Mahkeme duruşma sonunda hangi kararları verir?

Son karar (hüküm) mahkemenin duruşma sonunda verdiği ve uyuşmazlığı çözen, birinci derece yargılamayı sona erdiren karardır. Yasa buna “hüküm” demektedir. Son kararın çeşitleri şunlardır: Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı.

Beraat kararı:

a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması, c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması. Örnek: meşru savunma. e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, Hallerinde verilir. Sanığın suçu işlemediğinin anlaşılması durumunda, yapılan yargılama sonunda, eylemin maddi bölümü sabit olmamış demektir. Ortaya konulan ve tartışılan delillerle, sanığın eylemi işlemediğinin kesin olarak anlaşıldığı hallerde, bu varsayım ortaya çıkar. Sanığa yüklenen bir eylemin gerçekleştiği, fakat bunun sanık tarafından yapılmadığının anlaşılmasında (öldürülen kişiyi sanığın öldürmediğinin anlaşılması) bu varsayım söz konusudur. İkinci varsayımda, eylemin sanık tarafından yapıldığı ya da yapılmadığı hususu kesin olarak ortaya çıkmaz. Sanığın eylemi yaptığı kesin delillerle anlaşılmaz. Bu sanığın eylemi yaptığının sabit olmaması demektir. Bu durumda “şüpheden sanık yararlanır” kuralı işler ve sanık hakkında beraat kararı verilir. Bunun dışında eylemin suç sayılmamış olması ya da suç olmaktan çıkarılması söz konusudur. Bu durumda sanığın eylemi ceza hukuku bakımından önemsiz bir eylemdir ve beraatini gerektirir. Sanığın kendisine yüklenen eylemi yaptığının kesin olarak saptandığı bazı durumlarda, yasa başka amaçlarla, bazı faillere ceza verilmemesini öngörmektedir. Örneğin babasının malını çalan oğula ceza verilmeyeceği, bunun bir cezasızlık hali olduğu açıklanmıştır. Böyle bir durumda, sanığın eylemi yaptığı sabit olsa da, yasada sanığın cezalandırılmasının temeli eksik kalmaktadır. Bu durumda sanık hakkında “sorumsuzluk” kararı verilmesi bazı ülkelerde öngörülmektedir. Bizde buna yasada yer verilmediğinden, beraat kararı verilmesi gerekecektir.

Mahkumiyet kararı:

Sanığın yüklenen suçu işlediği sabit olduğunda, hakkında mahkumiyet kararı verilecektir. Bunun anlamı sanığın cezalandırılmasıdır. Suçluluğu ispatlanmış olan kişiye ceza yaptırımı uygulanacaktır. Bu ceza da ya dar anlamda ceza ya da emniyet tedbiri olabilecektir.

Davanın düşmesi kararı:

Bunlar uyuşmazlıkları çözmeyen, uyuşmazlıkların çözülemeyecek cinsten olduklarını açıklayan kararlardır. Yargılamada bir engelle karşılaşıldığında, bu kararlar verilecektir. Bunlara ilişkin kararlar uyuşmazlığı dolayısıyla yargılamaktadır. Bu bakımdan bu kararlar gerçek anlamında son karar değildir, çünkü gerçek anlamda son kararlar yargılama sonunda verilirler. Oysa bunlar, görünüşte yargılamayı sona erdirseler bile, mutlaka yargılamanın sonunda verilmeleri gerekmez. Düşme nedeni ortaya çıktığında, örneğin genel af, sanığın ölümü ya da zamanaşımı gibi, bu karar verilmelidir. Öte yandan aynı sanık için önceden verilmiş bir son karar olduğunda ya da açılmış bir dava olduğunda, ikinci dava reddedilmelidir. Bu sonuca da yargılamayı sonuna kadar yürütmeden ulaşmak mümkündür. Bu nedenle gerek düşme gerek red kararlarının görünüşte son karar olduklarını söylemek gerekir.

Davanın reddi:

Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir