T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/345
Karar No : 2021/2168
DAVACILAR : 1- … 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … (Mülga … )
VEKİLLERİ : … 2- … Bakanlığı
VEKİLLERİ : …
DAVANIN KONUSU : Bakanlar Kurulu’nun 26/08/2013 tarih ve 2013/5354 sayılı kararıyla Türk vatandaşlığını kazanan davacılar tarafından, söz konusu kararın iptaline yönelik Bakanlar Kurulu’nun 11/09/2017 tarih ve 2017/10837 sayılı kararının iptali istenilmektedir.
DAVACILARIN İDDİALARI :
Davacılar tarafından; Çeçenistan uyruklu ve evli oldukları, 2009 yılında yasal yollardan Türkiye’ye geldikleri, Türkiye’de kaldıkları süre boyunca herhangi bir olaya karışmadıkları, 2013 yılında İstanbul’da Çeçenlere ait kamplarda ikamet etmekteyken istisnai olarak Türk Vatandaşlığını kazanma kararı ile Türk Vatandaşlığına geçtikleri, vatandaşlığın kazanılması sırasında Rusya Federasyonu pasaportlarını, evlilik cüzdanlarını ve doğum belgelerini ( Rus ) ibraz ettikleri, ibraz edilen belgelerin orijinal olduğu, hiç bir şekilde yalan beyan, gizleme ve sair hukuka aykırı bir belgenin sunulmadığı, vatandaşlığın iptali nedeniyle vatansızlık hali ile karşı karşıya kaldıkları, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMALARI :
Davalı Cumhurbaşkanlığı (Mülga Başbakanlık) tarafından; usul yönünden, dava konusu kararın İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine alınması nedeniyle ilgili bakanlığın da hasım mevkiine alınmasının gerektiği; esas yönünden, İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı yazısıyla … hakkında Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığınca yapılan araştırma ve soruşturma sonucunda Türk vatandaşlığının kazanılmasına esas teşkil eden hususları gizlediğinin tespit edildiği belirtilerek eşi ile birlikte vatandaşlığa alınmalarına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının ilgili kısımlarının iptali hususunda talepte bulunulduğu, getirilen teklifin haklı ve hukuka uygun olduğunun görülmesi üzerine dava konusu işlemin ihdas edildiği, iptal kararının gerekçesini Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığınca tespit edilen hususların oluşturduğu, bu hususların doğrudan milli güvenliği ve kamu düzenini ilgilendirdiği, davacıların işlemin tebliği davetine icabet etmedikleri, aynı zamanda Rusya Federasyonu vatandaşlığını da korumaları nedeniyle vatansız kalmadıkları, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından; davacıların 26/08/2013 tarih ve 2013/5354 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla istisnai olarak Türk vatandaşlığını kazandığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının … tarih ve … sayılı yazısı ile …’un geçmiş dönemde … Emirliğinin Türkiye’deki askeri emiri olmasının gündeme geldiği, 12/03/2015 tarihinde Suriye’den illegal yollardan Türkiye’ye giriş yapmaya çalıştığı esnada hudut birliklerince yakalandığı, 2015 yılında Moskova’da terör eylemi planlaması deşifre edilen şebekenin organizatörü olduğu hususlarının istihbar olunduğu ve Türk vatandaşlığından çıkarılmasında fayda mütalaa edilmekte olduğunun bildirildiği, terör örgütleriyle bağlantı bulunmasının milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından Türk vatandaşlığının kazanılmasına engel teşkil ettiği, davacıların dava konusu işlemin tebliği için yapılan davete icabet etmedikleri, Türk vatandaşlığının yanı sıra Rusya Federasyonu vatandaşlığını da korudukları ve vatansız kalmadıkları, dava konusu işlemin …’un kendisine bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan eşi ve çocukları hakkında da uygulandığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin davacılardan … yönünden iptali, … yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 26.8.2013 gün ve 2013/5354 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk vatandaşlığına alınan davacıların, söz konusu kararın iptal edilerek, Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine ilişkin 11.9.2017 gün ve 2017/10837 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Türk vatandaşlığının kazanılması ve kaybına dair iş ve işlemlerin yürütülmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun “Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai haller” başlıklı 12’nci maddesinde,
” (1) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Cumhurbaşkanı kararı ile aşağıda belirtilen yabancılar Türk vatandaşlığını kazanabilirler. a) Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler. b) (Ek: 28/7/2016-6735/27 md.) 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi uyarınca ikamet izni alanlar ile Turkuaz Kart sahibi yabancılar ve bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu. c) Vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler. d) Göçmen olarak kabul edilen kişiler.
(2) (Ek: 19/10/2017-7039/29 md.) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunanların talepleri Bakanlıkça reddedilir.” hükmüne; “Türk vatandaşlığının iptali” başlıklı 31’inci maddesinde de, “(1) Türk vatandaşlığını kazanma kararı; ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda vuku bulmuş ise kararı veren makam tarafından iptal edilir.”, hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, Türk vatandaşlığına alınmada, yetkili makam kararı ile vatandaşlık kazanılmasının usulleri uygulanmakla birlikte, ilgilinin, Türk vatandaşlığına alınması için, geçmiş kayıtlarının incelenerek, milli güvenlik ve kamu düzeni açısından sakıncasının bulunmadığının belirlenmesinin gerekli olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; Çeçen uyruklu Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacıların 26/8/2013 gün ve 2013/5354 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla istisnai olarak Türk vatandaşlığını kazandığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığınca sonradan yapılan araştırma ve sonucuna göre farklı beyanda bulunulduğunun tespit edildiğinden bahisle İçişleri Bakanlığının teklifi doğrultusunda, 11.9.2017 gün ve 2017/10837 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla davacıların Türk vatandaşlığını kazanmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesi üzerine görülmekte olan bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi; Bakanlar Kurulu kararları, birer idari işlemdir ve idari davaya konu edilmeleri halinde, her idari işlem gibi, yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden, İdari Yargının, hukuka uygunluk denetimine tabidir.
Dava dosyası söz konusu ilkeler çerçevesinde incelendiğinde; söz konusu idari işlem, 5901 sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak tesis edildiği gibi, Türk vatandaşlığına kabul etmenin Devletin hükümranlık yetkisine ilişkin olduğu göz önüne alınarak, davalı idarece takdir yetkisi çerçevesinde davacılar hakkındaki milli güvenliği ve kamu düzenini ilgilendiren geçmiş kayıtların değerlendirilmesi sonucu tesis edilen 11.9.2017 gün ve 2017/10837 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacılar tarafından, ileri sürülen diğer iddialarda da yasal isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, duruşma için önceden taraflara bildirilen 29/04/2021 tarihinde davacılar ve vekillerinin gelmediği, davalılardan Cumhurbaşkanlığını (mülga Başkakanlık) temsilen Hukuk Müşaviri … ile İçişleri Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri …’ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Hazır bulunan davalılara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra davalılara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Evli olan ve Bakanlar Kurulu’nun 26/08/2013 tarih ve 2013/5354 sayılı kararıyla Türk vatandaşlığını kazanan davacılar tarafından, söz konusu kararın iptaline yönelik Bakanlar Kurulu’nun 11/09/2017 tarih ve 2017/10837 sayılı kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İlgili Mevzuat; 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun, davacıların Türk vatandaşlığına alındıkları tarihte yürürlükte olan haliyle “Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai haller” başlıklı 12. maddesinde, “Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Bakanlığın teklifi, Bakanlar Kurulunun kararı ile aşağıda belirtilen yabancılar Türk vatandaşlığını kazanabilirler. a) Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler, b) Vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler, c) Göçmen olarak kabul edilen kişiler,” hükmüne; “Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasında usul ve esaslar” başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasında, “12 nci madde uyarınca Türk vatandaşlığını kazanma işlemleri Bakanlıkça yürütülür.” hükmüne; işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle “Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasının geçerliliği ve sonuçları” başlıklı 20. maddesinin 2. fıkrasında, “Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması eşin vatandaşlığına tesir etmez. Ana veya babanın Türk vatandaşlığını kazandığı tarihte velayeti kendisinde bulunan çocukları, diğer eşin muvafakat etmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanır. Muvafakat verilmemesi halinde ana veya babanın mutad meskeninin bulunduğu ülkedeki hakim kararına göre işlem yapılır. Türk vatandaşlığını birlikte kazanan ana ve babanın çocukları da Türk vatandaşlığını kazanır.” hükmüne; “Türk vatandaşlığının iptali” başlıklı 31. maddesinde, “(1) Türk