T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/13184
Karar No : 2021/68
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türk vatandaşı ile evli olan Kırgızistan uyruklu davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınması için yaptığı başvurunun reddine dair 21/11/2014 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacının en az 3 yıldır Türk vatandaşı ile evli olduğu, müşterek çocuklarının bulunduğu, aynı çatı altında evlilik birliğini sürdürdüğü, evliliklerinin Türk kültürüne uygun olup menfaat karşılığı olmadığı, apartman içerisinde aile olarak komşuluk ilişkilerinin olduğu, genel ahlak ve adaba ters düşecek bir yaşam tarzlarının olmadığının tespit edildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı tarafından yapılan arşiv araştırması sonucunda davacının Türk vatandaşlığına alınmamasının daha uygun olacağı yönünde menfi görüş bildirilerek “Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama” şartını sağlamadığından bahisle Türk vatandaşlığına alınma başvurusu reddedilmiş ise de Mahkemece yapılan ara kararına rağmen davacının milli güvenlik ve kamu düzeni açısından sakıncalı bulunduğuna ilişkin soyut iddia dışında somut bir tespit ve suçlama bulunmadığı ve dayanak oluşturacak bir bilgi ve belge gönderilmediği görülmekte olup bu durumda, Türk vatandaşı ile aile birlikteliği içerisinde evliliğini sürdüren ve ilgili mevzuat hükümlerinde aranan şartlarla bağdaşmayacak somut bir fiili bulunmayan davacının Türk vatandaşlığına alınmasına yönelik isteminin 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan şartı taşımadığı gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının talebi üzerine Kanun’da aranan şartları taşımadığına dair MİT Başkanlığı (Mülga MİT Müsteşarlığı) tarafından menfi görüş bildirildiği, Türk vatandaşlığına almanın Devletin mutlak inisiyatif ve egemenlik hakkı kapsamında yapılan bir tasarruf olduğu, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Dairemizin 11/11/2020 tarihli ara kararına cevabın geldiği görülerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Türk vatandaşı ile evli olan Kırgızistan uyruklu davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınması için yaptığı başvurunun reddine dair 21/11/2014 tarihli işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT: 12/06/2009 tarih ve 27256 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında, “Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz.” hükmüne, “Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması” başlıklı 16. maddesinin birinci fıkrasında, “Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde; a) Aile birliği içinde yaşama, b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesinde evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma bakımından asgari koşulların belirlendiği, 10. maddesindeki düzenlemeye göre de aranan şartları taşımanın vatandaşlığı kazanma bakımından yabancıya mutlak bir hak sağlamadığı; başvuranın mevzuatta aranılan şartları taşıyıp taşımadığı hususunun idarece araştırılması suretiyle yapılacak değerlendirme sonucunda, Türk vatandaşlığına alınmaya yönelik talebin hukuka uygun sebeplerle olumlu veya olumsuz şekilde karşılanmasında, Devletin ilgili Kanun’dan kaynaklanan geniş bir takdir yetkisinin olduğu açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun yukarıda belirtilen şekilde incelenmesi sonucunda, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığınca davacının Türk Vatandaşlığına alınmamasının daha uygun olacağı yönündeki tespit ve değerlendirmelerin niteliği dikkate alındığında; vatandaşlığa kabul konusunda idarenin Kanundan kaynaklanan takdir yetkisi kapsamında, milli güvenlik ve kamu düzeni gözetilerek davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, 2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.