Bağlantısız bileşik ikrarda, ikrar edenin ikrarına eklediği vakıa ile ikrar edilen vakıa arasında hiçbir ilişki yoktur. Bu nedenle, ikrar edilen vakıa olmadan da ikinci (ikrara eklenen) vakıa mevcuttur.
Örneğin, davalının “Dava konusu on bin lirayı davacıdan ödünç olarak aldım, fakat ben de davacıdan on bin lira alacaklıyım, bu alacağım ile borcumu takas ediyorum” şeklindeki beyanı bağlantısız bir bileşik ikrardır. Davacının alacağı ile davalının karşılık alacağı arasında bir ilişki yoktur.
Doktorların çoğu, bağlantısız bileşik ikrarın bölünebileceğine inanıyor. Ayrıca, bağlantısız bileşik ikrarların bölünmesi gerektiğini savunuyoruz çünkü:
Bu durumda, iddia eden tarafın iddia ettiği vakıa ile ikrar eden tarafın iddia ettiği vakıa arasında bir ilişki yoktur. İkrara eklenen vakıa, tamamen diğer tarafın savunmasının dayandığı bir vakıadır ve diğer taraf bunu ispat etmelidir (HMK m. 190; TMK m. 6). Aksi takdirde, diğer taraf olumsuz bir durumu kanıtlamak zorunda bırakılmış olur; bu güçtür.
Yukarıdaki takas örneğinde, davalının ikrarı bölünemez denirse, davacı, davalının iddia ettiği alacağın varlığını ispat etmek zorunda olacaktır. Eğer bunu başaramazsa, yeniden davalının iddia ettiği alacağın varlığını ispat etmek zorunda olacaktır. Davacı, davalının gerçekten bir savunma alacağı olmadığı gerçeğini nasıl kanıtlayacaktır? Davacı, önce karşı alacağını ispat etmelidir.