Bir veya birden fazla şahsın, belirli bir hukuki sonuca yönelik irade açıklamasıdır. Hukuki işlemin ana unsurunu irade açıklaması kavramı oluşturur . İrade açıklaması, irade ve o iradenin açıklanmasından oluşur.
A. İRADE
İrade, belirli bir hukuki sonucun gerçekleştirilmesine ilişkin istektir. Üç tür iradeden söz edilmektedir: Fiil iradesi, İşlem iradesi ve Beyan iradesi.
Fiil iradesi: Belirli bir davranışta bulunma iradesidir. Güven teorisi kapsamında, bir kişinin kendisine yönelik bir davranış açısından güveni korunmaktadır. Bu nedenle korunması gereken bir güvenden söz edebilmek için, en azından iradi bir fiilin bulunması gerekir. Bu sebeple örneğin hipnoz altında bulunan kişilerde fiil iradesi yoktur. Ağır fiziki tehdit altında bulunan kişilerde de fiil iradesi yoktur.
İşlem iradesi: Belirli bir hukuki sonuca ulaşma iradesidir.
Beyan iradesi: İşlem iradesini, üçüncü şahıslara bildirme iradesidir.
A ile B bir sözleşme yapmak istiyor. Taraflar görüşmeler sonucunda yazılı satım sözleşmesi yapmaya karar veriyorlar. (Sözleşme, sadece yazılı metin değildir, sözleşme iki tarafın iradesinin uyuşmasıyla kurulur .) Sözleşmeyi her iki taraf da imzalıyor . İşlemin bu aşamasındaki imzalama iradesi, fiil iradesine örnek olarak gösterilebilir. Satım sözleşmesini yapma iradesiyse, işlem iradesine örnektir. A ve B sözleşmeyi Ankara’da imzaladığını varsayarak Eskişehir’deki C’ye göndermeleriyse beyan iradesinin örneğini oluşturur.
1. İrade Unsurlarının Hukuki İşlemin Geçerliliğine Etkisi
İrade unsurlarından biri yoksa, hukuki işlem bundan nasıl etkilenecektir?
Fiil iradesinin yokluğu: Fiil iradesi yoksa, irade açıklaması ve hukuki işlem de yoktur. Zaten fiil iradesinin olmadığı durumlarda, kişi kendi iradesiyle hareket etmemektedir. Dolayısıyla fiil iradesi bulunmayan irade açıklamaları bağlayıcı değildir.
İşlem iradesi ya da beyan iradesinin yokluğu: Güven teorisinin uygulanması sonucunda, beyan ya da işlem iradesinin olmamasına rağmen, bir hukuki işlem bağlayıcı nitelik taşıyabilir. Yani işlem ya da beyan iradesinin olmaması, o işlemi hukuken bağlamayıcı bir niteliğe dönüştürmez. İşlem veya beyan iradesi olmamasına rağmen, bağlayıcı nitelik taşıyan bu tür irade açıklamalarına normatif irade açıklamaları adı verilmektedir. Normatif denmesinin sebebi, kişinin kendi beyanıyla istememesine rağmen hukuk düzeninin bunu irade açıklaması saymasıdır. Normatif irade açıklamaları kabul edildikten sonra beyan ve işlem iradesinin olmaması nedeniyle hata varsa normatif irade açıklamalarının iptali istenebilir.
B. İRADE BEYANI AYRIMLARI
1. İrade Açıklaması – İrade Faaliyeti
İrade açıklaması: Belirli bir hukuki sonucun gerçekleşmesine ilişkin istek ve iradenin herhangi bir şekilde dış dünyaya açıklanması, aksettirilmesidir.
İrada faaliyeti: İradenin açıklanmaması; ancak bizatihi icra edilmesi söz konusu olduğunda irade faaliyetinden söz edilebilir.
2. Doğrudan – Dolaylı İrade Açıklamaları
Bu ayrımda kullanılan kriter, tarafların doğrudan doğruya iletişim içinde olup olmamalarıdır. Taraflar doğrudan doğruya iletişim içindeyseler, doğrudan irade açıklaması söz konusudur. Aksi takdirde, yani tarafların bir kişi ya da vasıta aracılığıyla iletişim içinde bulunmaları durumunda dolaylı irade açıklaması söz konusu olur.
Yüz yüze iki kişi irade açıklaması yaptığında, doğrudan irade açıklaması kabul edilmektedir. Telefon görüşmeleri bile doğrudan irade açıklamalarına girer. Ancak taraflardan biri, diğerine faks, mektup, haberci gönderiyorsa orada dolaylı irade açıklaması vardır.
3. Açık – Örtülü (Zımni) İrade Açıklamaları
TBK – MADDE 1- Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur.
İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.
Açık irade beyanlarında, irade herhangi bir aracı olmaksızın, açık bir biçimde beyan edilmektedir. “Şu kalemi, şu fiyata satmak istiyorum.”
İrade beyanının içeriği, bu beyanı açıklayan davranışın yapıldığı hal ve şartların göz önünde bulundurulması, değerlendirilmesi yoluyla anlaşılıyorsa, orada örtülü irade açıklamasından söz edilir. Örtülü irade açıklamasına örnek olarak irade faaliyeti gösterilebilir.
Susma, normalde borçlar hukukunda bir irade açıklaması sayılmaz. Ancak, bazı özel durumlarda örtülü irade açıklaması olarak değerlendirilebilir. (Örnek TBK-6)
Örtülü irade açıklaması olarak değerlendirilebilecek bir başka durum, hal ve şartların değerlendirilmesi sonucunda örtülü bir irade açıklamasının olmasıdır:
Bir eşyanın satın alınması ve o eşyanın hasarlı çıkması neticesinde; eşyanın paketlenip tekrar satıcıya gönderilmesi durumu. Burada, durum ve şartlar göz önüne alındığında bir örtülü irade açıklamasının olduğu görülebilir. Diğer bir örnek olarak, kira sözleşmesindeki kiracının, sözleşmeyi feshettim demeden, ev eşyalarını kamyona yükleyip başka bir yere taşınması; ev sahibiyle konuşurken dahi fesihten hiç söz etmemesi durumunda da örtülü bir irade açıklamasının varlığı kabul edilir.
4. Yazılı – Sözlü İrade Açıklamaları
İradenin açıklanması için başvurulan araçların değişik olması durumundan doğmuştur. İrade, sözlü olarak hazırlar arasında yapılabilir. BK-4/II hükmü tarafların telefon ile yaptıkları sözleşmelerin de sözlü açıklamaya dayanan bir sözleşme olduğunu kabul etmektedir.
Yani, taraflar iradelerini istedikleri gibi açıklama hürriyetine sahiptir. İradelerin yazılı şekilde açıklanması hukuki işlemlerde şart değildir.
5. Varması Gerekli – Varması Gerekli Olmayan İrade Açıklamaları
Eğer bir irade açıklaması, sonuç doğurabilmesi için muhatabına varması gerekiyorsa, varması gerekli bir irade açıklaması söz konusu olur. Bir irade açıklamasının sonuç doğurması için, sadece açıklanması yeterli ve herhangi bir kişiye ulaşması gerekli değilse varması gerekli olmayan irade açıklamasından söz ederiz. Bu ayrım aynı zamanda doğrudan – dolaylı irade açıklamaları ayrımıyla paralellik gösterir.
Tek taraflı hukuki işlemlere dair yayınımıza ulaşmak için buraya tıklayın.
İki veya çok taraflı hukuki işlemlere dair yayınımıza ulaşmak için buraya tıklayın.