Değer Kaybının Yanı Sıra Başkaca Hangi Kalemler Talep Konusu Yapılabilir?

Değer kaybı talebinin yanında talep edilebilecek diğer kalemler

Uygulamada, değer kaybı miktarının tespiti için mahkemece veya bilirkişiler vasıtası ile yapılan incelemeler de talepte bulunan tarafından karşılanan ve haksız fiil sorumlusundan talep edilebilecek olan yargılama giderlerindendir.

Zira; 6100 sayılı HMK’nin “Yargılama Giderleri” başlıklı 323. maddesi:

a) Celse, karar ve ilam harçları.

b) Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri.

c) Dosya ve sair evrak giderleri.

ç) Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler.

d) Keşif giderleri.

e) Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler.

f) Resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler.

g) Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri.

ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti.

h) Yargılama sırasında yapılan diğer giderler” şeklindedir.

Aynı şekilde Ekspertiz ücreti yönünden: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (19) no’lu bendindeki “Sigorta eksperi, sigortacı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından serbestçe tayin edilebilir” şeklindeki düzenleme ve TTK’nın 1426/1 maddesindeki “Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır”. hükmü ve Hazine Müsteşarlığı’nın 16199 sayı ve 05.10.2012 tarihli sektör duyurusu uyarınca talep edilen ekspertiz ücretinin de ödenmesi gereken giderlerden olduğu tartışmasızdır. Yeri gelmişken, eksper atama usulleri hakkında kısaca bilgi vermekte fayda vardır. Zira eksperin atanma usulü ile kendisine yapılacak ödemeden kimin ne şekilde sorumlu tutulacağına ilişkin bir ayırım söz konusudur. Sigorta Eksperleri Atama Yönetmeliği incelendiğinde konuyla ilgili olarak aşağıdaki hususlar dikkat çekmektedir:

Atama MADDE 5 – (1) Sigorta eksperi, sigortacı, sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından atanabilir. (2) Müsteşarlık, eksper atamalarının güvenli ve bizatihi ilgili kişi tarafından yapılmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.

Sigorta şirketi tarafından atama MADDE 6(1) Sigorta şirketi, motorlu araç sigortalarında ihbarın alınmasından itibaren en fazla 1 iş günü içinde ilgili dosya için eksper atanıp atanmayacağına ilişkin bilgiyi 4 üncü maddedeki usule göre Merkeze iletir, varsa eksper atama bilgisi EKSİST’e girer.

(2) Sigorta şirketince atanan eksper tarafından yapılan tespitlere, 3 iş günü içinde sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişi tarafından itiraz edilebilir. İtiraz süresi, eksper raporunun EKSİST’e girişine ilişkin olarak muhataba yapılan bildirimle başlar. İtiraz halinde, Müsteşarlıkça belirlenecek bölge, branş, iş dağılımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak EKSİST üzerinden tesadüfi olarak eksper ataması yapılır.

Sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşme- sinden menfaat sağlayan kişi tarafından atama MADDE 7(1) Motorlu araç sigortalarında sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişi tarafından, her aşamada eksper atanabilir.

(2) Sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişi tarafından atanan eksper tarafından yapılan tespitlere, 3 iş günü içinde sigorta şirketi tarafından itiraz edilebilir. İtiraz süresi, eksper raporunun EKSİST’e girişine ilişkin olarak muhataba yapılan bildirimle başlar. İtiraz halinde, sigorta şirketi tarafından atanan ekspere iliş- kin bilgiler EKSİST’e girilir.

(3) Sigorta şirketleri, sigorta poliçelerinde sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişilerin de eksper tayin edebileceği bilgisine yer vermek zorundadır.

Ücret MADDE 11(1) Motorlu araç sigortalarında eksper- tiz ücreti, taban ekspertiz ücret tarifesinden az olmamak üzere taraflar arasında serbestçe belirlenir.

(2) 6 ncı madde uyarınca atanan eksperin/eksperlerin ücreti, sigorta şirketi tarafından ödenir.

(3) 6 ncı madde uyarınca sigorta şirketi tarafından süresinde eksper ataması yapılmaması halinde, sigortalı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişi tarafından atanan eksperin ücreti, sigorta şirketi tarafından ödenir.

(4) 7 nci maddenin birinci fıkrasına göre atanan eksperin ücreti, atamayı yapan tarafça ödenir.

(5) 7 nci maddenin ikinci fıkrasına göre atanan eksperin ücreti, sigorta şirketi tarafından ödenir.

(6) Hakem eksperin ücreti, taban ekspertiz ücret tarifesine göre atamayı talep eden tarafça ödenir.

