Temyiz olağan ve hukuki derece bir kanun yoludur. Temyizin hukuki dereceyi oluşturması, onun en önemli niteliğini teşkil eder. Hukuk sistemimizde istinaf yolu kabul edildikten sonra,temyiz yolunda BAM’ların(istinaf mahkemeleri) vermiş oldukları son kararlar hukuka uygunlukları bakımından değerlendirilir. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay, bu mahkemelerin vermiş olduğu son kararında hukuku tam ve doğru biçimde uygulayıp uygulamadığını denetler. Bu denetleme mahkemenin kararının maddi bölümünün, yani olguların saptanması ve delillerin değerlendirilmesi bölümünün inceleme dışı bırakılması anlamını taşır. Yargıtay, kural olarak mahkemenin önüne getirilmiş olan uyuşmazlık hakkında karar verirken, delilleri değerlendirmede yanılgıya düşüp düşmediğini ya da kararının temelini oluşturan olguları doğru saptayıp saptamadığını araştırmaz. Fakat bu temel üzerine oturtulan son kararda, hukuk normlarının uygulanmasında eksiklik ya da yanılgı olup olmadığının üzerinde durur. Bu genel görünümü ile temyiz yolu istinafla karşılaştırıldığında, bir bakıma istinaftan daha dar ve sınırlı bir kanun yoludur. Gerçekten temyizde inceleme yalnızca hukuki yönden yapıldığı halde, istinafta hem maddi hem de hukuki bakımdan yapılan bir incelemenin söz konusu olması nedeniyle, istinaf daha geniş bir yoldur. Ancak bir bakıma da temyiz daha geniş bir inceleme alanı olarak da görülebilir, çünkü temyizde hukukun ve yasaların ülke içinde aynı biçimde uygulanması temel düşüncesi egemendir. Bu nitelik de temyizi daha geniş bir alanda etkili kılan bir unsurdur.
Hangi davalarda temyiz yolu açıktır?
Bu konudaki ilke şöyledir: Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir. CMK’da temyiz yolu kapalı kararlar belirtilmiştir. Bu konuda en önemli husus şudur: İstinaf incelemesi sonucu verilen hüküm 5 yıldan az bir cezayı içerdiğinde, bu hüküm temyiz edilemez ve kesinleşir. Bu ilkeye istisna olarak belirli suçlar, yukarıdaki ceza süresinin altında kalsa bile temyiz edilebilir. CMK, bu suçları bir liste halinde düzenlemiştir. Bu suçlara yorum ya da kıyas yoluyla başka suçları eklemek mümkün değildir. Bu suçların hukuki nitelikleri ele alındığında, tespit edilen husus, listede yer alan suçların ifade özgürlüğü ile bağlantılı olduklarıdır. Bu konuda hemen söylemek gerekir ki, bu ortamda ifade özgürlüğünün zedelenmesi, kötüye kullanılması söz konusudur, çünkü listede pozitif hukukumuzda yer alan suçlar söz konusudur.