Hukuki işlem, bir veya birden çok şahsın belirli bir sonuca yönelik irade açıklamasıdır. Kişinin gerçek iradesi beyan ettiği iradesiyle örtüşüyorsa herhangi problemle karşılaşılmaz. Problem, gerçekte arzu edilen şeyin beyan edilen şeyle aynı olmadığı durumda ortaya çıkar ve yorum sorunu karşımıza gelir.
Hangi durumlarda yorum sorunu ortaya çıkar?
‒ Beyan, birden fazla anlama geldiği, açık olmadığı durumlarda. (Beyan, 5000 frank şeklinde ortaya çıkmışsa, frankın İsviçre frankı mı, Hollanda frankı mı belli olmayabilir.)
‒ Beyan, tek başına ele alındığında açık bir şekilde görünmesiyle birlikte, beyanda bulunan kişinin yanlış beyanda bulunduğu durumlarda. (Beyanı yapan kişinin beyanda bulunduğu ifadenin anlamını bilmediği ya da gerçek anlamından farklı bir anlam çıkardığı durumlarda)
Hukuk teorisinde yorum sorunuyla ilgili iki teori önplandadır:
İRADE TEORİSİ
Bu teoriye göre yorum yapılırken beyanda bulunan kişinin gerçek iradesi araştırılır. Teori, beyanda bulunan kişinin menfaatlerinin önplanda olduğu durumlarda uygulama alanı bulur. En önemli uygulama alanı, miras hukukudur. Miras hukukunda kural, miras bırakanının iradesinin , ifadelerinden neyi kastettiğinin araştırılmasıdır. Borçlar Hukuku’nda genel itibariyle güven teorisi uygulanır; ancak bunun iki istisnası vardır ve bu istisnalar da irade teorisi uygulanır.
‒ Muhatabın, beyanda bulunan kişinin gerçek iradesini bildiği durumlarda irade teorisi uygulanır. Ortada bir sözleşme varsa, sözleşme; beyanda bulunan kişinin gerçek iradesi üzerinden kurulmuş sayılır. (BK-18 ve BK-19: Bir sözleşmenin içeriğinin ve türünün yorumunda, yanlışlıkla veya kasten kullandıkları ifadeler değil, gerçekte bununla neyi kastettikleri araştırılır.)
‒ Muhatap, gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsaydı beyanda bulunan kişinin gerçek iradesini bilebilecek durumda ise yine irade teorisi uygulanacaktır. (Sözleşme görüşmeleri boyunca taraflar satım bedelinin 9700 dolar olduğu konusunda anlaşmışlardır. Sözleşmeyi oluşturma aşamasında 9700 dolar yerine sözleşmenin satım bedeli hükmüne 7900 dolar yazılmıştır. Bu durumda satım bedelini ödeyecek taraf, gerekli özen ve dikkati gösterseydi, icabın neyi kast ettiğini bilecekti. Dolayısıyla sözleşme 9700 dolar üzerinden kurulmuş sayılır.)
GÜVEN TEORİSİ
Bu teoride beyanda bulunan kişinin gerçekte ne kastettiği değil, o beyanın objektif anlamı araştırılır. Yani sadece beyanda bulunan kişilerin menfaatleri değil, muhatabın menfaatleri de göz önünde tutulur. Borçlar Hukukunda kural olarak, güven teorisi uygulanır. Ancak, bu konuda objektif anlamın nasıl tespit edileceği sorunu karşımıza çıkar. Somut olayda muhatabın yerinde dürüst, makul düşünebilen ve orta zekalı biri olmuş olsaydı o beyana hangi anlamı verecek idiyse, o anlam üzerinden sözleşme kurulmuş sayılır.
İRADE BEYANLARININ YORUMUNUN ÖNEMİ
İrade beyanının, gerçek içeriğinin tespiti açısından yorum önem taşır. Buna ek olarak, yorum, bir irade beyanının mevcut olup olmadığını tespit bakımından da önem taşır.
Bir kimse hiç aklından geçirmediği bir beyanla bağlı tutulabilir. Bu tür irade açıklamalarına normatif irade açıklamaları denir. Normatif irade açıklamalarının şartları varsa, irade sakatlıkları nedeniyle bu irade açıklamasının iptal edilmesi mümkündür. Güven teorisinin uygulanması sonucunda, kişi istemediği bir beyanla bağlı olabilir. Ancak o kişi irade sakatlığı nedeniyle bu sözleşmeyi iptal ederek hukuki bağlayıcılıktan kurtulabilir.