Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2019/4013 K. 2020/760 T. 26.02.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli öldürme HÜKÜM : TCK.nin 82/1-d,e, 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası. TÜRK MİLLETİ ADINA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık … ‘ın, yeni doğan bebeğini nitelikli kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin; sanık hakkında takdiri indirim uygulanmaması gerektiğine ve sair hususlara, sanık … müdafiinin; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelen yerinde görülmeyen

Devamını okumak için tıklayın…Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2019/4013 K. 2020/760 T. 26.02.2020

Soyut Borç İkrarı Nedir?

Borç ikrarı ya da borç tanıması bir kimsenin karşı tarafa belirli bir borcu olduğuna dair beyanıdır. Sebebi gösterilmeyen borç ikrarına soyut borç ikrarı denir. B, A’ya olan borcunu yazılı bir belge aracılığıyla “A’ya 1000 lira borçluyum” şeklinde ifade ediyor. Yapılan işlemin hukuki niteliğinin tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu kabul edilmektedir . B’nin A’ya böyle bir beyanda bulunmasının sebebini aralarında daha önce vuku bulmuş bir hukuki ilişkinin varlığı olabilir. Ancak B’nin A’ya borcunun altında hiçbir sebep yatmıyorsa, burada geçerli bir borç ikrarından söz edilebilir mi? Sebebi olmayan bir borç, söz konusu olamaz. Buradaki temel problem, borç ikrarında sebep gösterilmediği

Devamını okumak için tıklayın…Soyut Borç İkrarı Nedir?

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, E. 2021/3317 K. 2021/19091 T. 08.12.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli hırsızlık HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2020 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür. Sanık hakkında tekerrrüre esas alınan ilamındaki mahkumiyetin, TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763

Devamını okumak için tıklayın…Yargıtay 6. Ceza Dairesi, E. 2021/3317 K. 2021/19091 T. 08.12.2021

Ön Sözleşmeden Doğan Borçların Yerine Getirilmemesi

Ön sözleşme, taraflara ileride asıl sözleşmeyi yapma borcunu yükler. Bunun için ön sözleşmede belirlenen tarafların asıl sözleşmeyi yapmak için bir irade açıklamasında bulunmaları gerekir. Taraflar ön sözleşmeden doğan asıl sözleşmeyi yapma borcunu ifa etmekten kaçındığında, yani asıl sözleşmenin yapılmasına dair irade açıklamasından kaçınıldığında hakimin hükmü asıl sözleşmeyi yapmaktan kaçınan tarafın irade beyanı yerine geçecektir. Alman Usul Kanunu’nda yer alan bu esas Türk-İsviçre hukuku bakımından da kabul edilmektedir. A ile B bir ön sözleşme yapıyorlar. A’nın asıl sözleşmeyi yapmaktan kaçındığı durumda mahkeme kararı A’nın irade beyanı yerine geçecek ve böylelikle A ile B arasında sözleşme yapılmış olacaktır. Hakimin hükmünün yani mahkeme

Devamını okumak için tıklayın…Ön Sözleşmeden Doğan Borçların Yerine Getirilmemesi

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2019/9553 K. 2019/9522 T. 04.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama, çocuğa karşı … , aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: I- Şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sanıklar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde: Şikayetçi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin yokluğunda verilen hükmün 18.12.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak; hükmün CMUK.nın 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 02.01.2019 tarihinde temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince temyiz isteminin oybirliğiyle REDDİNE, II- Sanık hakkında mağdurlar … ve …

Devamını okumak için tıklayın…Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2019/9553 K. 2019/9522 T. 04.07.2019

Ön Sözleşme Kavramının Gerekliliği

Öğretide ön sözleşme kavramına gerek olup olmadığı halen tartışmalı bir husustur. Kimileri, ön sözleşme kavramının anlamsız olduğunu ileri sürerler. Deniliyor ki, eğer bir taşınmazı devretme yükümlülüğü ilk olarak asıl sözleşmeden doğuyorsa, ön sözleşmenin kendisi zaten bir sözleşmedir. Eğer, taşınmaz devretme yükümlülüğü asıl sözleşmeden doğuyorsa, o zaman ön sözleşmeye gerek yoktur. Doktrinde bazı yazarlar ise ön sözleşmeye gerek olup olmadığının teori tarafından değil, pratikteki uygulamaya göre taraflarca karar verilmesi gerektiğini ileri sürer. Ön sözleşmenin taraflarıyla asıl sözleşmenin tarafları birbirinden farklı ise ön sözleşmenin pratikte de anlam ifade eden bir hukuki kurum niteliği taşıdığı ortaya çıkmaktadır. Sözleşmenin yapılması hususunda bir engel varsa

Devamını okumak için tıklayın…Ön Sözleşme Kavramının Gerekliliği

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2020/419 K. 2020/793 T. 02.03.2020

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Nitelikli öldürmeye teşebbüs HÜKÜM : Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2018 gün ve 2017/383 esas, 2018/323 karar sayılı, sanığın “çocuğu öldürmeye teşebbüs” suçundan TCK’nin 82/1-e, 35, 62, 53. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükme yönelik istinaf başvurularının CMK’nin 280/1 -a maddesi uyarınca esastan reddine. TÜRK MİLLETİ ADINA 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 299. maddesi uyarınca sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin takdiren REDDİNE karar verilmiştir. Sanık … hakkında; mağdur … ’e yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmü katılan vekili

Devamını okumak için tıklayın…Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2020/419 K. 2020/793 T. 02.03.2020

Üçüncü Şahıs Lehine Ön Sözleşme

Ön sözleşmelerde ön sözleşmenin taraflarıyla sözleşmenin tarafları genellikle aynı şahıslardır. Ancak bunun her zaman böyle olması şart değildir. Yani, asıl sözleşmenin taraflarından biri veya tamamı ön sözleşmeden farklı olabilir. A taşınmazını üzerinde bir villa yaptırması amacıyla B’ye satıyor. Yapılan satım sözleşmesinin hükümlerinden biri: “Villanın projelendirme işini C yapacaktır.” Satım sözleşmesinin kendisi bir asıl sözleşme olmasına rağmen bahsi geçen sözleşme hükmü ön sözleşme niteliğindedir. B, burada inşaat işleriyle ilgili C’yle sözleşme yapma vaadi borcu altına girmektedir. Dolayısıyla ileride B ile C arasında bir sözleşme yapılacaktır. Verilen örnekte ön sözleşmenin tarafları A ile B; asıl sözleşmenin tarafları ise C ile B’dir. İşte

Devamını okumak için tıklayın…Üçüncü Şahıs Lehine Ön Sözleşme

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, E. 2018/2519 K. 2019/323 T. 21.01.2019

Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : 1-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, 2-Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, 3-Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, 4-Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : Sanıklar hakkında: 1-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ayrı ayrı; TCK’nın 309/1, 53/1-5, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet, 2-Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından ayrı ayrı; Ceza verilmesine yer olmadığına, 3-Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ayrı ayrı; Ceza verilmesine yer olmadığına kararlarına yapılan istinaf başvurularının esastan reddi Yapılan yargılama sonunda yerel mahkemece sanıkların Anayasayı

Devamını okumak için tıklayın…Yargıtay 16. Ceza Dairesi, E. 2018/2519 K. 2019/323 T. 21.01.2019

Ön Sözleşme’de Şekil

BK’nın 22. ve TBK’nın 29/2. maddesinde ön sözleşme bakımından bir problemi özel olarak düzenlenmiştir. Asıl sözleşmenin geçerliliği, bir şekle tabii ise ön sözleşme bakımından da aynı şekle uyulması gerekir. Doktrin bu ifadeyi şöyle tamamlamaktadır: Tarafların korunması amacıyla asıl sözleşmenin geçerliliği bir şekle tabii tutulmuşsa, ön sözleşme bakımından da aynı şekle uyulması gerekir. Borçlar Kanunu’nun 22. maddesi taşınmaz satış vaadi ve taşınmaz satımına şöyle bağdaştırılmaktadır: Taşınmaz satım sözleşmesi de taşınmaz satım vaadi de resmi şekle tabiidir. farklı olan tek şey işleme katılan resmi makamlardır. Taşınmaz satım sözleşmesinde işleme katılan resmi makam tapu memuru iken; taşınmaz satış vaadinde noterdir. Ön sözleşme nedir?

Devamını okumak için tıklayın…Ön Sözleşme’de Şekil