Bağışlama Vaadi (Bağışlama Sözü Verme)

Bağışlama sözü verme, bağışlama amacına dayalı borç sözleşmesinin kurulmasından sonra gerçekleşen bağışlamadır.

Kanun Koyucu, elden bağışlamadan farklı olarak, bağışlama vaadinde (bağışlama sözü vermede) taşınırlara ilişkin bağışlama sözleşmesinin geçerliliğini yazılı olarak yapmasına (TBK m. 288/1); ayni haklara ve tapusuz veya tapulu taşınmazlara ilişkin bağışlama sözleşmesinin geçerliliğini ise resmi olarak Tapu Sicil Müdürünün önünde düzenlenmesine bağlıdır (TBK m. 288/2). Bu çerçevede akdedilecek tapulu taşınmazlara ilişkin bağışlama sözü verme şekli eksik olduğu için kesin hükümsüzdür.

Alacak hakkı bağışlaması durumunda, TBK m. 288/1 hükmü, alacağın temliki (devri) vaadinin şekle tabi olmadığını öngören TBK m. 184/2 hükmünün bir istisnasıdır.

Genel olarak yazılı olarak akdedilmemiş bağışlama sözü, taşınabilir eşya ve alacak haklarına ilişkin olarak kesin hükümsüzdür. Bununla birlikte, TBK m. 288/3, söz konusu geçersizliği ortadan kaldırmak için yasal bir fırsat sağlar. Söz konusu düzenlemeye göre, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde, bağışlama sözü verme “şekle uyulmaması nedeniyle geçersizdir”. Resmi bir şekilde geçerliliğe bağlanmış bağışlarda bu hüküm geçerli değildir.”

TBK m. 293, “Bir kimse başkasına bağışlamayı önerdiği bir malı, başka mallarından gerçekten ayırmış olsa bile, bağışlananın kabulüne kadar, bağışlama önerisini geri alabilir” diyor. Bu, bağışlama konusunu malvarlığından gerçekten ayırmış olsa bile, bağışlananın kabulüne kadar icabını geri alabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir