Bağışlama Nedir? Nasıl Yapılır? Bağışlamanın Türleri Nelerdir?

Türk Borçlar Kanunu’nun Üçüncü Bölümü, “Bağışlama Sözleşmesi” başlıklı 285 ila 298. maddeler arasında bağışa ilişkin düzenlemeleri içerir. Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 285/1).” “Bağışlama, bağışlayanın bir karşı edim veya denk bir karşı edim olmaksızın kendi malvarlığından bir malvarlığı değeri ile bağışlananın malvarlığına yönelik sağlığında yaptığı bağışlama sebebine (causa donandi) dayalı, borç doğurucu veya tasarrufi kazandırmadır.” Kanımızca bağışlama şöyle tanımlanabilir: Böylece, bağışlamanın varlığı için, tasarruf işlemi (ifa) aşamasında bağışlayanın malvarlığında bir azalma olması gerekir (pasifin artması veya aktifin azalması) ve “bağışlayanın malvarlığındaki azalma ile nedensellik bağı içerisinde”

Devamını okumak için tıklayın…Bağışlama Nedir? Nasıl Yapılır? Bağışlamanın Türleri Nelerdir?

Karma Bağışlama

Karma bağışlamada, taraflar satış bedeli olarak sözleşme konusunun gerçek değerinden önemli ölçüde düşük bir satış bedeli belirlerler. Bu, nitelikli objektif unsur olarak bilinir. Bununla birlikte, taraflar, gerçek değer ile satış bedeli arasındaki farkın alıcı için bağışlama sebebine dayalı olarak ivazsız bir kazandırma oluşturması üzerinde anlaştılar. Bununla birlikte, bağışlama unsuru başat (baskın) durumda olduğundan, bağışlamaya ilişkin kurallar, satılan için salt sembolik bir fiyatın belirlendiği durumlarda uygulanır.

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama

Dönüş koşullu bağışlama veya bağışlayana dönme koşullu bağışlama, bağışlananın bağışlamadan önce ölmesi durumunda bağışlayanın malvarlığına geri dönüşü engeller (TBK m. 292/1). Bununla birlikte, bağışlayana dönüş koşullu bağışlama sözleşmesi, borç sözleşmesi niteliğindedir ve bağışlayanın bağışlamadan önce ölümü bozucu koşuluna bağlanır. Tasarrufi kazandırma olarak da bilinen tasarruf sözleşmesinin aksine, bağışlamanın ifası için ifa sebebine dayalı olarak yapılmaz. Taşınmazlara ilişkin bağışlarda bozucu koşulun resmi bir şekilde belirtilmesi gerekir. Bağışlayana dönüş koşullu bağışlama ile aynı şekilde akdedilecek şerh anlaşmasına dayalı olarak, tapu kütüğüne bir kişisel hak şerhi olarak şerh verilebilir. Bu, taşınmazlara veya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka ilişkin kişiye sıkı sıkıya bağlı kişisel

Devamını okumak için tıklayın…Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama

Yerine Getirilmesi (Tenfizi) Bağışlayanın Ölümüne Bağlı Olan Bağışlama

“Yerine getirilmesi” veya “tenfizi” olarak bilinen bağışlama, bağışlayanın sağlığında bağışlanana ivazsız olarak bir malvarlığı değerine ilişkin bir kazandırmada bulunmayı taahhüt eder. Bağışlanan kişinin ölümünden sonra, bağışlayanın malvarlığının değerine ilişkin bir kazandırmada bulunmayı taahhüt eder. Bağışların yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne bağlı olduğu durumlarda, TBK m. 290/2’ye göre vasiyete ilişkin hükümler uygulanır. Bununla birlikte, İBK m. 245/3’teki mehaz hüküm, “Yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlamalar ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hükümlere tabidir” diyor. Böylece Kanun Koyucu söz konusu bağışlamayı ölüme bağlı tasarruflara ilişkin kurallara tabi tutmuştur. Bu kurallar, tasarruf özgürlüğü ve tasarruf ehliyeti ile ilgilidir.

Yüklemeli (Mükellefiyetli) Bağışlama

Bir bağış, yüklemeli olarak da yapılabilir (TBK m. 291/1). Bu nedenle, bağışlayan bağışlanana ivazsız bir yardımda bulunurken, aynı zamanda bağışlananın menfaatine olmayan bir yükümlülük yükleyebilir. Bu, karşı edim oluşturmayacak şekilde yapılabilir. Yüklemeli bağışlamanın birkaç örneği, bir heykelin belirli bir yere yerleştirilmesi veya bir taşınmazın belirli bir şekilde kullanılması. Bağışlanan kişi, TBK m. 291/2 uyarınca ifa davası açarak borcun yerine getirilmesini isteyebilir. Bağışlayanın ölümü durumunda, bağışlayanın mirasçıları veya yükleme kamu yararı için getirilmişse, eski TBK 241/2’nin yanıltıcı lafzına rağmen, bağışlayanın mirasçıları yanında ilgili kamu kurumu da ifa davası açabilir (yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir). Haklı bir neden olmadan bağışlayanın yüklendiği sorumluluğu yerine

Devamını okumak için tıklayın…Yüklemeli (Mükellefiyetli) Bağışlama

Bağışlama Vaadi (Bağışlama Sözü Verme)

Bağışlama sözü verme, bağışlama amacına dayalı borç sözleşmesinin kurulmasından sonra gerçekleşen bağışlamadır. Kanun Koyucu, elden bağışlamadan farklı olarak, bağışlama vaadinde (bağışlama sözü vermede) taşınırlara ilişkin bağışlama sözleşmesinin geçerliliğini yazılı olarak yapmasına (TBK m. 288/1); ayni haklara ve tapusuz veya tapulu taşınmazlara ilişkin bağışlama sözleşmesinin geçerliliğini ise resmi olarak Tapu Sicil Müdürünün önünde düzenlenmesine bağlıdır (TBK m. 288/2). Bu çerçevede akdedilecek tapulu taşınmazlara ilişkin bağışlama sözü verme şekli eksik olduğu için kesin hükümsüzdür. Alacak hakkı bağışlaması durumunda, TBK m. 288/1 hükmü, alacağın temliki (devri) vaadinin şekle tabi olmadığını öngören TBK m. 184/2 hükmünün bir istisnasıdır. Genel olarak yazılı olarak akdedilmemiş bağışlama

Devamını okumak için tıklayın…Bağışlama Vaadi (Bağışlama Sözü Verme)

Elden Bağışlama

Elden bağışlama öğretisindeki en yaygın görüşe göre, bağışlama, bağışlamaya yönelik borç sözleşmesinin (bağışlama sözleşmesinin) kurulmasıyla birlikte gerçekleşir. Bağış amacına dayalı olarak, burada aynı anda bir tasarruf işlemi gerçekleşir. Bununla birlikte, elden bağışlama, bağışlama sebebine (causa donandi) dayalı olarak yapılan bir soyut tasarruf yöntemidir. Bunun bir sonucu olarak, causa donandi’nin varlığı, gerçek bir borçlandırıcı işleme dayanmayan bir tasarruf işlemi için yasal iktisap sebebi oluşturur. Bu nedenle, elden bağışlamada, bağışlamaya ilişkin borçlandırıcı işlemi veya borç sözleşmesini ifade eden “bağışlama sözleşmesi” terimi kullanılmaz.

Beğenme Koşuluyla Satış (Tecrübe veya Muayene Şartıyla Satış)

TBK m. 249-252’de tanımlanan beğenme koşuluyla satış, alıcının onayı veya denemesi şartıyla satış olarak tanımlanır. Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı denemesi (tecrübesi) veya incelemesi (muayenesi veya gözden geçirmesi) ve sonrasında onaylaması geciktirici iradi koşuluna bağlı bir parça satışı sözleşmesidir. Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı deneyerek veya gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan satıştır (TBK m. 249). Tanımdan da anlaşılacağı gibi, beğenme koşuluyla satışta bir satış sözleşmesi, mülkiyeti saklı tutmak için satışta olduğu gibi satış sözleşmesinin ifasına yönelik bir tasarruf işlemi değildir. Satış sözleşmesi, alıcının satılanı denemesi veya incelemesi sonrası beğenmesi gereken geciktirici bir iradi koşula bağlanır. Bu koşulun gerçekleşmesi, satış sözleşmesinin

Devamını okumak için tıklayın…Beğenme Koşuluyla Satış (Tecrübe veya Muayene Şartıyla Satış)

Karz (Tüketim Ödüncü) Sözleşmesi

Türk Borçlar Kanunu’nun 386. maddesine göre, “tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi ve ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.”Bu durumda, yasa koyucu tüketim ödüncü sözleşmesini tarafların asli edim yükümlerine göre tanımlamıştır. Tüketim ödüncü sözleşmeleri, ödünç verene belirli bir süre için para veya un, tahıl, şeker, kumaş, kömür, benzin gibi bir şey vermeyi ve ödünç alana aynı miktar ve nitelikte bir şey iade etmeyi taahhüt eder. Sonuç olarak, parça borcu, tüketim ödüncüne konu olmaktadır. Ödünç alan bir şeyi tüketebilir veya yok edebilir. Ödünç verilen şeyin

Devamını okumak için tıklayın…Karz (Tüketim Ödüncü) Sözleşmesi