Kanun, hukuki veya fiili engellerden dolayı icra takibi yapamayan bazı alacaklıları korumak için, önceden bir icra takibi yapılmasına gerek kalmadan, bu kişilerin başka bir alacaklının talebi ile konulmuş olan hacze iştirak edebileceğini kabul etmiştir (İİK m. 101). Bu iştirake, takipsiz iştirak veya imtiyazlı iştirak (katılma) denir.
Karı koca (eşler) arasında icra takibi yapılmasına hukuki engel oluşturan, yani cebri icra yasağını düzenleyen Türk Kanunu Medenisinin (eski Medeni Kanunun) 165. maddesi hükmüne 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununda yer verilmemiştir. Başka bir deyişle, karı koca arasındaki cebri icra yasağının hukuki dayanağı ortadan kalkmıştır. Ancak velayet veya vesayet altında bulunan kişilerin velayet veya vesayet ilişkisi devam ettiği sürece, veli veya vasilerine karşı bir icra takibi yapmalarında fiili engel devam ettiği gibi, kanımızca, karı koca arasında cebri icra yoluna başvurmada da fiili engelin devam ettiğini kabul etmek gerekir. Çünkü, evlilik birliği ile karı koca arasında icra takibi yapılmasını bağdaştırmak mümkün değildir. Karı koca arasında cebri icra yasağını düzenleyen eski Medeni Kanunun 165. maddesi hükmüne yer vermeyen Türk Medeni Kanunu, İİK’nın 101. maddesinde bir değişiklik de yapmamıştır. Bu nedenlerle, borçlunun eşinin hacze takipsiz iştirak hakkının devam etmek olduğu kanısındayız.
Kanun, ilama dayanan nafaka alacaklısını da, aynı şekilde korumuş ve nafaka alacaklısına da takipsiz iştirak yetkisini tanımıştır (İİK m. 101/son fıkra).
Hacze kimlerin takipsiz iştirak edebileceklerine ilişkin yayınımıza ulaşmak için buraya tıklayınız.