Marka Suçlarında Şikayet Hakkının Kullanılması
Marka suçlarına ilişkin yapılacak olan yargılamalarda yargılama usulünü belirlemek için öncelikle SMK m.29 ve 30’ un ele alınması gerekmektedir. Bu maddeler kapsamında özellik arz et- meyen durumlarda marka suçları da genel hükümlere tabidir. Bu kapsamda SMK’ da yer almayan düzenlemeler yönünden TCK ve CMK hükümleri uygulanacaktır. Kural olarak suçların soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesine bakılmaksızın resen yapılmaktadır365. Ancak bazı suçlar açısından kanun koyucu özel düzenleme ile şikâyet şartı getirmiş olabilir. Bu tip suçlara şikâyete bağlı suçlar denilmektedir. Şikâyet ise; mağdur veya suçtan zarar görenin yetkili makamlara başvurarak soruşturma ve kovuşturma yapılmasını istemesi halidir. Şikâyet, takibi şikâyete bağlı bir suç nedeniyle zarar gören kişilerin, yasada belirtilen süre içerisinde, bu suçun kovuşturulması için yetkili makamlara açıklama yapması şeklinde de tanımlanabilir. Şikâyet TCK m. 73ve CMK m. 158’ de düzenlen- miştir. Bu kapsamda; “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.” Marka suçları da bu kapsamda şikâyete bağlı suçlardandır. Marka suçlarının da soruşturulması ve kovuşturulması SMK’ da yer alan düzenleme ile şikâyet şartına bağlanmıştır. SMK m. 30/6 da “Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.” denilmek sureti ile bu şikâyet şartı açıkça belirtilmiştir. Şikâyet yapılmadığı sürece resen bu suçların soruşturulması veya kovuşturulması mümkün değildir.
Marka Suçlarında Şikayet Hakkını Kullanabilecek Kişiler
Marka suçlarında, tescilli markanın sahibi olan ve bu marka üzerinde hak sahibi olan kişiler şikâyet hakkına sahiptir. Şikâyet yapıldıktan sonra şikâyeti yapan kişinin hak sahibi olup olmadığı araştırılarak, şikâyet hakkının olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu durum marka tescil belgesi, lisans sözleşmesi, yetki belgesi, vekâletname gibi belgeler ile ispat edilmelidir. Marka hakkı devredilmiş ise, markayı devreden kimsenin şikâyet hakkı sona ererken, markayı devralan kişinin şikâyet hakkı doğmaktadır. Marka hakkı sahibinin tüzel kişi olması halinde bu hakkı organ veya temsilcisi aracılıyla kullanması mümkündür. Marka hakkı birden fazla kişiye ait ise her birinin şikâyet hakkı bulunmaktadır. Marka hakkı sahiplerinden birinin şikâyet süresini kaçırması diğer hak sahiplerinin şikâyet haklarını etkilemez. Lisans sahiplerinin şikâyet hakkı olup olmadığı ise, ayrıca ele alınmalıdır. Bu kapsamda SMK m. 158/1’ e göre, lisans sahibi inhisarı lisansa sahip ve sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, şikâyet hakkına sahiptir. Bunun dışında inhisarı olmayan lisans sahibinin şikâyet hakkı bulunmamaktadır. Ancak lisans sahibi şikâyet hakkını, lisans sözleşmesi ile elde ettiği hakların zedelendiği suçlar yönünden kullanabilir. Bunun dışındaki suçlarda şikâyette bulunabilmesi mümkün değildir. Bu kapsamda inhisarı lisans sahibi marka hakkı sahibinin SMK kapsamında açabileceği davaları kendi adına açma hakkına sahiptir. Nitekim Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 13.07.2010 tarih ve 2008/17369 E, 2010/12816 K. Sayılı kararında, “Anılan firma ile müşteki arasında suç tarihinden sonra düzenlenen sözleşmenin sadece marka kullanma hakkı tanıdığı, 556 sayılı KHK’nın 21. Maddesi anlamında şikayet ve dava açma hakkı tanıyan inhisarı nitelikte bir lisans sözleşmesi olmadığı, müdahale dilekçesinin de müşteki şirket adına verildiği gözetilerek… araştırılıp sonuca göre şikayet hakkının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırılık…” oluşturacaktır şeklindeki hüküm ile bu duruma netlik kazandırmıştır. SMK kapsamında şikâyet hakkı bulunanlar ayrıca düzenlenmemiştir. 5833 sayılı Kanun değişikliğinden önce TPE ve tüketici derneklerine şikâyet hakkı tanınmış iken yeni düzenlemede böyle bir hususa yer verilmediğinden TPE ve tüketici derneklerinin şikâyet hakkı bulunmadığı kabul edilmelidir.
Marka Suçlarında Şikayetin Süresi
SMK öncesi düzenlemelerde iki yıllık şikâyet süresi belirlenmiş idi. Sonrasında yapılan düzenlemeler ile bu süre kaldırılmıştır. Yine SMK da ayrıca bir şikâyet süresi öngörülmemiştir. Bu nedenle genel hükümler kapsamından belirlenen şikâyet süresi temel alınmalıdır. TCK m. 73’ e göre bu süre altı aydır. Altı aylık süre zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. Sürenin başlaması için hem failin hem fiilin öğrenilmesi gerekmektedir. Hüküm kesinleşinceye kadar şikâyetten vazgeçilmesi mümkündür. Şikâyetten vazgeçilmesi halinde TCK m. 73/4 kapsamından davanın düşmesine karar verilir.
Marka Suçlarında Şikayetin Yöntemi
CMK m. 158/5 kapsamında şikâyetin yazılı bir dilekçe ile veya tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü olarak yapılması mümkündür. Şikâyet Cumhuriyet Başsavcılıklarına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Şikâyet hakkı kullanılırken, suç şüphesinin ortaya konulabilmesi için, şikâyet edilen ürünlerin taklit olup olmadığı, ürünlerin nerelerde ve nasıl satıldığı ve kimler tarafından yapıldığı tespit edilerek başvuruya eklenmesi yargılama açısından yarar sağlayacaktır. Ayrıca taklit ürün yanından orijinal ürünün de şikâyet dilekçesine eklenmesi önem arz etmektedir. Soruşturma aşamasında şikâyet bulunmuyor veya şikâyet süresi dolmuş ya da şikâyet geri alınmış ise kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Ancak kovuşturma aşamasında şikâyetin var olmadığı tespit edilir ise şikâyetten açıkça vazgeçilmediği sürece yargılamaya devam edilir. Kovuşturma aşamasında şikâyetten vazgeçilir ise düşme kararı verilir.