Yukarıda örnek verilen sigorta şirketine başvuru dilekçesinden veya ihtarnameden anlaşılacağı üzere gerek tahkim komisyonuna başvuruda gerekse mahkeme dilekçelerinde az ve öz olarak başvuru veya hak sahibine ait araç plakası, haksız fiile sebebiyet veren araç plakası, kaza tarihi, kusurlu olan kendisinden tazminat talep edilen araca ait ZMM Poliçe numarası, talep edilen değer kaybı miktarının ve delillerin belirtilmesi yeterlidir.
Ancak başvuru öncesi eksper raporu alınmasını tavsiye etmemekteyiz. Zira, önceden alınan eksper raporu dosyaya delil olarak sunulduğunda bu yargılama makamında tartışmalara neden olacaktır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile, zararın belirlenmesi durumunda belirsiz alacak davası açmak mümkün değildir. Açılacak belirsiz alacak davası veya yapılacak tahkim başvurusu da, belirlenen zarar sebebiyle redde- dilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu sebeple alacakların belirsiz olarak talep edilebilmesi için rapor almamak faydalı bir yöntemdir.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/22-1052 E. ve 2015/1612 K. sayılı, 17.06.2015 tarihli kararında; “Davacı vekili, dava dilekçesinin sonuç kısmında talep ettiği her alacak için bir miktar yazdıktan sonra parantez içinde “belirsiz” ibaresini kullanarak işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Ayrıca yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak miktarının artırılması talepli dilekçesinde ise “belirsiz alacak davasındaki” taleplerini artırdığını belirterek davasının belirsiz alacak davası olduğunu açıkça beyan etmiştir. Davacı vekilinin talebinin açıkça belirsiz alacak davası olduğu halde mahkemece davanın kısmi dava kabul edilerek karar verilmesi doğru değildir” şeklinde görüş bildirmiştir.