Yüklemeli (Mükellefiyetli) Bağışlama

Bir bağışlama yüklemeli (mükellefiyetli) olarak da yapılabilir (TBK m. 291/1). Yani, bağışlayan, bağışlanana ivazsız bir kazandırmada bulunurken, yaptığı kazandırmayla birlikte belirli bir edimi yerine getirmeye veya belirli bir eylemden kaçınmaya yönelik bağışlananın menfaatine olmayan bir yükümlülüğü, bir karşı edim oluşturmayacak şekilde yine bağışlanana yükleyebilir. Yüklemeli bağışlamaya şu örnekler verilebilir: bir heykelin belirli bir yere konulması yükümü altında, bir taşınmazın belirli bir tarzda kullanılması yükümüyle bağışlanması. Bağışlayan, bağışlananın yüklendiği yüklemeyi yerine getirmemesi durumunda, öncelikle TBK m. 291/2 uyarınca ifa davası açarak yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Bağışlayanın ölümü halinde mirasçıları veya yükleme kamu yararı için getirilmişse -eski TBK 241/2’nin ve onu izleyen

Devamını okumak için tıklayın…Yüklemeli (Mükellefiyetli) Bağışlama

Koşullu (Şarta Bağlı) Bağışlama

Bir bağışlama sözü verme kural olarak bozucu veya geciktirici (erteleyici) koşula bağlanarak yapılabilir (TBK m. 290/1). Bir bağışlama sözü verme akdedilirken bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin koşula mı bağlandığı, yoksa geçerli bir bağışlama sözü vermede bağışlanana bir mükellefiyetin mi yüklendiği hususu bir sözleşmenin yorumu sorunudur.

Bağışlama Vaadi (Bağışlama Sözü Verme)

Bağışlama sözü verme; ifasının (tasarruf işleminin), bağışlama sebebine dayalı borç sözleşmesinin (bağışlama sözleşmesinin) kuruluşundan sonra gerçekleştiği bağışlamadır. Kanun Koyucu elden bağışlamadan farklı olarak, bağışlama vaadinde (bağışlama sözü vermede), taşınırlara ilişkin bağışlama sözleşmesinin geçerliliği (adi) yazılı şekilde yapılmasına (TBK m. 288/1); -üzerinde mülkiyet hakkı bulunan tapulu ve tapusuz- taşınmazlara ve taşınmazlar üzerindeki ayni haklara ilişkin bağışlama sözleşmesinin geçerliliğini ise – Tapu Sicil Müdürünün önünde düzenlenecek- resmi şekilde yapılmasına bağlamıştır (TBK m. 288/2). Bu çerçevede noterde akdedilecek tapulu taşınmazlara ilişkin bağışlama sözü verme şekil eksikliği sebebiyle kesin hükümsüzdür. TBK m. 288/1 hükmü, alacak hakkı bağışlaması bakımından, alacağın temliki (devri) vaadinin şekle tabi

Devamını okumak için tıklayın…Bağışlama Vaadi (Bağışlama Sözü Verme)

Elden Bağışlama

Elden bağışlama öğretideki hakim görüşe göre bağışlamaya yönelik borç sözleşmesinin (bağışlama sözleşmesinin) kurulmasının ve ifasının eş zamanlı gerçekleştiği bağışlamadır. Burada bağışlama sebebine dayalı tasarruf işlemi aynı anda meydana gelir. Buna karşılık bizim katıldığımız diğer görüş elden bağışlamayı bağışlama sebebine (causa donandi’ye) dayalı olarak yapılan bir soyut tasarruf işlemi olarak nitelendirir. Buna göre, causa donandi’nin varlığı, soyut, yani geçerli bir borçlandırıcı işleme dayanmayan tasarruf işlemi için yasal iktisap sebebi oluşturur. Dolayısıyla elden bağışlamada bağışlamaya ilişkin borçlandırıcı işlemi (borç sözleşmesini) ifade eden “bağışlama sözleşmesi” kavramına yer olmaz.

Beğenme Koşuluyla Satış (Tecrübe veya Muayene Şartıyla Satış)

Beğenme koşuluyla satış (alıcının onayı şartıyla satış, alıcının denemesi veya incelemesi şartıyla satış) TBK m. 249-252’de düzenlenen özel bir satış türüdür. Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı denemesi (tecrübesi) veya incelemesi (muayenesi/gözden geçirmesi) ve sonrasında onaylaması geciktirici iradi koşuluna bağlı (parça) satışı sözleşmesi olarak tanımlanabilir. TBK m. 249’un yeni getirilen yasal tanımı ise, “Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı deneyerek veya gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan satıştır” şeklindedir. Tanımın da ortaya koyduğu ve hakim öğretinin de kabul ettiği üzere beğenme koşuluyla satışta bir satış sözleşmesi, -yoksa mülkiyeti saklı tutma kaydıyla satışta olduğu gibi satış sözleşmesinin ifasına yönelik tasarruf işlemi değil!-, alıcının satılanı

Devamını okumak için tıklayın…Beğenme Koşuluyla Satış (Tecrübe veya Muayene Şartıyla Satış)

Karz (Tüketim Ödüncü) Sözleşmesi

Türk Borçlar Kanunu’nun 386. maddesine göre, “tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Kanun koyucu, burada da, tarafların asli edim yükümlerine göre tüketim ödüncü sözleşmesini tanımlamış bulunmaktadır. Böylece tüketim ödüncü sözleşmesi çerçevesinde ödünç veren, bir miktar para veya un, tahıl, şeker, kumaş, kömür, benzin gibi misli bir şeyin mülkiyetini belirli bir süre için ödünç alana geçirmeyi; ödünç alan da aynı miktar ve nitelikte şeyi iade etmeyi taahhüt etmektedirler. Bu nedenle parça borcu oluşturan şey tüketim ödüncüne konu olmaktadır. Ödünç

Devamını okumak için tıklayın…Karz (Tüketim Ödüncü) Sözleşmesi