Apartmanda evcil hayvan beslenebilir mi? Hukuk ne diyor?

Günümüzde, kat mülkiyetine tabi birçok yerde yönetim planlarında hayvan beslenmesini kısıtlayıcı veya yasaklayıcı düzenlemeler mevcuttur. Aslında, yönetim planlarında evcil hayvanlarla ilgili yasaklayıcı düzenlemelerin tarihsel sebebi, büyükbaş ve küçükbaş hayvan sahiplerinin kırsal bölgelerden hayvanlarını şehre taşımalarını engellemektir. Bu nedenle, inek, koyun, keçi, tavuk ve horoz gibi hayvanların beslenmesini yasaklayan bağımsız bölümler içeren eski yönetim planlarının çoğu kopyadır.

Birkaç başlık altında, apartmanın evcil hayvanlarını besleyip beslemeyeceğini incelemek faydalıdır.

Evcil hayvan tahliyesi istemli davalarda yönetim planının önemi, içeriğinde evcil hayvan beslenmesine ilişkin bir düzenleme bulunup bulunmamasına ve var ise şarta bağlı olup olmamasına bağlıdır.

Yönetim Planında Evcil Hayvan Beslenmesini Yasaklayıcı ve Kısıtlayıcı Bir Düzenleme Olmaması

Bağımsız bölümlerinde evcil hayvan besleyen kat maliklerine karşı hayvanın tahliyesi istemi ile açılan davalarda, yönetim planında evcil hayvan beslenmesini yasaklayıcı veya kısıtlayıcı herhangi bir düzenleme bulunmaması durumunda, ileri sürülen rahatsızlık, KMK. 18’de belirtilen dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğü ve TMK. 737’de belirtilen komşuluk hukuku kuralları çerçevesinde katlanma ve hoşgörü sınırları içerisinde değerlendirilecektir.

Hiç şüphesiz, yönetim planında evcil hayvan beslenmesi konusunda bir yasak bulunmadığı takdirde, hayvanın varlığı bir rahatsızlık sebebi olarak gösterilemez ve tahliye için bir gerekçe olarak kabul edilemez. Yargıtay, konuyla ilgili bir kararında, “Köpek, günümüzde birçok ailenin beslediği evcil hayvanlardandır.” Sonuç olarak, köpeğin varlığının rahatsız edici bir bileşen olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”dedi. Son tahlilde, bir hayvanın varlığından rahatsız olması nedeniyle tahliyesi mümkün değildir.

Yönetim planında hayvan beslenmesine dair bir yasak bulunmadığı durumlarda, hayvanın gerçekten bir tahliye tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu kanıtlamak için, sadece hayvandan kaynaklandığı iddia edilen gürültü ve kirliliğin dava konusu olması yeterli değildir. Yargılama, hayvanın davranışlarının bu iddialarla örtüşüp örtüşmediği ve bu davranışların tahammül ve hoşgörü sınırını aşacak düzeyde olup olmadığına bakacaktır.

Bu nedenle, kat malikleri, komşuluk hukuku kuralları göz önünde bulundurularak birbirlerinin tahammül sınırlarını aşmayan ses, gürültü, koku ve benzeri davranışlarına katlanmak ve hoşgörülü olmak zorundadırlar. Bir evcil hayvanın sesinin zaman zaman alt kattan veya üst kattan duyulması, o hayvanın rahatsız olduğu anlamına gelmemelidir. Dolayısıyla, yönetim planında evcil hayvan beslenmesini yasaklayıcı bir düzenleme yoksa ve evcil hayvanın diğer kat maliklerine hayatı çekilmez kılacak derecede rahatsız olmaması durumunda evcil hayvanın tahliyesi söz konusu olmayacaktır.

Yönetim Planında Evcil Hayvan Beslenmesine Dair Bazı Şart ve Kısıtlamaların Olması

Yönetim planlarında evcil hayvan beslenmesi ile ilgili bir düzenleme bulunması durumunda, bu düzenlemenin tek başına evcil hayvan beslemeye engel teşkil ettiğini söylemek mümkün olmayabilir. Bu nedenle, yönetim planlarında yer alan hayvanlara ilişkin düzenlemeler zaman zaman belirli koşullar ve kısıtlamalarla karşı karşıya kalabilir. Yönetim planları, “kat malikleri köpek hariç, kedi, kuş gibi hayvanlar besleyebilirler”, “kat malikleri diğer komşuları rahatsız etmemek kaydı ile bağımsız bölümlerinde evcil hayvan besleyebilirler” veya “kat malikleri evlerinde en fazla iki evcil hayvan besleyebilirler” gibi düzenlemeler içerebilir.

