Savcının görev alanı nasıl belirlenir?

Savcı yasalarla kendine verilmiş görevleri yaparken, hangi mahkeme yanında kurulmuş savcılık örgütünde görevli ise, o yerdeki işlerde yetkilidir. Örneğin bir asliye mahkemesi yanındaki savcılıkta görevli bir savcı, o yer asliye mahkemesinin yetki alanı içine giren işlerde yetkilidir ve buralarda görülmesi gereken davaları açmak ve yürütmekle yükümlüdür. Açılan soruşturmalar suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülür. İl Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın kısmen veya tamamen yapılmasını isteyebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı zorunlu olan delilleri toplar ve gerekmesi halinde alınacak kararlar bakımından bulunduğu yer sulh ceza yargıçlığından talepte bulunur.

Savcı Kimdir? Ceza Yargılamasındaki Görevi Nedir?

Savcı ceza yargılaması faaliyeti içinde yargıçtan sonra gelen en önemli süjedir. Yargıç, önüne getirilen ceza uyuşmazlığını çözen kişi olarak birinci planda rol oynarken, onun önüne uyuşmazlığı getiren ve bunun için gerekli araştırma ve hazırlığı yapan savcının da önemli rolü inkar edilemez. Ceza yargılaması içinde savcı iddia faaliyetini yürüten süjedir. Devletin temel erkleri, yasama, yürütme ve yargı olarak ayrıldığında, savcının yaptığı iş yürütme erki içinde düşünülmelidir. Savcı yargılama içinde iddia görevini yerine getiren süje olarak sonuçta adalete hizmet eden bir kişidir. Suçla mücadele konusunda, toplumda suç işlenmesi ile bozulan denge ve düzenin yeniden kurulmasında ve suçluların cezalandırılmasında, savcının büyük payı vardır.

Devamını okumak için tıklayın…Savcı Kimdir? Ceza Yargılamasındaki Görevi Nedir?

Türkiye’de yabancı askerlerin dokunulmazlığı var mıdır?

Bir ülkede bulunan ve suç işleyen yabancı askerlerin, istisnaen suçu işledikleri ülkenin yargılama kurallarına tabi olmamaları mümkündür. Buna örnek olarak Nato Devletlerinin aralarında yaptıkları Kuvvetler Statüsüne ilişkin anlaşma gösterilebilir. Türkiye de bunu onaylamış ve kabul etmiştir (Bu anlaşmanın resmi adı, “Kuzey Atlantik Andlaşmasına taraf olan devletler arasında Kuvvetler Statü- süne dair andlaşma” olup 6375 sayılı yasayla onama gerçekleşmiştir (RG. 1954, 8663). Bu andlaşmanın kuralları 1956 yılında bazı değişikliklere uğramıştır. (Değişiklik 6816 sayılı yasayla yapılmıştır.) (RG. 1956, 9363). Bu anlaşma gereğince, yabancı askerlerin kendi yasalarına göre yargılanmaları şu hallerde kabul edilmiştir: 1. Ülkesinde bulundukları devlet yasalarına göre eylemin suç teşkil etmemesi.

Devamını okumak için tıklayın…Türkiye’de yabancı askerlerin dokunulmazlığı var mıdır?

Yasama sorumsuzluğu ceza yargılamasında nasıl değerlendirilir?

Yasama dokunulmazlığı, siyasal iktidarların ve hükümetlerin yasama meclislerinde çoğunluğu sağlamak amacıyla azınlık üyele- rine ceza tehdidinde bulunmalarını ve manevi baskı yapmalarını ön- lemek, bunların yasama görevini tam olarak gerçekleştirebilmelerini sağlamak için kabul edilmiş bir kurumdur. Anayasa hukukunda bu konu “yasama meclisi üyelerine tanınan güvenceler” başlığı altında ele alınmaktadır. Öte yandan parlamenter bağışıklıklar da denilmektedir. Bu konuda ilkin kullanılacak terimlere açıklık getirmek uygun olur. Bu çerçevede yasama dokunulmazlığı üst başlığı altında ikili bir ayırım yapılarak, mutlak dokunulmazlık ve nispi dokunulmazlık denildiği yaygındır. Ancak daha doğru olanı, yasama sorumsuzluğu (mutlak dokunulmazlık) ve yasama dokunulmazlığı demektir. Her iki kavramın temeli parlamento üyelerinin parlamento

Devamını okumak için tıklayın…Yasama sorumsuzluğu ceza yargılamasında nasıl değerlendirilir?

Ölünün Beden Muayenesi – Otopsi

Ölünün Kimliğini Belirleme Adli muayene denilen “ölünün hakim tarafından muayenesi” de bir çeşit keşiftir. Keşfe dair normlar burada da uygulanır. Bu muayene iki çeşittir. Birincisi adli muayene diye adlandırılan ve hekim tarafından Cumhuriyet savcısı huzuru ile yapılan dış muayenedir. Bu muayenede ölünün kimliği, ölüm zamanı ve ölüm sebebini tayin için harici bulgular, tıbbi belirtiler tespit edilir. Ancak tıbbi belirtiler ölüm sebebini tam olarak göstermeyeceğinden, otopsi de yapılmalıdır. Otopsi yapılmadan önce mani sebepler olmadıkça, ölünün hüviyeti her suretle ve bilhassa kendisini tanıyanlara gösterilerek tayin olunur. Ortada bir sanık (CMK m. 86/1) hatta şüpheli varsa ölü ona da gösterilmelidir. Otopsi Ölünün muayenesinin

Devamını okumak için tıklayın…Ölünün Beden Muayenesi – Otopsi

Susma Hakkı Nedir? Susma Hakkından Faydalanmak Aleyhe Midir?

