Suç işlediği sanılan kişi olarak şüpheli/sanık sıfatını ancak gerçek kişiler alabilir. Bunlar için, hayatta olmak ve gerçek kişi olmak koşullarının aranması doğal karşılanmalıdır. Gerçekten ceza hukuku alanındaki suç faili, ceza yargılamasındaki adıyla şüpheli/sanık, devletin koyduğu kurallara karşı gelen, bu isteğini açığa vurabilen, isnat(algılama) yeteneği ile kusurluluğu haiz olan bir varlıktır ve bu yetenekler de ancak gerçek kişilerde bulunur. Bu nedenle “ceza sorumluluğunun sübjektifliği” adı verilen bu ilke, tüzel kişilerin cezalandırılmasına, sanık sıfatını almalarına engeldir. Tüzel kişilerin de karıştığı bir suç varsa, bu durumda bile suçu işleyen/işleyenler gerçek kişi/kişilerdir. Bu kişiler o tüzel kişinin müdürü, memuru ya da temsilcisidirler. Böyle durumlarda bile sanık olarak bu kişiler ele alınır ve yaptırım bunlar hakkında uygulanır. Bugün için TCK tüzel kişileri suç faili ile dolayısıyla şüpheli/sanık olarak kabul etmemekle birlikte, onlar için güvenlik tedbirlerinin uygulanması söz konusudur.