İlk derece mahkemesi tarafından verilen ve Yargıtay tarafından onaylanan bir kararda, yönetim planında “Bağımsız bölümde ve eklentilerinde kuş, balık gibi evcil hayvanlar hariç, başka hayvanlar besleyemezler.” Besledikleri hayvanların diğer kat maliklerini rahatsız etmesini de garanti ederler. Aksi takdirde site kat malikleri sorunlu hayvanın site dışına çıkarılmasını isteyebilir. Bu konuda site kat malikleri kurulunun alacağı kararlara hayvan sahipleri uymak zorundadır” düzenlemesine dayanarak evinde köpek besleyen bir kat malikine karşı açılan davada, davacı site yönetiminin iddiasını sadece yönetim planına dayandırdığını belirterek davayı reddetti.

Yönetim Planında Hiçbir Koşulda Evcil Hayvan Beslenemeyeceğini Dair Düzenlemeler Olması

Yönetim planları genellikle kat maliklerinin hayvanlarını hiçbir koşulda besleyemeyeceklerine dair düzenlemeler içerir. Bu tür durumlarda, bir kat malikleri evcil hayvanlarını beslemek için çabaladığında, hayvanın diğer kat maliklerin rahatsız olup olmadığına bakılmaksızın tahliyesine karar verilir. İlk etapta incelendiğinde yönetim planına aykırı olan bu durumda tahliye kararı verilmesi yasal olarak uygun görünebilir. Bununla birlikte, konu tartışmaya değerdir. Bu konuda, tüm hayvanların yaşamlarının ve haklarının güvence altına alınması için toplumsal, ahlaki ve vicdani açıdan uluslararası düzeydeki en önemli metin olan Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi çok önemlidir. Beyanname, hayvan haklarına ve korunmasına ilişkin temel ilkeleri, kriterleri, beklentileri ve sorumlulukları tanımlar. “Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil edilmelidir.” İnsan hakları gibi hayvan hakları da korunmalıdır.”” düzenlemesine dahil edildi.

Aynı zamanda Türkiye, 1987 yılında imzalanan 125 numaralı Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ni onayladı. 20.10.2003 tarihli ve 25265 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2003/6168 sayılı Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin Onaylanması Hakkında Karar ile bu sözleşmeyi onayladı. Bu karar doğrultusunda, Türkiye 18.11.1999 tarihinde Sözleşmeyi imzaladı ve 28.11.2003 tarihinde onayladı.

Avrupa Birliği üyeleri, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve ardından yürürlüğe giren Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği gibi hayvan hakları ve refahına ilişkin temel yasal düzenlemelere sahiptir.

Sözleşmeye göre, “Ev hayvanı” terimi, insan tarafından özellikle evde, özel zevk ve refakat amacıyla tutulan her türlü hayvanı ifade eder (m. 1). Sözleşme, taraf devletlerin her birinin evde, ticari üretme ve barındırma kuruluşlarında ve hayvan barınaklarında tutulan hayvanlar ve başıboş hayvanlar ile ilgili olarak Sözleşme’nin hükümlerine işlerlik kazandırılması için gerekli tedbirleri almayı taahhüt ettiğini belirtmektedir (m. 2). Yine söz konusu Sözleşme’nin üçüncü maddesi, bir ev hayvanını terk etmenin yasak olduğunu belirtmektedir. 4. Madde, bir ev hayvanını koruyan veya bakımını kabul eden kişinin, hayvanın cinsi ve ırkına bağlı olarak davranış gereksinimlerini dikkate alan barınak, dikkat ve bakım sağlayacağını belirtmektedir.

Anayasamızın 90. maddesinin son fıkrasının son cümlesi, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir” diyor. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek anlaşmazlıklarda milletlerarası antlaşmaların hükümleri esas alınır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında, yönetim planlarında yer alan “evcil hayvan besleme yasağı”na ilişkin düzenlemelerin ne kadar geçerli olduğuna dair bir değerlendirme yapılmalıdır. Bu konuda alanında deneyimli hayvan hakları savunucusu avukatlarla işbirliği yapmak faydalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir