Kaçak Kimdir? Kaçak Tanımı

Hakkındaki soruşturma veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir (CMK m. 247/1). Kaçak tanımı 2016-6763 sayılı kanun ile genişletilmiş ve soruşturma evresi de kapsama alınmıştır. 2016 sonrası OHAL döneminde yurt dışına kaçan darbe şüphelilerinin yurda geri getirilmesi amacı ile yapılan bu değişiklikler hukuk devleti ilkelerini zedelememek gerekiyorsa, kalıcı olmaması gereken düzenlemelerdir. KHK m. 668/m.3-b ile geçici düzenleme ile, hakkında yürütülen soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurtiçinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle Cumhuriyet Savcılığı tarafından kendisine ulaşılamayan şüpheliye de

Devamını okumak için tıklayın…Kaçak Kimdir? Kaçak Tanımı

Müdafiin İletişiminin Denetlenmemesi Kuralı

Müdafiin CMK m. 154’ten kaynaklı savunma dokunulmazlığı bulunduğu için, Türk hukukunda müdafiin şüpheli veya sanığa yüklü suç dolayısıyla iletişiminin dinlenmesi, kayda alınması, tespiti ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi yasaklanmıştır (CMK m. 136). Bu yasak müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında kabul edilmiş, ancak her nedense mobil telefon CMK m. 136’da sayılmayarak hariç tutulmuştur. Mobil telefonun kapsam dışında tutulmasına bir anlam veremediğimiz için burada bir kanun yapma hatası olduğunu düşünüyoruz. Kanun, “müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları” ile “avukat bürolarının aranmasını” (CMK m. 130) düzenlemişse de, iletişimin denetlenmesinde sadece “müdafi” statüsündeki avukatı öngörmüş, aramalarda ise hukuk davalarını

Devamını okumak için tıklayın…Müdafiin İletişiminin Denetlenmemesi Kuralı

Gözaltı Kararı ile Yakalama Kararının Farkı

Kanun “yakalama” ile “gözaltına alma” işlemlerini birbirinden tamamen ayırmıştır. Gözaltına alma Cumhuriyet savcılığınca verilen ayrı bir kararla yapılan bir usul işlemi olarak düzenlenmiş ve yakalanan kişinin durumunun bildirildiği Cumhuriyet savcılığı tarafından gözaltına alınmasına karar verilmesi sistemi geliştirilmiştir.

Avukatların Yakalanması

Bir avukatın görevinden doğan veya görevi sırasında suç işlediği konusunda ihbar alan Cumhuriyet savcısı, Adalet Bakanlığından izin alıncaya kadar sadece lehe ve aleyhe delilleri tespit etmekle ve suç eşyasını korumakla yetinecektir. Bu aşamada suç ile ilgili dosyalar, belgeler de incelenebilir, örnekleri dosyaya alınabilir, konuyla ilgili bilgisi olan kişilerin ifadeleri alınabilir, fakat soruşturma izni alınmadan önce şüpheli avukatın savunması alınamaz, hakim tarafından sorgusu yapılamaz, üzeri, konutu ve işyeri aranamaz. Ağır cezalık suçüstü hariç yakalanamaz, göz altına alınamaz ve tutuklanamaz. Örneğin bir avukat müdafilik görevini yerine getirirken kolluk görevlileri ile tartışmış ve hakkında “kolluk görevlilerini taşkınlık ve taciz ettiği, saldırgan sarhoşlukta bulunduğundan”

Devamını okumak için tıklayın…Avukatların Yakalanması

Kamu Görevlilerinin Yakalanması

Sanığın kamu görevlisi olması halinde meşhut suçlarla kollukça yapılacak yakalama açısından diğer kişilerce işlenen suçlara oranla bir fark yoktur. İşlenen suç görevden dolayı işlenmiş olursa, fiil suçüstü ise kolluk ve gerekiyorsa herkes sanığı yakalayabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan işlemleri kolluk bizzat yapabilir. İfade almaksızın, en kısa zamanda olayı savcıya duyurur.