vatandaşlığını kazanma kararı; ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda vuku bulmuş ise kararı veren makam tarafından iptal edilir.” hükmün; “İptal kararının geçerliliği ve sonuçları” başlıklı 32. maddesinde, “1) İptal kararı, karar tarihinden itibaren hüküm ifade eder. İptal kararı ilgili kişiye bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan eş ve çocuklar hakkında da uygulanır.” hükmüne; işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle “Yönetmelik” başlıklı 46. maddesinde, “bu Kanun’un uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir. 06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin “Türk vatandaşlığının genel olarak kazanılması” başlıklı 15. maddesinde, “(1) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı, aşağıdaki şartları taşıması halinde Bakanlık kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir: … g) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak…” hükmüne;
Aynı Yönetmeliğin ”Araştırma, soruşturma ve geçerlilik süresi” başlıklı 72. maddesinin 5. fıkrasında ise, “İlgili kurumlarca yapılan araştırma sonucunda Anayasa ile kurulu devlet düzenini yıkma yolunda faaliyette bulunduğu, bu faaliyetlerde bulunanlarla işbirliği yaptığı veya bunları maddi olarak desteklediği, Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı yurt içinde veya dışında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili faaliyetlerde bulunduğu, isyan, casusluk ve vatana ihanet suçlarına katıldığı, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve insan ticareti yaptığı veya bunlarla ilişki içerisinde bulunduğu tespit edilenler ile taksirli suçlar hariç olmak üzere ertelenmiş, zamanaşımına uğramış, hükmün açıklanması geriye bırakılmış, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa dahi, altı aydan fazla hapis cezası alanlar Türk vatandaşlığını kazanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu Bakanlar Kurulu’nun 11/09/2017 tarih ve 2017/10837 sayılı kararının … yönünden incelenmesi:
Uyuşmazlıkta, davacı …’un Bakanlar Kurulu’nun 26/08/2013 tarih ve 2013/5354 sayılı kararıyla Türk vatandaşlığını kazandığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının … tarih ve … sayılı yazısı ile hakkında millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek nitelikte istihbari bilgilerin gönderilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği görülmektedir.
Bu itibarla, vatandaşlığa alınmanın mutlak hak sağlamadığı, davacının millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek faaliyet ve eylemlerinin öğrenilmesi sonucunda kararı veren yetkili makam tarafından Türk vatandaşlığının iptal edildiği ve vatandaşlığın iptali hususunda geniş bir taktir hakkı bulunduğu görüldüğünden dava konusu işlemin davacı …’a ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu’nun 11/09/2017 tarih ve 2017/10837 sayılı kararının … yönünden incelenmesi:
Uyuşmazlıkta, evli olan davacıların Türk vatandaşlığını istisnai olarak kazanabilmek için 28/01/2013 tarihinde Kocaeli Valiliğine ayrı ayrı başvurduğu, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun vatandaşlığa alınmaları tarihinde yürürlükte olan 12/b maddesi uyarınca istisnai olarak Türk vatandaşlığına alınmaları hususunda Bakanlık makamınca ayrı ayrı onay verildiği ve Türk vatandaşlığına alınacaklara ilişkin listeye ayrı ayrı dahil edildikleri görülmektedir.
Bu durumda, davacı …’un, eşine bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanmadığı, hakkında Türk Vatandaşlığına alınmasına engel herhangi bir istihbari bilginin bulunmadığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının … tarih ve … sayılı yazısının sadece …’a ilişkin olduğu görüldüğünden dava konusu işlemin davacı … ‘a ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle; 1. Dava konusu Bakanlar Kurulu’nun 11/09/2017 tarih ve 2017/10837 sayılı kararının …’a ilişkin kısmının İPTALİNE, 2. Dava konusu Bakanlar Kurulu’nun 11/09/2017 tarih ve 2017/10837 sayılı kararının …’a ilişkin kısmının iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE, 3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin haklılık oranına göre … TL’sinin davacılar üzerinde bırakılmasına, … TL’sinin ise davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine, 4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere, duruşmasız işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin ise davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine, 5. Posta gideri avansından artan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine, 6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.