Yukarıdaki düzenlemelerin yer aldığı bir Yargıtay kararının devamında şöyle denilmektedir: “Hal böyle iken davacı tarafça bu öngörülen disipline edici kurallar silsilesine uyulmadığı, bu konuda dosyaya delil sunulmadığı anlaşılmıştır. Diğer bir deyişle kaza sonucu zarar gören tarafından ihbar yapılması ve buna rağmen eksper ataması yapılmamış olması halinde eksper ücreti sigortacıya aittir. Özetle yönetmelik gereği, sigorta şirketinin eksperi kendisinin ataması halinde veya sigorta şirketinin atadığı eksperlerin tespitlerine 3 iş günü içerisinde sigortalı tarafından itiraz edilmesi halinde yeni atanacak eksperin ücreti veya sigorta ettiren tarafından atanan ve sigorta şirketine bildirilen ve sigorta şirketi tarafından atanana eksperin ücreti veya sigorta şirketince talep edilen hakem ekspertiz ücreti sigorta şirketi tarafından ödenecektir. Değer kaybına ilişkin olarak sigorta şirketince de eksper atanmış olup tespit edilen tutar üzerinden uzlaşma sağlanmıştır. O halde burada sigorta şirketinin olumsuz yaklaşımından söz edilemez, eksper tayin edilerek zarar miktarının belirlenmesi konuya ilişkin yasal ve idari düzenlemeler gereği sigorta şirketinin görevi kapsamındadır, yani sigorta şirketi her koşulda zararın tespiti maksadıyla eksper incelemesi yaptıracaktır, şayet sigortalı sigortacı tarafından yaptırılan eksper incelemesi sonrasında ikna olmamışsa itiraz edebilecektir. Bu nedenle bu prosedürlere uyulmaksızın gereksiz masraflar yapılarak talep dilen eksper ücretinin reddine karar vermek gerekmiştir, bu nedenle talebi TTK. 1426. madde uyarınca makul gider olarak kabul etmek mümkün değildir”.

Değer kaybı talebinin yanı sıra talep edilebilecek diğer kalemlere ilişkin yargı kararları

Aşağıda bu konuya ilişkin yargı kararları sizlerle paylaşılmıştır;

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/3290 E., 2016/6163 K. sayılı ve 23.5.2016 tarihli içtihadında

(…) Davacı taraf, eldeki davayı açmadan önce, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/164 D.İş sayılı dosyasında davaya konu kaza sebebiyle oluşan zararların belirlenmesi bakımından delil tespiti yaptırmıştır. Tespit dosyasında davacının keşif ve bilirkişi incelemesi için masraf yaptığı; ayrıca tespit dosyasında davacının vekille temsil edildiği ve davacı lehine tespit vekalet ücreti olan 200,00 TL’ye hükmolunduğu görülmektedir. (…) Davacı tarafça yaptırılan ve vekille temsil olunduğu delil tespiti dosyasındaki masraflar ile bu dosyada davacı lehine hükmolunan vekâlet ücretinin yargılama giderleri içinde sayılıp davalılardan tahsiline hükmolunmayışı doğru görülmemiştir” gerekçesiyle Yerel Mahkeme kararı bozulmuştur.”

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/5175 E., 2016/7153 K. sayılı ve 13/06/2016 tarihli içtihadında

(…) 6100 Sayılı HMK’nın 323/1. maddesi yargılama giderlerinin kapsamını belirlemiş olup anılan maddenin (d) bendi ile “keşif giderleri”, (e) bendi ile “Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler” yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Davacı taleplerinin değerlendirilmesi bakımından, kaza mahallinde keşif yapılmış ve 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bu işlemlere dair giderler, davacı tarafça karşılanmış olup yapılan giderlerin yargılama giderleri içinde hesap edilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça 190,00 TL. keşif harcı ile her bir bilirkişi için 500,00’er TL’den toplam 1.500,00 TL bilirkişi ücreti yatırıldığı sabittir. Mahkemece yargılama giderlerinin hesaplanması sırasında bu miktarların yargılama giderleri içinde hesap edilmediği görülmüştür” gerekçesiyle Yerel Mahkemenin kararını hatalı bulmuştur.

