Ölünün Beden Muayenesi – Otopsi

Ölünün Kimliğini Belirleme

Adli muayene denilen “ölünün hakim tarafından muayenesi” de bir çeşit keşiftir. Keşfe dair normlar burada da uygulanır. Bu muayene iki çeşittir. Birincisi adli muayene diye adlandırılan ve hekim tarafından Cumhuriyet savcısı huzuru ile yapılan dış muayenedir. Bu muayenede ölünün kimliği, ölüm zamanı ve ölüm sebebini tayin için harici bulgular, tıbbi belirtiler tespit edilir. Ancak tıbbi belirtiler ölüm sebebini tam olarak göstermeyeceğinden, otopsi de yapılmalıdır.

Otopsi yapılmadan önce mani sebepler olmadıkça, ölünün hüviyeti her suretle ve bilhassa kendisini tanıyanlara gösterilerek tayin olunur. Ortada bir sanık (CMK m. 86/1) hatta şüpheli varsa ölü ona da gösterilmelidir.

Otopsi

Ölünün muayenesinin ikinci çeşidi olan otopsi cesedin hem dışarıdan hem içeriden muayenesidir. Ceza Muhakemesi Kanunu otopsinin savcı huzurunda yapılmasını tercih etmiştir. Otopside Cumhuriyet savcısı hazır bulunur, savcı dışında, biri adli tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Kovuşturma evresinde otopsi kararı mahkemece, soruşturma evresinde savcılıkça verilir.

Raporda açıkça belirtilecek zaruret halinde, bir hekim tarafından da yapılabilir. Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir.

Ölen kimseyi son hastalığında tedavi eden hekimin otopsi yapması yasaktır. Bununla beraber hekim, hastalığın seyri hakkında bilgi vermek üzere otopside hazır bulunmaya davet olunabilir.

Mezardan çıkarıp otopsi yapılabilir mi?

Gömülen ölünün dıştan muayenesine veya otopsisine lüzum görülürse cesedin mezardan çıkarılmasına (feth-i kabir) soruşturma evresinde savcılık, kovuşturma evresinde mahkeme karar verir. Mezar açma kararı araştırmanın amacını tehlikeye düşürmeyecekse ve ulaşılması zor değilse ölünün bir yakınına derhal bildirilir. Otopsi yapılırken cesedin görüntüleri kayda alınır. İnsan öldürme olaylarının hepsinde otopsi kaide olarak yapılmalıdır, zira belli kabul edilen sebebin değişmesi ihtimali daima vardır. Otopsi sonucunda ölüm nedeni açıklanmalı, birden çok neden varsa hangisinin ölüme yol açtığı belirlenmelidir.

Otopsi ölünün durumu müsait oldukça, mutlaka baş, göğüs ve karnın açılmasını gerektirir (CMK m. 87/2). Otopsi tutanağının her sayfası Cumhuriyet Savcısı, zabıt katibi ve bilirkişi tarafından imzalanmalıdır.

Yeni doğanın cesedinin adli muayenesi

Yeni doğanın cesedi üzerinde adli muayene veya otopside doğum sırasında veya doğumdan sonra yaşam bulgularının varlığı ve olağan süresinde doğup doğmadığı ve biyolojik olarak yaşamını rahim dışında sürdürebilecek kadar olgunlaşıp olgunlaşmadığı veya yaşama yeteneği bulunup bulunmadığı saptanır.

Otopsi bilhassa ölüm sebebinin tayini için yapılır. Yeni doğmuş çocuğun otopsisinde, bilhassa doğumu müteakip yahut doğum sırasında çocuğun yaşayıp yaşamadığı, ne kadar süre ile yaşadığı, vaktinde doğup doğmadığı, yahut vakitsiz doğmuşsa yaşayabilecek bir halde olup olmadığı araştırılacaktır.

Zehirlenme Şüphesi

Zehirlenme şüphesinin bulunduğu hallerde yapılan otopsilerde ölünün organlarından parça alınarak incelettirilmesi gerekmektedir. Şayet parça alınırken organda bir tahribat olduğu görülürse, bu tahribat da tanımlanmalıdır. Alınan organ parçaları gibi ölüde veya başka yerlerde bulunan şüpheli maddeler de alınarak uzmanına incelettirilir. Bu inceleme Adli Tıp Kurumuna yaptırılabilir. Cumhuriyet savcısı veya mahkeme bu incelemenin bir hekimin katılımıyla ya da hekimin yönetiminde yapılmasına karar verebilir.

Farklı organlardan alınan parçalar bozulmaması, karışmaması için farklı kaplara konulur. Organların konulduğu kaplar mühürlenir.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir