Hukuka Aykırı Tutuklama Kararı Veren Hakimin Cezai Sorumluluğu

Hakim, tutuklama gerekçeleri ve şartları oluşmadan tutuklama kararı verdiğinde bu davranışı suç olarak değerlendirir. Örneğin, bir hakimin, davalı vekilinin ısrarla mahkemeleri reddederek, mahkemenin nüfuzunu kırdığı gerekçesiyle CMK’daki tutuklama şartları dışına çıkarak tutuklama kararı vermesi, görevi kötüye kullanma suçu olarak kabul edilmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 08.12.1986, K. 565).

Tutuklananın Yakınlarına Haber Verme

Kovuşturma makamları, yakalanan kişinin yakınlarına haber verir. Şüpheli kendisi konuşamıyor. Bununla birlikte, bir kişi gözaltına alındığında, “bizzat” haber verme hakkı gündeme gelir. Hakim, tutuklama kararı üzerinde kişinin bizzat konuşarak tutuklandığını yakınlarına bildirebilir (CMK m. 107/1, 2). Bu, soruşturmanın amacının tehlikeye düşmemesi koşuluyla mümkündür. Yakınlara bilgi verilmesi, delil karartma şüphesini artırır. Bunun kanıtlandığı durumlarda bildirimin birkaç saat geciktirilmesi uygun olur. Kanun, yakınlarına haber vermenin nasıl yapılacağını açıklamıyor. Yönetmelik bu konuyu düzenlemiştir. İspat açısından yazılı olması faydalıdır. Hakim, sanığın tutuklandığını veya tutuklamanın uzatılmasına karar verildiğini tutuklunun yakınlarına veya seçtiği bir kişiye bildirir. Bildirim “gecikmeden” gönderilir. Anayasa, yakınlara bildirimi de düzenlemektedir. Anayasa’nın 19.

Devamını okumak için tıklayın…Tutuklananın Yakınlarına Haber Verme

Tutuklama Oturumu Öncesinde Müdafinin Savunma Hazırlaması

Müdafinin tutuklama kararı verilmesini engelleyebilmesi için, bunun hukuki ve fiili açıdan değerlendirilebilmesi için gereken zamana sahip olması gerekir. Bu nedenle, tutuklamaya sevk edilen şüpheliler ile tutuklandıktan sonra tutukluluk durumunun devamına karar verilmesi söz konusu olan şüpheliler ve sanıkların müdafinin soruşturma dosyasını inceleme hakkı, tutuklama tehlikesi altında bulunmayan kişilere göre farklıdır. Mooren kararında belirtildiği gibi, müdafinin dosyadaki belgeleri inceleme hakkı kısıtlanmamalıdır. Müdafinin dosyayı incelemesi yeterli değildir. Ek olarak, tutuklama oturumu öncesinde hazırlık yapmak ve incelediği belgelere karşı savubma hazırlamak için zamana ihtiyacı vardır. Sonuç olarak, kurumun canlandırılması için Dönmezer Tasarısı’nda yer alan ancak CMK tarafından onaylanmayan beş günlük hazırlanma süresi gereklidir.

Devamını okumak için tıklayın…Tutuklama Oturumu Öncesinde Müdafinin Savunma Hazırlaması

Tutuklama Kararının Verilmesi

Tutuklama, sanığın kişisel özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlayan bir tedbir olduğundan, buna hakimin, daha doğrusu hakimlerin görev yaptığı bir yargılama makamının karar vermesi garanti edilir (Anayasa m. 19/3). Bağımsız hakimlere tutuklama kararı verme yetkisi verilmesi, tutuklamanın siyasi iktidarın aleti haline getirilmesine karşı önemli bir güvence sağlar. Bu nedenle, bağımsız olmayan bir Cumhuriyet savcısının tutuklamaya karar verebilmesi çok tehlikelidir. Bu nedenle, Anayasa, Cumhuriyet savcısının tutuklama kararı verme yetkisini yasaklamıştır (Anayasa m. 19/3). Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Schiesser/İsviçre kararında yürütme ve taraflara karşı bağımsız olan hkaim dışında diğer bir kişinin tutuklama kararı vermesini Sözleşmenin ihlali olarak görmemiştir. Kararda, savcının hukuken yargılama yetkisine sahip

Devamını okumak için tıklayın…Tutuklama Kararının Verilmesi

Tutuklama Kararı Verilmesi İstemi

Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi ve kovuşturma evresinde de Cumhuriyet savcısının talebi, iki yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlar dışındaki suçlarda şüphelinin tutuklanmasına karar verir. Ancak mahkeme, kovuşturma aşamasında tutuklama kararı re’sen verebilir. CMK ile ilgili soruşturma evresinde sulh hakiminin tekrar tutuklama kararı verme yetkisi kaldırılmıştır. Mülga CMUK m. 158’deki yetki, nedeni anlaşılamayan bir şekilde kaldırılmıştır (CMK m. 163/1). Bununla birlikte, mahkemenin kovuşturma evresinde yeniden tutuklama kararı vermesi (CMK m. 101/1) devam ediyor. Cumhuriyet savcısının tutuklama isteminin gerekçeli olması ve adli kontrolün neden yetersiz kalacağı açıklanması gereklidir. Hakim, tutuklama talebini inceledikten sonra şüphelinin tutuklanmasına, reddetmeye veya adli kontrol altına alınmasına

Devamını okumak için tıklayın…Tutuklama Kararı Verilmesi İstemi

Önleme Tutuklaması Nedir?

