Cari Hesapta Zamanaşımı

TTK’nın 101. maddesi, cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren beş yıllık zamanaşımına tabidir. Bu zamanaşım, kabul edilen veya mahkeme kararıyla belirlenen bakiyeye veya faiz alacaklarına, hesap hatalarına veya haksız olarak cari hesaba geçirilmiş kalemlere veya tekrarlanan kayıtlara ilişkin davalara uygulanır.

Cari hesapta zamanaşımının işlemeye başlanacağı tarih ETK’da belirtilmemişti. Bu, tartışmalara neden oldu. TTK m. 101, zamanaşımının başlangıç tarihini cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarih olarak tanımladığından, bu konuda önemli bir boşluğu kapatmıştır.

TBK’nın (madde 149/1) müeccel bir alacak için zamanaşımının söz konusu olamayacağı yolundaki hüküm dikkate alındığında, cari hesapta zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarih, cari hesap sözleşmesinin son bulunduğu tarih olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, bu yöntemin, cari hesap sözleşmesinin taraflar arasındaki ilişkilerin hızlı bir şekilde sonlandırılması amacına uygun düşmeyeceği söylenebilir. Bu nedenle, cari hesap sözleşmesinin başlangıcındaki hesaba aktarılan bir alacağın cari hesaba girmemesi gerektiği yolundaki itiraz, cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren zamanaşımına uğrayacaktır. Bu nedenle, ispat-kanıtlar konusunda çeşitli zorluklar ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte, cari hesaba girmemesi gereken bir şeyin hesaba geçirilmediğini bilmesine rağmen ara bakiyeyi kabul eden bir kişi, ara bakiyeyi kabul ettikten sonra dava açabilir. Dolayısıyla, bu durumlarda zamanaşımının hangi tarihte başladığının önemi yoktur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir