Borçluya karşı bir takip yapıp takibini kesinleştirmeden, başka bir alacaklının talebi ile konulmuş olan hacze iştirak edebilecek olanları ve bu kişilerin hangi alacaklarından dolayı hacze takipsiz (imtiyazlı) iştirak edebileceklerini belirlemek gerekir. Bunlar:
Borçlunun eşi, çocukları ve vasi veya kayyımı olduğu kişiler (TMK m. 494)
Bu kişilerin hacze imtiyazlı olarak iştirak edebilmeleri için, alacaklarının kanunda belirtilmiş ilişkilerden doğmuş olması gerekir:
Borçlunun eşinin alacağının evlenmeden doğmuş olması gereklidir (İİK m. 101). Borçlunun çocuğunun alacağının velayetten; borçlunun vasi veya kayyımı bulunduğu kişinin alacağının vesayetten (TMK m. 466; İİK m. 206/c) doğmuş olması gerekir.
Küçükler, vesayet altında bulunanlar ve kendilerine kayyım tayin edilmiş olanlar adına, sulh mahkemesi (vesayet makamı) de onlar gibi imtiyazlı olarak hacze iştirak edebilir (TMK m. 426/2, 426/3). Bu kişilerin hacze imtiyazlı olarak iştirak edebilmeleri belli bir süre ile sınırlıdır. Bu kişiler, haczin evliliğin, velayetin veya vesayetin devamı sırasında veya son bulmasını takip eden bir yıl içinde yapılmış olması halinde, konulan bu hacze imtiyazlı olarak iştirak edebilirler. Bu sürenin hesabında, bu alacaklar hakkında açılan bir davanın veya yapılan bir icra takibinin devam ettiği süre hesaba katılmaz. Buradaki dava veya takipten kasıt, bu alacaklardan dolayı borçluya karşı açılmış olan bir dava veya yapılmış bir takiptir.
Borçlunun ergin çocukları
TMK m. 370’e dayanan alacaklarından dolayı konulan hacze her zaman imtiyazlı olarak iştirak edebilirler. Burada hacze imtiyazlı iştirak azami bir süre ile sınırlandırılmış da değildir.
Ölünceye kadar bakma alacaklısı
Alacağının temini için ölünceye kadar bakma borçlusu aleyhine konulan hacze imtiyazlı olarak iştirak edebilir (TBK m. 519/2)
Nafaka verilmesine ilişkin bir ilama dayanan alacaklı da, nafaka borçlusunun malına konulan hacze her zaman imtiyazlı olarak iştirak edebilir (İİK m. 101/3). Burada da hacze takipsiz iştirak hakkı, azami bir süre ile sınırlandırılmamış olup, elinde nafaka verilmesine ilişkin bir ilam bulunan kimse, her zaman borçlusu aleyhine konulan hacze imtiyazlı olarak iştirak edebilir. Kanun, nafaka alacaklısının imtiyazlı iştirak talebinde bulunabilmesi için, onun kötü niyetli olmamasını şart koşmaktadır. Yani, nafaka ilamı borçludan alacaklı olan üçüncü kişilerin alacaklarını alabilmelerini önlemek amacıyla ve muvazaa yoluyla elde edilmişse, bu durum diğer alacaklılar tarafından ispat edilmek şartıyla (bkz. HMK m. 376), nafaka alacaklısının takipsiz iştirak hakkına engel olunabilir.
Takipsiz iştirak de, takipli iştirakte olduğu gibi (İİK m. 100/1) hacizli malın paraya çevrilip bedelinin icra dairesi hesabına girmesi anına kadar mümkündür (İİK m. 101/1).