Butlanla Sakat Bir Evlilikte Eşin Mirasçılığı

Evliliğin butlan kararı ile sona erdirilmesine ilişkin olarak Türk Medeni Kanunu’nda iki farklı hüküm yer almaktadır. Bu hükümler, TMK’nın 146/2 ve 147/1’inci maddeleri ile 159. maddeleridir.

TMK’nın146/2 ve 147/1’inci maddeleri mirasbırakanın ölümünden sonra da, ilgililerin mutlak butlan davası açabileceklerini düzenlemektedir. İlgililer, mutlak butlan davasını, ölümle şahıslarında doğan haktan yararlanarak açarlar. Eşlerden biri öldükten sonra, mutlak butlan davasını ilgililer açmazlarsa veya açılmış olan mutlak butlan davasına devam etmezlerse, evliliğin ölümle sona ermesine ilişkin hükümler uygulanır. Buna karşılık TMK’nın 159. maddesi, mirasçıların evlenmenin nispi butlanını, dava etme haklarının olmadığını, ancak açılmış olan bir davayı sürdürebileceklerini hükme bağlamıştır. Bu durumda 159. maddeye göre, evlilik nispi butlanla sakatsa, mirasçılar sadece açılan davayı sürdürebilecekler, fakat kendileri dava açamayacaklardır.

Davaya devam edecek sağ kalan eş, kısıtlı ise, onun yerine yasal temsilcisi sıfatıyla davaya devam eder.

TMK’nın 159. maddesinin 3. fıkrasına göre, davaya devam eden davacının mirasçıları sağ kalan eşin evlenme sırasında butlan sebeplerinin varlığını (mutlak veya nispi) bildiğini yani eşin iyiniyetli olmadığını ispat edebilirlerse, sağ kalan eş mirasçı olmaz. Eş iyiniyetli ise, mirasçı olur.

Kanun koyucu her ne kadar TMK’nın 146/2 ve 147/1’inci maddelerinde, mutlak butlan davasının sonucunu hükme bağlamamışsa da, gerekçede TMK’nın 159’uncu maddesinin 3. cümlesinde yer alan “butlan davası” ibaresinin, hem mutlak, hem nispi butlanı kapsayacak şekilde anlaşılması gerektiği öğretide ileri sürülmektedir.

Buradaki mirasçı kavramından miras bırakanın atadığı mirasçılar ve sağ kalan eşle birlikte mirasçı olacak en yakın yasal mirasçılar anlaşılmalıdır. Eşin iyi niyetli olmadığının ispatı halinde, eş ölüme bağlı tasarrufla kendisine sağlanan hakları da Kanun’daki açık düzenlemeye göre, kaybedecektir.

Her ne kadar 159. maddenin lafzi yorumundan ölüme bağlı tasarrufla sağlanan hakların mutlak kaybından söz edildiği sonucu çıkarılabilirse de, ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın iradesine dayandığı için miras bırakan bunun aksini öngörebilir.

Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlenmede diğer eş iyi niyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez ve iyi niyetli eş, diğerinin mirasçısı olur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir