Danıştay 7. Daire, E. 2021/1702 K. 2021/5215 T. 26.11.2021

T.C.

D A N I Ş T A Y

YEDİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/1702

Karar No : 2021/5215

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Otomotiv İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem: Davacı adına 2009 ve 2010 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 8 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı araç kıymetinin noksan beyan edilerek eksik özel tüketim vergisi ödendiğinden bahisle, ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ek tahakkuk ve para cezasının 15/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, üç yıllık zamanaşımı süresi içerisinde yükümlüsüne tebliğ edilmediği gibi bu süre içerisinde de ceza davasının açılmadığı anlaşıldığından davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ceza davası açılmasının, suçun tabi olduğu zamanaşımı süresinin uygulanması için yeterli olduğu, şirket yetkilileri hakkında açılan ceza davasında verilecek kararın zamanaşımı süreleri açısından belirleyici olacağı, bu nedenle ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Şirket yetkilileri hakkında açılan ceza davasında verilecek hüküm, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, uyuşmazlığın ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet bulunmadığından, Mahkeme kararın bozulması gerektiği değerlendirilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı adına 2009 ve 2010 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 8 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı araç kıymetinin noksan beyan edilerek eksik özel tüketim vergisi ödendiğinden bahisle, ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergisine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle beyannamenin tescil tarihinde başlayacağı; 197. maddesinin 2. fıkrasında, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı, şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; 4. fıkrasında da, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması kaydıyla, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği; 231. maddesinin 1. fıkrasında, idari yaptırıma konu fiilin, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması kaydıyla, idari yaptırım kararlarının Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içerisinde uygulanacağı, 2. fıkrasında, gümrük vergileri alacağına bağlı idari para cezalarında zamanaşımının, bu idari para cezalarına ilişkin gümrük vergilerinin zamanaşımına tabi olacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda değinilen hükümlere göre; yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı ya da noksan alındığı tespit edilen vergilere ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekiyorsa da; gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak, sözü edilen süre içerisinde dava açılması halinde, zamanaşımının durduğu sürece veya davanın sonuçlanmasından sonra kalan süre içerisinde tahakkuk işlemi yapılarak mükellefine tebliğ edilebileceği gibi, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun ceza uygulamasını gerektiren fiilin tabi olduğu zamanaşımı süresi içerisinde yapılması da olanaklı olmakla birlikte, bir fiilin ceza gerektirip gerektirmediği, bir başka ifadeyle suç teşkil edip etmediği, açılacak ceza davasında verilecek kararla ortaya konulabileceğinden, 197. maddenin 4. fıkrası hükmünün uygulanabilmesi bakımından ceza davasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, vergilerin tebliği için öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra da olsa, davacının fiili nedeniyle açılmış bir ceza davasında verilerek kesinleşen mahkumiyet hükmü, gümrük vergileri alacakları hakkında, suçun tabi olduğu zamanaşımı süresinin uygulanmasını mümkün kılacaktır.

Olayda, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra vergilerin tahakkuk ettirilerek tebliğ edildiği, gümrük yükümlülüğünü doğuran olay nedeniyle, gümrük kaçakçılığı ve sahtecilik suçlarından dolayı davacı şirket yetkilileri hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada yargılamaya devam edildiği tespit edilmiştir.

Bu bakımdan; suçun tabi olduğu zamanaşımının uygulanabilmesi için Kanun maddesinde ceza davasının açılması herhangi bir süreyle sınırlandırılmış değildir. Dolayısıyla, vergilerin tebliği için öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra da olsa bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması ve bu ceza davasında verilecek hüküm, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, işbu dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi gerekirken, ceza davasının 3 yıl içerisinde açılmamasına dayanılarak verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle; 1.Temyiz isteminin kabulüne, 2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine, 4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 26/11/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyiz başvurusu, davacı adına 2009 ve 2010 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 8 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı araç kıymetinin noksan beyan edilerek eksik özel tüketim vergisi ödendiğinden bahisle, ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemi iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması istemine ilişkindir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 2. fıkrasında, yapılan denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilemeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; aynı maddenin 07/10/2009 tarihinden önce yürürlükte bulunan 4. fıkrasında, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımı süresinin daha uzun bulunması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinde kovuşturulup tahsil edileceği belirtilmiş; aynı fıkranın 07/07/2009 tarihli ve 27281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinden 3 ay sonra yürürlüğe giren 5911 sayılı Kanun’la değişik halinde ise, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olmak kaydıyla, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 4. fıkrasının 5911 sayılı Kanun’la değişik halinde, gümrük vergileri alacakları bakımından, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanabilmesinin ceza davası açılması koşuluna bağlandığı, olayda, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında ceza davası açıldığı görüldüğünden, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği 07/10/2009 tarihinden sonra tescil edilmiş beyannameler bakımından Gümrük Kanunu’ndaki üç yıllık zaman aşımı süresinin değil, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanması gerekmektedir.

Bu durumda, Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 4. fıkrasının 5911 sayılı Kanun’la değişik halinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra tescil edilmiş beyannameler bakımından ceza davası açılmış olması halinde üç yıllık zaman aşımı süresi uygulanamayacağından, mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY : 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 4. fıkrasında: “Gümrük vergileri alacakları, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bir fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması kaydıyla, bu alacaklar Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Düzenleme gereği, gümrük vergisi tahsil işlemleri; aynı zamanda suç teşkil eden yani ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin oması halinde Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen ceza ve dava zamanaşımı süreleri içinde yapılabilecektir. Diğer deyişle bu hüküm fiilin aynı zamanda suç teşkil ettiği durumlarda kanunen belirlenmiş olan vergi alacaklarına ilişkin zamanaşımının suça konu fiilin ceza kanunlarında belirlenen zamanaşımı süresine tabi olduğunu bu işlemlerin bu zaman zarfında yapılabileceğini öngören bir düzenlemedir. Bu açık düzenlemeden, ceza yargılamasının neticesine göre verilecek hükme göre (beraat, mahkumiyet veya düşme) gümrük vergi işlemlerinin düzenleneceği zaman diliminin belirleneceği sonucunun doğmayacağı tabidir.

Uzun süren ceza yargılaması sonucunun (karar kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinden) beklenmesine yol açacak Kanun’la korunan hukuki yarara (amaca) aykırı yorumla, zamanaşımını yıllar sonra geriye yönelik olarak tespit etmek hayatın doğal akışına da aykırı olmakla, Kanun’un açık düzenlemesi karşısında, Mahkemece cezayı gerektiren fiilin dava ve ceza zamanaşımı süreleri belirlenerek değerlendirilmesi gerektiğinden, ceza mahkemesince verilecek hükmün sonucuna bağlı olarak değerlendirme yapılması gerektiği yönünde olan Daire kararına gerekçe itibariyle katılmıyorum.”