Mülkiyet Hakkının İhlali Nedeniyle Doğan Zararlar

Bir kimsenin mülkiyet hakkının ihlali durumunda ortaya çıkan zararın tazmin edilmesi gerekir. Bu noktada karşımıza “şeye ilişkin zarar” kavramı çıkmaktadır. Şeye ilişkin zarar, bir malın tahrip edilmesi, yok edilmesi veya ona zarar verilmesi nedeniyle meydana gelen zarardır.

1. Bedelin tazmini

Haksız fiil neticesinde malın yok edilmesi durumunda onun bedelinin tazmin edilmesi gerekir. Tazmin edilecek bedel belirlenirken öncelikle aynı türden malın temin edilmesi için gerekli piyasa fiyatı esas alınır. Değerinde kullanıma bağlı olarak eksilme meydana gelmeyen mallar bakımından aynı türden yeni bir malın temin edilmesi için gerekli bedel göz önünde bulundurulur. Örneğin zarar gören kişiye ait arazide bulunan ağaçların zarar görmesi durumunda yok olan ağacın yetiştirilmesi için gerekli harcamalar esas alınacaktır.

Değerini muhafaza etmeyen, kullanılmakla değerinde eksilme meydana gelen mallar bakımından söz konusu malın ikinci el değeri esas alınacaktır.

İkinci el piyasası olmayan mallar bakımından veya ikinci el bir malı kabul etmesinin zarar görenden beklenemeyeceği durumlarda (örneğin elbise, ayakkabı) zarar gören malın yeni değeri esas alınır; ancak haksız fiil sonucu yok olan mal kullanılmış bir mal olduğu için uygun bir indirim yapılır.

Yok olan malın zarar gören açısından taşıdığı sübjektif değer, bazen malın objektif (piyasa) değerinden fazla olabilir. Örneğin bir sirkte gösteri yapmak üzere eğitilmiş iki köpekten birinin haksız fiil sonucu ölmesi durumunda, köpek sahibinin uğradığı zarar, ölen köpeğin piyasa değerinden daha fazla olacaktır. Çünkü aynı türden bir köpek alınsa bile, bu köpeğin diğerine alışması zaman alacak, başka bir deyişle, ölen köpek, sağ kalan köpeğin değerinde de bir azalma meydana getirecektir. Bu kayıplarında tazminatta göz önünde tutulması gerekir.

2. Tamir masrafları

Haksız fiil sonucunda malın yok olmayıp da hasara uğraması durumunda, onu eski haline getirmek için yapılacak tamir masraflarının tazmin edilmesi gerekir. Tamir masraflarının talep edilebilmesi, zarar görenin gerçekten bu tamiratı yaptırıp yaptırmadığından veya söz konusu tamiratı başkasına para ödeyerek mi yaptırdığı ya da kendisinin mi yaptığından bağımsız olarak mevcuttur.

Tamir masrafları, malın değerinden fazla ise zarar gören buna rağmen malın tamir edilmesini talep edemez; bunun yerine malın yeni değerini tazminat olarak isteyebilir.

Bazı durumlarda ise hasar görsen malın tamiri için gerekli masraf tutarı, zarar görenin uğradığı zararların tamamını karşılamayabilir. Örneğin daha önce kaza yapmamış bir arabanının kazaya uğraması durumunda, araç sahibinin uğradığı zarar tamir masraflarından ibaret değildir; araç tamir edilse bile kaza yapmış bir araç olacağı için onun değerinde ayrıca bir azalma daha meydana gelir. Zarar gören kişi, aracın değerinde meydana gelen bu azalmayı da tazminat olarak talep edebilir.

3. Yoksun kalınan kazançlar

Ticari bir malın zarar görmesi durumunda, aracın tamir masrafları yanında kullanılmaması nedeniyle de bir zarar ortaya çıkar. Örneğin bir taksinin zarar görmesi ve serviste tamir için bir hafta kalması durumunda, taksici bir haftalık gelir imkânından yoksun kalacaktır. Yoksun kalınan bu kâr da tazminat olarak talep edilebilecektir.

Buna karşılık ticari bir taksinin değil de, özel bir otomobilin zarar görmesi durumunda, araç sahibi malı kullanma imkânından yoksun kaldığı için bir tazminat talep edemeyecektir. Zira Türk-İsviçre hukukunda “normatif zarar” kavramı, istisnai haller hariç, kabul görmemiştir. Araç sahibi aracının tamir amacıyla serviste kalacağı süre için bir araç kiralaması durumunda dahi ödediği kira bedelini tazminat olarak talep edemez. Araç sahibi toplu taşıma araçlarına ödediği bedeli, en fazla ödediği taksi bedelini tazminat olarak talep edebilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir