Anonim Şirkette Ortakların Sınırlı Sorumlu Olması

Anonim şirket ortaklarının şirket borçlarından dolayı sorumluluğu, sadece koymayı taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlı olarak şirkete karşıdır. Anonim şirketin temel ilkelerinden birisi de budur. Ortak tarafından taahhüt edilen sermaye paylarının ortaklığa ödenmesiyle, ortağın sorumluluğu kesin olarak ortadan kalkar. Bu taahhüdün artırılması, yalnızca oybirliği ile esas sözleşmenin değiştirilmesiyle mümkün olur (TTK m. 421/2/a). Ancak, payların devirlerinin şirketin onayına bağlı olduğu hallerde, sözleşmede hüküm bulunması kaydıyla ortaklara periyodik nitelikte bazı tali mükellefiyetler yüklenebilir (TTK m. 480/3). Ödenmeyen sermaye borcundan dolayı ortak, şirket alacaklılarına değil, şirkete karşı sorumludur. Nihayet ortağın ödeme yükümü, payın gerçek değeri üzerinden değil, nominal yani itibari değer üzerindendir.

Devamını okumak için tıklayın…Anonim Şirkette Ortakların Sınırlı Sorumlu Olması

Anonim Şirketin Malvarlığıyla Sorumlu Olması

Anonim şirket, üçüncü kişilere karşı kendi malvarlığı ile sorumludur. Ortaklığın malvarlığı (öz varlık veya mamelek de denilir) ortaklık esas sermayesi demek değildir. Esas sermaye, ortaklık sözleşmesinde yer alan değişmez itibari bir kıymettir. İki değer, yani esas sermaye ile malvarlığı, şirketin kuruluşunda eşittir. Kuruluştan sonra ortaklığın faaliyetinin sonucuna göre, ortaklık malvarlığı çoğalır veya azalır. Karlı ve başarılı işletmede lehte, başarısız ve zararda olan işletmede ise aleyhte fark doğar. Ortaklık alacaklıları, esas sermayeyi aşan, yani lehte olan farka da müracaat edebilirler; az olması halinde ise, açıkta kalan yani karşılanmayan kısımlar için ortaklara başvurulamaz. Çünkü ortakların sorumluluğu, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır.

Devamını okumak için tıklayın…Anonim Şirketin Malvarlığıyla Sorumlu Olması

Borçlanma Yasağına Aykırı Davranmanın Yaptırımı

Yeni düzenlemede, şirkete borçlanma yasağına aykırı olarak pay sahiplerine borç verenlerin üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacağı öngörülmektedir (6335 sayılı Kanunla değişik TTK m. 562/5/c). Borç veren kişiler, anonim şirkette yönetim kurulu, limited şirketlerde ise müdürlerdir. Tek ortaklı anonim ve limited şirketlerde, ortak aynı zamanda yönetim kurulu üyesi veya müdür olması halinde, borç veren aynı kişi demektir. Borcun geri ödenmesine ilişkin süre Yeni düzenlemede süre yok. TTK’da 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce, pay sahiplerinin m. 358 hükmüne aykırı borçlanmaları durumunda, bu borçlarını Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içinde nakden ödemeleri, aksi halde, TTK

Devamını okumak için tıklayın…Borçlanma Yasağına Aykırı Davranmanın Yaptırımı

Anonim Şirkette Pay Sahiplerinin Şirkete Borçlanması

6335 sayılı kanunla değişik TTK m. 358/1 hükmü uyarınca, “Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz.” Buna göre, pay sahiplerinin şirkete borçlanabilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir; Pay sahiplerinin şirkete sermaye taahhüdünden doğan borçlarının tümünü ödemiş olmaları Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte karının geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olması gerekir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, şirket her yıl kar etmiş ve bunun da önemli bir kısmının ortaklara dağıtılmasına genel kurul karar vermişse, ortakların şirketten borç almaları zorlaşacaktır. Ancak, bunun bağımsız denetime tabi olmayan şirketlerde

Devamını okumak için tıklayın…Anonim Şirkette Pay Sahiplerinin Şirkete Borçlanması

Ultra Vires İlkesinin Kaldırılmasının Önemi

Ultra vires ilkesi kaldırıldı. Ultra vires ilkesi AET’nin 68/151 sayılı şirketlere ilişkin Birinci Yönergesinin ilgili hükmü dikkate alınarak yeni Türk Ticaret Kanunu’na alınmamıştır. Böylece ticaret şirketleri Türk Medeni Kanunu’nun 48. maddesi çerçevesinde haklardan yararlanabilecek ve borçlar üstlenebileceklerdir. Ultra vires ilkesinin kaldırılması nedeniyle, şirketin işletme konusu dışında yapacağı işlemlerin sonuçları, yeni Kanunda iyiniyet çerçevesinde özel olarak düzenlenmiştir. Gerçekten de TTK m. 371/2 hükmüne göre; “Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu

Devamını okumak için tıklayın…Ultra Vires İlkesinin Kaldırılmasının Önemi