Terör suçlarında tutuklama kararı, delillerin karartma şüphesi veya kaçma şüphesi aramadan verilebilir (StPO m. 112/3). Hukuk düzenini ağır bir şekilde tehlikeye düşüren suçların yeniden işlenmesi tehlikesi varsa, tutuklama kararı da verilebilir. Bu hükümlerin devlete suçla mücadelede gerekli yetkileri vermek için aktarılmamış olması yerinde değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, suç işleme tehlikesinin tekrar ortaya çıkmasını engellemek için tutuklama kararı verilmesini Sözleşmeye aykırı görmemiştir. CMK’nın gerekçesinde, failin kamu düzenini ısrarlı ve istisnai bir şekilde bozması durumunda, düzeni iade zorunluluğunu sağlamak amacı ile tutuklama kararı verilebileceği Fransız Kanununu örnek olarak gösterilmiştir ve CMK m. 100’ün bu doğrultuda anlaşılması gerektiği vurgulanmıştır. Biz, kanunda açıkça

Devamını okumak için tıklayın…Önleme Tutuklaması Nedir?

Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi Komitesi

TTK m. 378, riskin erken saptanması ve yönetimi başlığı altında bu komiteyi düzenlemiştir. Madde 366/2’ye göre komiteler isteğe bağlı olabilir, ancak 378. maddede belirtilen risklerin erken tespit edilmesi ve hisseleri borsada işlem gören anonim şirketler için gereklidir. 378. madde, yönetimi, yönetim kurulunu ve genel kurulu devamlı teyakkuz halde tutan ve gerektiğinde yetkili organlarca derhal uygun önlemlerin alınmasını sağlar. Bununla birlikte, bu komite sadece iç kontrol mekanizmasıyla ilgilenir ve şirketin dışa karşı sevk ve yönetimiyle ilgilenmez. Yönetim komitesi, riskleri erken belirlemek için muhasebe ve finansman konusunda uzman olan yönetim kurulu üyelerinden veya tamamen uzman üçüncü kişilerden oluşabilir.Hisselerin borsada işlem görmeyen anonim

Devamını okumak için tıklayın…Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi Komitesi

Anonim Şirkette Denetim Komitesi

TTK 375. maddesinin (c) bendi, yönetim kuruluna, muhasebenin, finans denetiminin ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde finansal planlama için gerekli düzenlemeyi oluşturma ve buna ilişkin ilkeleri belirleme görevi vermektedir. Gerekçede de belirtildiği gibi, finansal denetim sisteminin kurulması, şirketin faaliyetlerini ve işlemlerini denetlemek için bir iç denetim sistemi ve bunu yürütmek için örgütün veya bölümün belirlenmesi anlamına gelir. Halka açık işletmeler, muhasebeden tamamen bağımsız, deneyimli bir iç denetim kuruluşuna ihtiyaç duyar. Bu durumda, yönetim kurulu, icra yetkisi olmayan üyelerden oluşan bir finans denetimi ve denetim komitesi oluşturur.

Yönetim Kuruluna Yardımcı Komiteler

TTK m. 366/2, yönetim kurulu üyelerinden veya üye olmayan kişilerden oluşan komiteler ve komisyonlar kurabilir. Bu komiteler ve komisyonlar, işlerin gidişatını izlemek, iç denetim yapmak, kararlarını uygulamak veya kendisine sunulacak konularda raporlar hazırlamak için kurulabilir. Bu durumlar, yönetim kuruluna yürütme yetkisinin verilmesi anlamına gelen bir “delegasyon” değildir. Bunun yerine, yönetim kurulunun daha iyi kararlar vermesini sağlamak için amaca uygun bir iş bölümü yapıyor. Yönetim kurulu iç yönerge, TTK m. 367’ye göre yönetimi üçüncü kişilere veya yönetim kurulu üyelerine kısmen veya tamamen devredebilir. Ticaret Kanunumuzdaki komite ve komisyonların yetkilerine ilişkin düzenleme uyarınca, yönetim kurulu, özellikle icra yetkisini haiz olmayan yönetim kurulu

Devamını okumak için tıklayın…Yönetim Kuruluna Yardımcı Komiteler

Yönetim Kurulunca Oluşturulacak Komite ve Kurullar

Yeni TTK üç farklı maddede yönetim kurulunun komite kurmasını içerir. Hemen belirtelim ki iki yerde (m. 366/2 ve 378) komite kurulması açıkça belirtilmektedir. Bir anonim şirketin finansal denetim sisteminin kurulmasıyla ilgili olarak, bir “riskin erken saptanması komitesi” ve bir “denetim komitesi” vardır (m. 375/c). Bu komiteler, şirketin iş ve işlemlerinin denetlenmesine ilişkin bir “iç denetim” sisteminin ve bunu yapacak örgütün gösterilmesini içerir. Çünkü gerekçe, küçük veya büyük bir şirketin, muhasebeden tamamen bağımsız, uzmanlardan oluşan etkin bir iç denetim örgütüne ihtiyacı olduğunu vurgulamaktadır. Bu komitelerin yasal dayanağı, kuruluşu ve görevleri için ilgili yayınlarımıza göz atabilirsiniz; Yönetim Kuruluna Yardımcı Komiteler Denetim Komitesi

Devamını okumak için tıklayın…Yönetim Kurulunca Oluşturulacak Komite ve Kurullar