Sigorta Hakem heyeti ise 19.03.2016 tarih ve 2016/İHK-528 sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararında;

(…) Sigorta şirketlerinin anlaşmalı eksperlik şirketleri aracılığı ile benzer işler için yaptıkları eksper ücreti ödemelerinin emsal kabul edilmesi mümkün olmadığından ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” gibi eksperlerin yaptıkları hizmet için uygulanan zorunlu bir tarifede de mevcut olmadığından somut olayda yapılan eksper ücreti ödemesinin makul olup olmadığının tespiti gerekmiştir. Heyetimiz hakem yargılaması aşamasında bilirkişiye ödenen 380,-TL bilirkişi ücretini de baz alarak, 380,00 TL eksper ücretinin makul olduğunu değerlendirmiş, ancak bu kalemin müddeabihe katılmış olması ve yargılama aşamasında bu hususa itiraz olunmaması sebebiyle, kusur oranı dikkate alındığında 380 X 75 % = 285,-TL eksper ücretinin makul olacağı değerlendirilmekle” diyerek, itiraz üzerine gelen hakem heyeti kararını düzelterek onamıştır.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 22.03.1976 tarihli, 1976/1 E. ve 1976/1 K. sayılı içtihadında

Delil tespiti giderlerinin müddeabihe ilave edilmesinin kabulü halinde birçok kötü niyetli kimselerin kötü niyetle yaptıracakları, delil tespiti nedeniyle yapacakları masrafı dava değerine eklemek suretiyle müddeabihi kabartarak bazı kanun yollarından yararlanma imkanları sağlamak fırsatı elde etmelerine, bir boşanma davası yanında bir de davadan önceki delil tespiti nedeniyle yapılan giderlerin tahsili isteği davası bulunması gibi olumsuz durumlara meydan verilmesine, haksız fiile ilişkin bir tazminat davasında müddeabihin bir bölümünde haklı çıkan davacı hakkında o davadan önce yaptırdığı delil tespit nedeniyle katlandığı gerçek giderleri müddeabihe ilave ederek dava etmiş olması halinde müddeabihin bir bölümüne, delil tespiti giderlerinin tümüne hüküm vermek gibi çelişik bir sonucun doğmasına ve buna benzer sakıncalı durumların meydana gelmesine sebebiyet verilmiş olur. Bütün bu nedenlerledir ki dava açılmadan önce yapılan delillerin tespiti giderlerinin müddeabihe ilave edilmesi imkânı bulunmayan, HUMK. nun 413-426 ncı maddeleriyle düzenlenen dava giderlerinden sayılması gerekmiştir. Davanın açılmasından önce, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 368-374 üncü maddeleri uyarınca yapılan delillerin tespitine ilişkin giderlerin aynı kanunun 413-426 ncı maddelerinde yer alan yargılama giderlerinden sayılacağına ve bu tür giderlerin davanın müddeabihine ilave edilemeyeceğine, üçte ikiyi aşan çoğunlukla karar verilmiştir” kararına varmıştır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2006/5740 E., 2007/163 K. sayılı ve 30.01.2017 tarihli içtihadı

(…) Davacı vekili, davalı ….. AŞ. adına kayıtlı, ….. plakalı aracın müvekkiline ait ….. plakalı araca çarpması nedeniyle araçta meydana gelen 4.235.80 DM hasar bedeli ile 577,10 DM ekspertiz ücreti toplamı olan 4.812.90 DM karşılığı, fiili ödeme günündeki Türk Lirasının kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini TALEP ETMİŞTİR. Mahkemece davacı zararının kaza tarihinden itibaren Euro olarak faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Türk lirası karşılığının davalılardan müteselsilen tahsiline KARAR VERİLMİŞTİR. Türk Hukukunda ve uygulamada bazı özel hallerde sözleşmeye bağlı olarak yabancı parayla ödeme kabul edilmiş ise de haksız fiilden kaynaklanan borç ve alacaklar konusunda açık bir HÜKÜM BULUNMAMAKTADIR. Haksız fiillerde Türk parası üzerinden tazminata hükmedilmesi GENEL KURALDIR. Borçlar kanununun 83 üncü maddesinde ifade edildiği gibi borç vade günündeki rayiç üzerinden memleket parasıyla ödenebilir. Mala ilişkin zarar haksız fiilin gerçekleştiği anda meydana geldiğine göre zarar görenin malvarlığında oluşan azalmanın da aynı tarih esas alınarak BELİRLENMESİ GEREKİR. Bu durumda mahkemece davacının yabancı parayla belirlenen zararının kaza tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak ödenmesi şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması DOĞRU DEĞİLDİR. Davacı tarafından yurtdışında yaptırdığı ekspertiz ücreti hasar bedeline eklenerek talep edilmiş ise de yargılama giderlerinden sayılan ekspertiz ücretine faiz uygulaması da DOĞRU DEĞİLDİR.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir