Danıştay 7. Daire, E. 2018/6 K. 2021/2566 T. 28.05.2021

T.C.

D A N I Ş T A Y

YEDİNCİ DAİRE

Esas No : 2018/6

Karar No : 2021/2566

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Pazarlama ve Dış Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile EUR.1 dolaşım belgesi kapsamında ithal edilen “ceviz içi” cinsi eşyaya ilişkin olarak, EUR.1 dolaşım belgesinin sonradan kontrole tabi tutulması üzerine, anılan eşyanın Bosna-Hersek menşeli olmadığının saptandığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Bozma kararı üzerine, davacı şirket yetkilileri hakkında yapılan ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmesi nedeniyle gümrük yükümlülüğünün doğduğu 14/04/2008 tarihinden itibaren işlemeye başlayan tahakkuk zamanaşımı süresinin, söz konusu suçlamaların tabi olduğu ceza zamanaşımı nedeniyle uzamayacağı, bu durumda, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra alınan tahakkuk kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; üç yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra alınan tebliğ edilen vergilere vaki itirazın reddine dair işlemin; Mahkemece, tahakkuk zamanaşımı süresi içerisinde alınmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.

Oysa; gümrük vergilesi alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması halinde, tahakkukun suçun tabi olduğu zamanaşımı süresi içerisinde yapılması mümkün olup, vergilerin tebliği için öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra da olsa, davacının fiili nedeniyle açılmış bir ceza davasında verilecek mahkumiyet hükmü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca gümrük vergisi alacakları hakkında, suçun tabi olduğu zaman aşımı süresinin uygulanmasını olanaklı kılacaktır.

Bu bakımdan; uyuşmazlığın, ilgililer hakkında açılan ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmediğinden, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile EUR.1 dolaşım belgesi kapsamında ithal edilen “ceviz içi” cinsi eşyaya ilişkin olarak, EUR.1 dolaşım belgesinin sonradan kontrole tabi tutulması üzerine, anılan eşyanın Bosna-Hersek menşeli olmadığının saptandığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 1. fıkrasının (a) bendi; ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergisine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle doğacağı; 2. fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı belirtilmiş; 197. maddesinin 2. fıkrasında da, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; 4. fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda değinilen hükümlere göre; yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı ya da noksan alındığı tespit edilen vergilere ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekiyorsa da; gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak, sözü edilen süre içerisinde dava açılması halinde, zamanaşımının durduğu sürece veya davanın sonuçlanmasından sonra kalan süre içerisinde tahakkuk işlemi yapılarak mükellefine tebliğ edilebileceği gibi, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun suçun tabi olduğu zamanaşımı süresi içerisinde yapılması da olanaklıdır. Dolayısıyla, vergilerin tebliği için öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra da olsa, davacının fiili nedeniyle açılmış bir ceza davasında verilecek mahkumiyet hükmü, gümrük vergileri alacakları hakkında, suçun tabi olduğu zaman aşımı süresinin uygulanmasını mümkün kılacaktır.

Olayda, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra vergilerin tahakkuk ettirilerek tebliğ edildiği, gümrük yükümlülüğünü doğuran olay nedeniyle, gümrük kaçakçılığı ve sahtecilik suçlarından dolayı davacı şirket yetkilileri hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasında açılan davada verilen beraat kararının Yargıtay … Ceza Dairesinin …, K:… sayılı kararıyla bozulduğu işbu dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden tespit edilmiştir.

Bu bakımdan; yasa hükmünün fiilin işlendiği tarihte yürürlükte bulunan şeklinin uygulanmasının zorunlu olduğu olayda, sözü edilen yetkililer hakkında açılan ceza davasında verilecek hüküm, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerekirken, yukarıda değinilen yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin kabulüne, 2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY : 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (fiil tarihindeki şekli) 197. maddesinin 4. fıkrasında: “Gümrük vergileri alacakları ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde bu alacaklar Türk Ceza Kanundaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Düzenleme gereği, gümrük vergisi tahsil işlemleri aynı zamanda suç teşkil eden fiilin Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen ceza veya dava zamanaşımı süreleri içinde yapılabilecektir. Diğer deyişle bu hüküm fiilin aynı zamanda suç teşkil ettiği durumlarda kanunen belirlenmiş olan vergi alacaklarına ilişkin zamanaşımının suça konu fiilin ceza kanunlarında belirlenen zamanaşımı süresine tabi olduğunu bu işlemlerin bu zaman zarfında yapılabileceğini öngören bir düzenlemedir. Bu açık düzenlemeden, ceza yargılamasının neticesine göre verilecek hükme göre (beraat, mahkumiyet veya düşme) gümrük vergi işlemlerinin düzenleneceği zaman diliminin belirleneceği sonucunun doğmayacağı tabidir. Uzamış ceza zamanaşımı olarak tanımlanan bu durum ceza yargılama usulünde Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları ile ceza davası açılmış olma şartının dahi aranmayacağı belirtilmektedir. Zira hakimin fiilin suç kapsamında olup olmadığını değerlendirmesinin görevi gereği olduğu gerekçesi ile hüküm kurulduğu görülmektedir.

Mahkemece dava ve ceza zamanaşımı süreleri belirlenerek üzerine hüküm kurulması gerekirken ceza mahkemesince verilen hükmün sonucuna bağlı olarak değerlendirilmiş olması sebebiyle temyiz isteminin kabulü ve mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle kararın gerekçe kısmına katılmıyorum.”