a) Karara çıkıp tebliğ edilmeyen kararlarda zaman aşımı;
Satışla ilgili hüküm taraflara 10 yıl geçmeden tebliğ edilmelidir. Tarafların bu kadar süre ihmalkâr davranmaları ve kararın bu müddet içinde kesinleşmesini sağlamamaları halinde ortaklardan biri zaman aşımı iddiasında bulunabilir.
b) Kesinleşmeden Sonra satış talebine kadar geçecek süre içinde işleyen zaman aşımı; Satış kararı, kesinleşme tarihi ile satış talebi arasında işleyecek 10 yıllık süresinin dolması halinde de zaman aşımına uğrar (İİK’nın 33/1, 33-a/1 maddeleri)
NOT: Paydaşlardan biri en son istek öncesinde zaman aşımının dolduğu iddiası ile sulh hukuk mahkemesinden satışın iptalini isteyebilir (İİK’nın 71 md.) Satış takibi bu yolla iptal edilirse paydaşlardan biri yeni izale-i şüyu davası açmalıdır.
Zaman aşımı resen göz önüne alınamaz çünkü def-i dir, tarafların zaman aşımına ilişkin iddialarını mahkemede ileri sürmesi gerekmektedir.
Ayrıca satış istenmesi zaman aşımını keser. (Borçlar kanunu 133/2 maddesi) bundan sonra yapılan son muameleden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresi yeniden başlar.
Kararın infaz kabiliyeti yoksa İcra ve İflas Kanununa göre satış kararı veren Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimine itiraz ve şikayette bulunabilir. 6100 sayılı HMK’nun 4/b ortaklığın giderilmesi ile ilgili iş ve işlemlerde Sulh hukuk hâkiminin görevli olduğu ve aynı kanunun 322/2 maddesi ise satış işlemlerinin görevlendirilen satış memurunca yapılması hükme bağlanmıştır.
Örnek satışa konu mal zayi olmuş olabilir. Taşınır malın yangın, sel sonucu varlığını kaybetmiş olabilir. Taşınmaz malda toprak kayması, karardan sonra vasiyetnamenin ortaya çıkması, dava konusu taşınmazın vasiyet ile üçüncü bir şahsa bırakılabilir. Bu durumda infazı engeller.