Bazen haksız fiil zarar görenin sadece zarar uğramasına değil, aynı zamanda bazı ekonomik yararlar elde etmesine de yol açmış olabilir. Örneğin, zarar gören, yaralanmadan sonra hastanede yattığı süre boyunca ev, yemek gibi giderlerden kurtulmuş olabilir; haksız fiil sonucunda tahrip olan evin enkazı zarar gören tarafından satılmış olabilir. Bu tür durumlarda zarar hesaplanırken bu ve benzeri yararların zarardan düşülmesi gerekir. Bu işleme “denkleştirme” adı verilir.
Denkleştirme (Yararların zarardan düşülmesi) ne demektir?
Denkleştirme tazminatın değil, zararın tespitine ilişkin bir sorundur.
Denkleştirme yapılabilmesi için, meydana gelen yarar zarar verici olayla uygun illiyet bağı içinde bulunmalıdır. Bu nedenle zarar verici olayla tesadüfen bir bağlantı içinde olan yararlar, denkleştirme işlemine tabi tutulmayacaktır. Örneğin yaralanma sebebiyle hastanede yattığı dönemde zengin biriyle tanışıp onunla sonradan evlenen kişinin elde ettiği bu elverişli durum denkleştirmede göz önünde bulundurulmayacaktır.
Ancak zarar verici olayla uygun illiyet bağı içinde bulunan her türlü yararların denkleştirmeye tabi tutulması, tazminatın amacıyla bağdaşmayan rahatsız edici sonuçların doğumuna yol açabilir. Bu nedenle bazı olay gruplarının ayrı ayrı ele alınması ve denkleştirme işleminin yapılıp yapılmayacağının incelenmesi yararlı olacaktır:
1. Üçüncü şahıslar tarafından yapılan yardım ve ödemeler
Üçüncü şahıslar tarafından zarar görene yapılan yardım ve ödemeler kural olarak denkleştirmeye tabi tutulmazlar. Özellikle üçüncü şahısların kendi iradeleri ile zarar görene yaptıkları yardım ve ödemelerde durum böyledir. Örneğin zarar görenin babasının veya amcasının, maruz kaldığı haksız fiilin etkilerini ortadan kaldırmak veya azaltmak amacıyla ona bazı hediyeler alması ya da tatile göndermesi gibi.
Sigorta tazminatları bakımından ise bir ayrım yapmak gerekir:
Şahıs sigortalarında (meblağ ve can sigortalarında) ödenen sigorta tazminatları denkleştirmeye tabi değildir. Bu tür sigortalarda belirli bir süre prim ödeyen kişinin veya mirasçılarının sigortadan belirli bir meblağın ödenmesine ilişkin bir talep hakkı mevcuttur. Sigortalının, hem sigortadan bu meblağın, hem de zarar verenden uğradığı zararların tazminini talep etme hakkı bulunmaktadır.
Buna karşılık sorumluluk sigortalarında, sigortalıya ödemede bulunan sigorta şirketi, ödeme yaptığı oranda sigortalının haklarına halef olur (onun yerine geçer) ve ödediği miktarı zarar verene rücu eder. Bu nedenle zarar görenin kümülatif olarak hem zarar verenden hem de sigorta şirketinden tazminat talep etme imkanı bulunmamaktadır.
Genellikle kabul edildiği üzere sosyal güvenlik kurumları tarafından bağlanan dul ve yetim aylıklarının denkleştirmeye tabi tutulmayacaktır. Nitekim bu husus TBK.m.55/I’de açıkça hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, “Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez”. Bu hükümde bahsedilen “rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri” ile kastedilen yukarıda belirttiğimiz dul ve yetimlere bağlanan maaşlar, mallüllük aylığı gibi ödemelerdir.
2. Zarar görenin kendi faaliyetlerinden kaynaklanan yararlar
Zarar görenin zararı azaltma yükümlülüğü mevcuttur ve bu amaçla yaptığı faaliyetlerden doğan yararların denkleştirilmesi gerekir. Örneğin tamamen kullanılmaz hale gelen aracının hurdasını belirli bir fiyata satan zarar görenin elde ettiği bedel uğradığı zarardan düşülecektir.
Buna karşılık zarar görenin zararı azaltma yükümlülüğü kapsamında değil de, göstermiş olduğu özel özen ve çabadan kaynaklanan yararlar denkleştirmeye tabi tutulmayacaktır. Örneğin sürücülük kursu verdiği aracının zarara uğraması nedeniyle kazanç kaybına uğrayan ve tazminat talep eden kişinin, sonradan tatil günlerinde sürücü derslerini telafi etmesi halinde denkleştirme işlemi yapılmayacaktır.
3. Diğer Yararlar
Ne üçüncü bir şahsın ne de zarar görenin kendi faaliyetlerinden kaynaklanan yararlar bakımından denkleştirmenin söz konusu olup olmayacağını tazminatın ve denkleştirme işlemin amacının da göz önünde bulundurulması suretiyle her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gerekir:
— Zarar görenin yaralanmadan sonra hastanede yattığı sürece, ev, yemek gibi giderlerden yaptığı tasarruflar denkleştirmeye tabidir. Aynı durum karısının öldürülmesi nedeniyle koca tarafından açılacak desten yoksun kalma davasında tasarruf edilen bakım masrafları bakımından da geçerlidir.
— Ölüm olayı sonucunda ölen kişiden kalan mirasın, onun desteğinden yoksun kalan mirasçılarının bu yüzden uğradıkları zarardan düşülüp düşülmeyeceği tartışmalıdır. Hakim görüş mirasın denkleştirme işlemine tabi olmadığı yönündedir. Zira zarar gören er veya geç bir gün bu mirasa sahip olacaktı. Bazı yazarlar, ölüm olayı erken gerçekleştiği için mirasçıların beklenenden daha önce söz konusu mirasa kavuşmalarının göz önünde bulundurulması ve erken elde edilen mirastan sağlanan gelirlerin tamamının olmasa bile küçük bir kısmının yarar sayılarak denkleştirmeye tabi tutulması kanaatindedir.
—Mala verilen zararlarda, zarar gören malın yeni parçalar takılması suretiyle tamir edilmesi söz konusu olabilir. Eskimiş olmasına rağmen kaza sonucunda yenisiyle değiştirilen parçalar nedeniyle malda bir değer artışı meydana gelmiş olabilir. Bu değer artışının da denkleştirilmesi gerekir.