Latince “nemo tenetur se ipsum prodere (accusare)” olarak ifade edilen susma hakkı, şu şekilde belirtilebilir; hiç kimse kendi ceza soruşturma ve kovuşturmasına kendi fiiliyle katılmak zorunda değildir. Anayasanın 38/5 maddesinde yer alan, hiç kimsenin kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamayacağı hükmü, susma hakkını belirtmektedir. Şüpheli veya sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenmelidir (m. 147/1-e). Bu hakkın bildirilmesi, devletin soruşturma organlarıyla muhtemelen ilk defa bu vesileyle karşı karşıya gelmiş bulunan hakları konusunda belki de ilk defa bu şekilde haberdar olacak şüphelinin kolluktaki ifadesinde daha da önemlidir. Susma hakkına

Devamını okumak için tıklayın…Susma Hakkı Nedir? Susma Hakkından Faydalanmak Aleyhe Midir?

Cumhuriyet Savcılarının Yer Bakımından Yetkisi

Cumhuriyet savcılarının yetkileri hususunda özellik arzeden, yer bakımından yetki konusudur. Zira savcılık teşkilatının birliği ve bütünlüğü ilkesi gereği, yer bakımından yetki dışındaki yetki çeşitleri itibariyle, aynı başsavcılık bünyesinde bir ayrım söz konusu olmamaktadır. Cumhuriyet savcılarının yer bakımından yetkisi ile ilgili açık bir düzenleme, CMK’nın 161. maddesine eklenen yedinci fıkra ile yapılmıştır. Söz konusu hükme göre; “Yetkisizlik kararı ile gelen bir soruşturmada Cumhuriyet savcısı, kendisinin de yetkisiz olduğu kanaatine varırsa yetkisizlik kararı verir ve yetkili savcılığın belirlenmesi için soruşturma dosyasını, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesine gönderir. Mahkemece bu konuda verilen karar kesindir.” Aslında bu

Devamını okumak için tıklayın…Cumhuriyet Savcılarının Yer Bakımından Yetkisi

Kaçağın Bakmakla Yükümlü Olduğu Yakınlarına Yardım Kararı

Mahkeme el koymaya karar verdiğinde, kaçağın yasal olarak bakmakla yükümlü olduğu yakınlarının alınan tedbirler nedeniyle yoksulluğa düşebileceklerini saptarsa, bunların geçimlerini sağlamak üzere, el konulan mal varlığından sosyal durumları ile orantılı miktarda yardımda bulunulması konusunda kayyıma izin verir (CMK m. 248/6).

Kaçak İçin Zorunlu Müdafi Görevlendirilmesi

Duruşma yapılan hallerde kaçak sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir avukat görevlendirilmesini ister (CMK m. 247/4). Bu müdafi için vekaletname koşulu öngörülmemiştir. Esasen kişi kaçak olduğu ve ele geçirilemediği için, kendisinden vekaletname alınması olanağı da yoktur. Zorunlu müdafilik sisteminin sadece kovuşturma evresi için öngörülmüş olması dikkat çekicidir. Kaçaklar hakkındaki muhakemeyi soruşturma evresini kapsayacak şekilde genişleten kanun koyucunun soruşturma evresinde de zorunlu müdafilik öngörmesi gerekirdi. Kaçak hakkında gıyabi tutuklama kararı verilirken 100 ve sonraki maddeler uygulanacağına göre, CMK m. 101/3 ile öngörülen zorunlu müdafilik kaçak şüpheli veya sanık hakkında da uygulanacaktır.

Kaçak Kararı Verilmesi

Bir şüpheli veya sanığın “kaçak” olduğuna karar verilmesi için, izlenmesi gereken bir yöntem vardır (CMK m. 247/2). İlk koşul, şüpheli veya sanık hakkında, CMK m. 248/2’deki katalogda sayılan suçlardan biri hakkında, soruşturma veya kovuşturmanın başlamış olmasıdır. Bu şüpheliye Cumhuriyet savcısı, sanığa mahkeme tarafından önce tebligat yapılıp, buna uymaması nedeni ile zorla getirme kararı verilmiş olacak ve zorla getirme kararı da yerine getirilmemiş olacaktır. Bu ön koşullar gerçekleşmiş ise, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme sanığın ilan yolu ile davet edilmesine karar verir. Söz konusu ilan, yasada özel olarak düzenlenen şekilde yapılır: çağrı ilanı, “on beş gün içinde gelmediği takdirde 248. maddede gösterilen

Devamını okumak için tıklayın…Kaçak Kararı Verilmesi