Yıllık Ücretli İzin Hakkı ve Niteliği

Ücretli yıllık izin hakkı, Anayasa’nın (Anayasa m. 50) çalışanlara tanıdığı dinlenme hakkının bir parçasıdır. İş Kanununun sosyal niteliğini gösteren emredici hükümler bu hakkı düzenlemiştir. İş Kanununda yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği belirtilmektedir (m. 53/2) ve izinde çalışma yasağı nedeniyle, izin süresi boyunca ücret karşılığı bir işte çalışan işçinin işverenin izin süresi boyunca ödediği ücreti kendisinden geri alabileceği belirtilmektedir (m. 58).    

Belirli ve Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde Ayırım Yasağı ve Sınırları

Belirli süreli iş sözleşmesi olan bir işçi, belirli süreli iş sözleşmesi olan emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz (İş Kanunu m. 12/1). Belirli bir süreli iş sözleşmesi olan bir işçiye ödenecek ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Herhangi bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyerinde veya işletmede geçirilen kıdem arandığında, belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçi için farklı bir kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden olmadıkça, emsal işçiler için esas alınan kıdem uygulanır (m. 12/2). Emsal işçiler, aynı veya benzer bir işyerinde belirli bir süre için iş sözleşmesiyle çalışırlar. Böyle bir işçi olmadığı

Devamını okumak için tıklayın…Belirli ve Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde Ayırım Yasağı ve Sınırları

Zincirleme İş Sözleşmesi Hususunda Özel Öğretim Kurumlarında Çalışan Öğretmenlerin Durumu

5580 sayılı Özel Öğretim Okulları Kanunu, iş sözleşmelerinin sürelendirilmesine ilişkin özel bir düzenleme içerdiğinden, zincirleme iş sözleşmeleri yapılabilir. Zira 5580 sayılı Kanuna göre, yönetici, öğretmen ve Kanunda sayılan diğer kişilerle iş sözleşmeleri en az bir yıl sürelidir (m. 9/1). Bir yıl “takvim yılı” olarak tanımlanmıştır (m. 9/1). Aynı maddede ayrıca, bu kişilerin sosyal güvenlik ve özlük hakları açısından sosyal sigortalar ve İş Kanunu hükümlerine bağlı oldukları belirtilmektedir (m. 9/5). 5580 sayılı Kanundan önce yürürlükte olan 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunundaki iş sözleşmesinin süresine ilişkin hüküm, esas olarak 5580 sayılı Kanun tarafından da kabul edildiğinden, öğretide ve yargı kararlarında buna

Devamını okumak için tıklayın…Zincirleme İş Sözleşmesi Hususunda Özel Öğretim Kurumlarında Çalışan Öğretmenlerin Durumu

Zincirleme İş Sözleşmeleri

İşverenler, koşullarının gerçekleşmesi halinde kıdem tazminatı ödemekten ve işçiye fesih bildirim (ihbar) süresi veya bu süreye ait ücret vermekten kaçınmak istiyorlarsa, işçilerle kısa süreli sözleşmeler yaparak veya bunları yenileyerek işi sürdürmeyi tercih ediyorlar. sözleşmeyi sona erdirmek istediklerinde işçiye yeni bir sözleşme yapmak veya sözleşmenin yenilenmediğini işçiye bildirmek. 4857 sayılı Kanun öncesi, belirli süreli iş sözleşmelerinin varlığı halinde işverenin korunması, İsviçre Hukukunda olduğu gibi bizde de yoktu. 4857 sayılı İş Kanunu ise bu konuya özel bir düzenleme getirmiştir. Kanun, belirli bir süreli iş sözleşmesi için birden fazla üst üste (zincirleme) yapılmasına izin vermez. Aksi halde sözleşme başlangıçtan itibaren belirsiz bir süre

Devamını okumak için tıklayın…Zincirleme İş Sözleşmeleri

Yapılan İş Karşılığında Ücret Alınması

İşçi, yaptığı iş için ücret alır. İş Kanunu’nda iş sözleşmesinin tanımında (m. 8/1) işçinin ücret karşılığı çalışan kişi olduğu esastır. Yargıtay, ücret bir çalışma karşılığı olduğundan, çalışmayan süre için ücret talep edilemez. İş sözleşmesinde açıkça belirtilmemiş bir ücretin uzun bir süre ödenmemesi ücretin ücret karşılığı olmadığı anlamına gelmez. Çalışanın iş sözleşmesine dayandığının kanıtlanması, çalışanın işçi olarak kabul edilebilir olduğunu gösterir. İş sözleşmesinin varlığının kanıtlanması, sözleşmenin yazılı olması koşuluna bağlı olmamasına rağmen, sözleşmenin gerçekte var olduğunu gösterir. Yargıtay, normalde her iş bir ücret gerektirir ve işverenin işçinin ücretini sonradan isteme hakkı vardır. Uzun süre ücret almadan çalışmak normal bir şey değildir.

