Yenilik gereksinimleri açısından yöntemin mevcut durumu
Yenilik kavramı, sınai mülkiyet hukukunda temel oluşturur. Bu hukuk dalının konusunu oluşturan patent, faydalı model ve tasarımlardan doğan sınai hakların tanınması ve korunması, hem ülkemizde hem de uluslararası hukukta yenilik kavramının temel bir gereklilik olarak aranmaktadır.
Yeni ürünler geliştiren kişilere belirli bir süre içinde tanınan sınai hak türleri ile, yeni ürünü geliştirenlerin yalnızca ürettikleri üründen yararlanma yetkisi ve diğer kişilerin bu üründen izinsiz olarak yararlanmasını engelleme yetkisi verilmiştir. Bu, yeni ürünü geliştirmek için emek harcayan kişilerin emeklerinin karşılığını alması amaçlanmıştır. Bu hukuki korumayı gören insanlar arasında yenilik yapmaya teşvik edici bir içgüdü oluşturulmaktadır. Bu yenilikler, toplumun teknik kapasitesini artıracak, ilerleme kaydetecek ve nihai olarak ekonomik faydalar sağlayacaktır.
Yenilik, tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş olarak tanımlanır (SMK m. 83/1). Bu, patent verilerek korunabilirliğin koşullarından biridir.
Bu nedenle, sınai mülkiyet hukukunun yaratıcılığa dayalı olduğu gerçeği göz önüne alındığında, sınai mülkiyet hukukunun temelini oluşturan yöntemin sınai mülkiyet hukukunun özü olduğunu söylemek mümkündür. Sınai mülkiyet hukukunu bir insan hücresine benzetirsek, yenilik kavramının tekniğin bilinen durumunu aşıp aşmadığına karar vermek için tekniğin bilinen durumu kavramının kapsamının belirlenmesi gerekir. Bu kavramın içeriği doğru bir şekilde belirlenirse, hem yeni olup olmadığı hem de bu buluşa patent verilip verilmeyeceği açık olacaktır.
KHK, SMK’ya yenilik kavramını aynen vermiştir. Kanun, “tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan yeni buluşu” tanımlar.
Yeniliğin belirlenmesinde kullanılan tekniğin bilinen durumu fikri, SMK m. 83/2’de belirtildiği gibi, “Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsar.””
Patent almak için yeni bir buluş olması gerekir. Avrupa Patent Sözleşmesine göre, bir buluş, tekniğin bilinen durumuna dahil değilse yeni sayılır (m. 54/1).
Bu buluşun temel ilkesi, her yerde ve her zaman uygulanabilir yenilik aramaktır. Bu nedenle, çağdaş teknolojinin yardımıyla önceden kamuoyunun bilgisine herhangi bir şekilde ulaşmış bilgilere dayalı olarak patent başvurusu yapma fırsatçılığını önlemek amaçlanmıştır. Diğer taraftan, evrensel yenilik anlayışıyla, özellikle incelenerek patent verilen sistemde verilen patentlerin, daha sonra yenilik olmadığı gerekçesiyle iptal edilmesi önlenerek, güçlü bir patent politikası amacı güdülmektedir.
Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın her yerinde yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir şekilde açıklanmış olan her türlü bilgi, belge ve veriyi içerir (SMK m. 83/2). Bu nedenle, tekniğin bilinen durumunun kapsamındaki bilgi, belge ve verilerin kamuya açıklanması aşağıdaki şekillerde gerçekleşir:
Yazılı tanıtım yeniliğini ortadan kaldıran kamuya açıklama biçimlerinden ilki, başvuru tarihinden önce dünyanın her yerinde yazılı olarak paylaşılan her türlü belge ve verilerdir.
Sözlü tanıtım yeniliğini ortadan kaldıran kamuya açıklama biçimlerinden ikincisi, başvuru tarihinden önce dünyanın her yerinde sözlü tanıtım yoluyla toplum tarafından erişilebilir her türlü bilgidir.
Kullanım yeniliğini ortadan kaldıran kamuya açıklama biçimlerinden üçüncüsü, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde toplumca erişilebilir olan her şeyi içerir. Yeniliğe engel teşkil eden kullanım, buluşun kamusal kullanımıdır. İstemli buluşun kamusal olarak kullanılması, buluşçunun dışında başka bir kişi tarafından kullanılmasıdır.
Buluş hakkındaki bilgi, yazı, söz veya kullanım dışında herhangi bir şekilde açıklanabilir. Örneğin, bir buluşun müzede, etkinlikte veya sanat okullarında sergilenmesi yerine kamuoyuna açıklanması mümkündür. Bununla birlikte, açıklamada ne yazı, ne söz, ne de kullanım kullanılmıştır.
Aynı zamanda SMK m. 83/3’e göre, ulusal patent ve faydalı model başvurularının ilk içeriği, başvuru tarihinden önce veya bu tarihten sonra yayımlanmış olan ve tekniğin bilinen durumu olarak kabul edilir. Bu hüküm, a) 5/1/1996 tarihli ve 96/7772 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmamız kararlaştırılan Patent İşbirliği Antlaşması uyarınca yapılan uluslararası patent başvurularını, Patent İşbirliği Antlaşmasının 22 nci ve 39 uncu maddelerine göre yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olarak ulusal aşamaya giriş yapan patent ve faydalı model başvurularını ve b) 7/6/2000 tarihli ve 2000/842 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmamız kararlaştırılan Avrupa Patentlerinin başvurularını kapsar.
Bu nedenle, aranan yenilik değildir. Maddede, söz konusu buluştan önce o konuda dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse tarafından hiçbir bilgiye sahip bulunulmadığının kanıtlanması aranmamaktadır. Bunun mümkün olup olmadığını tartışmak başka bir konudur. Başvuru yapılan buluşla ilgili bilgilerin dünyanın her yerinde toplumca erişilebilir bir şekilde açıklanmamış olmasıdır. Başvurusu yapılan buluş hakkında bazı kişiler bilgiye sahipse, ancak bu bilgi kamuya intikal etmemişse, yeni bilgi “toplumca erişilebilir” değilse, buluş yine de yenidir. SMK m. 83 hükmü, patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce buluşla ilgili herhangi bir şekilde açıklanan bilgileri yeniliği kaldırır nitelikte görmektedir. SMK, buluş sahibinin bu bilgileri modern iletişim araçlarıyla elde ettiğini varsayar. Bu, buluş sahibinin bu bilgilerden haberdar olmadığı anlamına gelir. Bu hipotezin aksi ispatlanamaz.