Borç ilişkisi, sorumluluğa yol açan bir ilişkidir. Borç, borçlu tarafından ödenmezse, alacaklı devlet organlarına başvurarak alacağını alabilir. Ancak, eksik borçlarda durum farklıdır. Burada, borç ödenmediği takdirde alacaklı, devlet organlarına başvuramaz, dava açamaz. Borçlu, eksik borçları sadece kendi isteğiyle ödeyebilir ve yapılan ödeme hukuken geçerli sayılır.
Evlenmeye aracılık eden kişilere olan borçlar da eksik borçlar kapsamında değerlendirilir. Bu borç, İsviçre BK’da tam borç olarak düzenlenmesine rağmen Türk Borçlar Kanunu’nda bir eksik borç olarak kabul edilmiştir.
Kumar ve bahisten doğan borçlar, evlenme tellallığından doğan borçlar, zamanaşımına uğramış borçlar, ahlaki görevlerden doğan borçlar, eksik borçların en önemlilerini oluşturur.
Eksik borçlarda, mevcut bir borç vardır. Ancak borçlu, borca aykırı davranırsa alacaklı dava ve icra takibi yoluyla borcun ifasını sağlayamaz. Buna rağmen, borçlu tarafından yerine getirilen bir ifa varsa, bu ifa geçerli bir ifadır. Borçlu tarafından yapılan ifa geçerli bir ifa olduğundan sonradan “borcun eksik borç olduğunu bilmiyordum, ifamın iadesini talep ediyorum” savunması geçerli olmaz. Başka bir ifadeyle, bilerek ve isteyerek yerine getirilen eksik borç, sebepsiz zenginleşme davasının konusu olamaz.