Basın Yolu ile İşlenen Suçlarda Yakalanma

Basın yoluyla işlenen suçlardan dolayı yeni Basın Kanunu sadece 22. maddesinde hapis cezası öngörmüş ve 18 ve 22. maddelerindeki suçlar dışında para cezasının hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilmesini kabul etmemiştir (5187 s. Basın Kanunu m. 28). Bu nedenle sırf para cezasını gerektiren ve basın yoluyla işlenen suçların kovuşturulması sırasında sorumlu müdürle, yayınlatanın özgürlüğünü kısıtlayıcı, tutuklama yakalaması ve tutuklama gibi bir işlem yapılamamalıdır. Yapıldığı takdirde ilgili süjenin sorumluluğu söz konusu olur.

Suça Sürüklenen Çocuğun Yakalanması

Fiili işlediği zaman on iki yaşını doldurmamış olanlar suç nedeni ile yakalanamaz (Yakalama Y. 19/1/a). On iki yaşını doldurmuş, ancak on sekiz yaşını doldurmamış olanlar suç sebebi ile yakalanabilir. Soruşturma Cumhuriyet savıcısı tarafından yapılır (Yakalama Y. 19/1/b). Yakalanan kişi 18 yaşın altında gözüküyorsa çocuk muamelesi görür. Küçük, aklen malul veya özürlü olan kişilere uygun yetişkin yardımcı olmalıdır. Çocuk ve gençler için ana-baba veya bakıcısı, bir sosyal hizmet görevlisi ve bunlara ulaşılamamışsa, jandarma veya polis olmayan bir başka yetişkin yardımcı olmalıdır. Jandarma veya polis yakaladığı kişinin sorulan sorulara vereceği cevapların önemini kavrayabilecek yetenekte olmadığını görürse, ona akıl hastaları, özürlüler veya çocuklara

Devamını okumak için tıklayın…Suça Sürüklenen Çocuğun Yakalanması

Alkol Muayenesi

Kandaki alkol miktarının belirlenmesi için yapılan alkol muayenesi ve kan örneği alınması, özel kanunlar ile düzenlenmiş olduğu için, CMK m. 75 hükmünden ayrık tutulmuştur (CMK m. 75/7). Bu konu Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğinde ele alınmıştır. Araç kullanma bakımından önem kazanan husus kandaki alkol miktarından yola çıkarak ilgilinin reaksiyon kudreti hakkında bir değerlendirme yapmaktır. Bu nedenle tek başına kandaki alkol miktarı önemli olmayıp, bununla birlikte ilgilinin dengesini koruyup koruyamadığı ve benzeri noktaların da tespit edilmesi gereklidir. Karayolları Trafik Kanununun uyuşturucu veya keyif verici madde alanlarla alkollü içki alma nedeniyle güvenli sürme yetkisini kaybedenlerin araç sürmesini yasaklayan 2013-6487 sayılı Kanunla değişik

Devamını okumak için tıklayın…Alkol Muayenesi

Cumhuriyet Savcısının Tutukluyu Kendiliğinden Serbest Bırakması

Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tutukluyu veya adli kontrol altına alınmış olan kişiyi re’sen serbest bırakmak yetkisi ile de donatılmıştır (CMK m. 103/2). Tutuklamaya artık lüzum görmeyen savcıya, kamu davası henüz açılmamış olmak şartıyla sanığı derhal salıverme yetkisi tanınmıştır (CMK m. 103/2). Tutuklamanın amacı delil karartılmasını önlemek veya kaçmayı engellemek olduğu için eğer bütün deliller toplanmışsa ve kaçma şüphesi de yoksa suçu işlediğine dair “yeterli şüphe” mevcut olsa da, Cumhuriyet savcısı tutukluyu serbest bırakabilmelidir. Kanun koyucu tercihini özgürlükten yana kullanmıştır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde de, şüphe ortadan kalktığı için tutukluluk sona erer, tutuklu kendiliğinden serbest kalır (CMK m. 103/2). Savcıların

Devamını okumak için tıklayın…Cumhuriyet Savcısının Tutukluyu Kendiliğinden Serbest Bırakması

Hukuka Aykırı Tutuklama Kararı Veren Hakimin Cezai Sorumluluğu

Tutuklama şart ve nedenleri oluşmadan tutuklama kararı veren hakimin bu davranışı suç oluşturur. Örneğin davalı vekilinin ısrarla mahkemeleri reddederek, mahkemenin nüfuzunu kırdığı gerekçesiyle CMK’daki tutuklama şartları dışına çıkarak tutuklama kararı veren bir hakimin, avukatın üç saat emniyette, on dakika ceza evinde kalmasına neden olması, görevi kötüye kullanma suçu olarak kabul edilmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 08.12.1986, K. 565).