu şekilde bittiğini, arabasına binen müştekinin tekrar inerek sanığa vurmaya devam ettiği, yere düşen sanığın elinde bıçak gibi bir şey gördüğünü ve mağdura bir kaç kez rastgele salladığını, sanığın kendini korumak istediğini eylemine kendiliğinden son verdiğini, sanığı ve müştekiyi ilk defa gördüğünü daha önceden tanımadığını ilk saldırının müşteki tarafından yapıldığını beyan etmişti.
Müşteki Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunun raporuna göre biri hayati tehlikeye neden olacak diğerleri basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde dört darbe ile yaralanmıştır.
Dosya içerisinde bulunan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında daha önceden tanışıklık bulunmadığı gibi öldürmeyi gerektirecek husumette bulunmamaktadır. Katılan kovuşturma aşamasında alınan beyanında sanık isteseydi beni bıçaklamaya devam edebilirdi saldırısını sürdürebilirdi ancak sürdürmedi olay yerinden kaçarak uzaklaştı şeklindeki beyanı, sadece mobil (hareketli) halde bulunan ve kendisine saldıran müştekiye kendini korumak amacıyla bıçakla vuran sanığın müştekinin neresine vuracağını seçemeyeceği ve sadece bir darbenin hayati tehlikeye neden olduğu diğerlerinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şeklinde olduğu, ani gelişen olayda sadece mobil halde bulunan mağdurun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığından bahisle TCK’nin 87. maddeside işlevsiz hale getirilerek, ani gerçekleşen olayda, tarafları tanımayan tanığın beyanları sanığın mağdurdan yediği darbelerin etkisi ile kendini koruma refleksi ile eylemi gerçekleştirdiğini beyan etmesi, sanıktan şikayetçi olan müştekinin eylemine devam etme imkanı varken devam etmediğini söylemesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğu açıktır.
Mahkemece bu olayın öldürmeye teşebbüs olarak kabul edilerek sanık hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükmün, sanığın eyleminin kasten tahrik altında hayati tehlike geçirecek derecede yaralama suçunu oluşturduğu düşüncesinde olduğumuzdan kararın bu nedenlede bozulması gerekçesiyle çoğunluğun düşüncesine katılmıyoruz.”