Devamını okumak için tıklayın…Yapılan İş Karşılığında Ücret Alınması

Esas Sözleşmenin Asgari Zorunlu İçeriği

TTK’nın 339/2 maddesinde, esas sözleşmede hangi hususların yer alması gerektiği on iki maddede açıkça belirtilmektedir. Bunun bir sonucu olarak, esas sözleşmede aşağıdaki hususların yer alması gerekir: 1) Ticaret Merkezinin Adresi Anonim şirketler, TTK m. 16/1 hükmü uyarınca tacir olduğundan, TTK m. 18/1 uyarınca bir ticaret unvanı seçmek ve kullanmak zorundadır. Unvan, anonim şirketin ticari hayatını özelleştirir. İşletmenin merkezi ve ilçeleri esas sözleşmede belirtilmelidir. Örneğin, “Ankara şirketin merkezi”dir. Adresi, “Atatürk Bulvarı No: 107 Ankara” olarak işaretlenmiş. İlk olarak, merkezin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirirken, adresin değiştirilmesi yönetim kurulu kararı ve sicile tescili ile yeterli olacaktır. Bu, iki kavramı ayıran bir farktır.

Devamını okumak için tıklayın…Esas Sözleşmenin Asgari Zorunlu İçeriği

Esas Sözleşmenin Şekli ve Niteliği

Esas sözleşmenin şekli yazılı olmalıdır ve m. 339 hükmündeki gerekli unsurları içermelidir. Eski TTK’de anonim şirket, en az beş kurucu tarafından oluşturulan esas sözleşme olarak anılırdı. Yeni yasa, bir kişinin anonim bir şirket kurmasına izin verdiği için, tek kurucu tarafından hazırlanan şirket statüsünün adını değiştirecektir. Birden çok ortaklı anonim şirketlerde statü bir sözleşmedir. Tek ortaklı bir kuruluş, tek kurucunun şirket kurma kararını tek taraflı bir hukuki işlem olarak ifade ettiğinden, tek yanlı kuruluş beyanı olarak bilinir. Borçlar hukukundaki iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler, esasen “şirket sözleşmesi”nden birçok yönden farklıdır. Şirket sözleşmesinde, ortak bir amaç güdülmekte ve ortaklar arasında ve ortaklar

Devamını okumak için tıklayın…Esas Sözleşmenin Şekli ve Niteliği

Anonim Şirketin Kuruluş İşlemleri

Bir anonim şirketin, tek veya çok ortaklı olarak kurulmasına ilişkin işlemleri şöyle tespit edebiliriz; Esas sözleşmenin yazılı olarak hazırlanması ve kurucuların imzalarının noterce onaylanması veya esas sözleşmenin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması (m. 339/1) Sermayenin kanunda veya esas sözleşmede öngörülen şekilde ödenmesi Gerekiyorsa GTB’nin izni, Ticaret siciline tescil (tüzel kişiliğin kazanılması) ve TTSG ilan.

Ticaret Şirketlerinde Yeni Kuruluş Yoluyla Tür Değiştirme

Yasada belirtilen ticaret şirketlerine uygun olarak kurulan bir şirket, daha sonra tasfiye edilerek yeniden kurulabilir. Bu değişiklik, yasadaki tasfiyesiz tür değişiklikleri kapsamadığı için yasal olarak bir tür değişikliği olarak kabul edilmez. Bu tür değiştirme, tür değiştirecek şirketin feshedilmesi ve ardından tasfiye edilmesi gerektiği anlamına gelir. Tüm süreçler tamamlandıktan sonra yeni bir ticaret şirketi kurulur. Bu nedenle, ilk şirketin varlıkları, faaliyetleri ve hakları yeni kurulan şirketine aktarılır. Yeni yasalara göre, değiştirici kuruluşun bir tür değiştirme olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Çünkü herhangi bir işletme, fesih, tasfiye ve şirket kurallarına uymak suretiyle böylesine radikal bir değişiklik yapabilir. Bununla birlikte, bu yöntem hem

Devamını okumak için tıklayın…Ticaret Şirketlerinde Yeni Kuruluş Yoluyla Tür Değiştirme

Ticaret Şirketinin Tür Değiştirme Çeşitleri

Bir ticaret şirketinin tür değiştirmesi, kurulurken önemli olan şeylerin zamanla önemini yitirmesi nedeniyle, yeni koşullara ve taleplere uyarlanması için hem ekonomik hem de akıllıca bir yöntemdir. Bir ticaret şirketi genellikle iki tür değişiklik yapabilir: Yeni kuruluş yoluyla tür değiştirme Hukuki kabuk değiştirmek suretiyle tür değiştirme